29 Nisan, Dünya Dilek Günü olarak kutlanmaktadır. Bu gün, hayati tehlike taşıyan hastalıklarla mücadele eden çocukların dileklerinin gerçekleştirilmesinin önemine dikkat çekmek amacıyla belirlenmiştir. Dünya Dilek Günü'nün kökeni, 1980 yılında lösemi teşhisi konulan 7 yaşındaki Chris Greicius'un hikayesine dayanmaktadır.

Chris, polis memuru olma hayali kuruyordu. Dileğini gerçekleştirmek isteyen gönüllüler, ona özel bir polis üniforması diktiler ve bir gün boyunca polis memuru olmasına olanak sağladılar. Chris'in bu deneyimi, hayallerin ve dileklerin, hastalıklarla mücadele eden çocuklara umut ve güç verebileceğini gösterdi.

Chris'in bu deneyiminden ilham alan gönüllüler, Make-A-Wish Vakfı'nı kurdular. Vakıf, o günden bugüne dünya genelinde binlerce çocuğun dileğini gerçekleştirdi. 29 Nisan, Chris'in dileğinin gerçekleştiği gün olduğu için, onun anısına Dünya Dilek Günü olarak kabul edilmiştir.

Dünya Dilek Günü'nün Amacı:

• Hayati tehlike taşıyan hastalıklarla mücadele eden çocukların dileklerinin gerçekleştirilmesinin önemine dikkat çekmek.
• Make-A-Wish Vakfı'nın çalışmalarını duyurmak ve desteklemek.
• Çocukların hayallerinin peşinden gitmelerini teşvik etmek.

Dünya Dilek Günü, her yıl çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Bu etkinlikler arasında dilek ağaçları oluşturmak, bağış toplamak, hastaneleri ziyaret etmek ve çocuklara hediyeler vermek yer almaktadır. Bu özel gün, toplumun her kesimini, hasta çocukların hayallerini gerçekleştirmek için bir araya gelmeye teşvik etmektedir.

29 Nisan aynı zamanda farklı tarihi olaylara da ev sahipliği yapmıştır. Örneğin, 1945'te toplama kampındaki kadın tutuklular kurtarılmıştır. 1953'te Walt Disney'in animasyon filmi Peter Pan gösterime girmiştir. 1991'de ise Bangladeş'te meydana gelen kasırga sonucu yaklaşık 138.000 kişi hayatını kaybetmiştir.

Green Card başvuru sonuçlarının ne zaman açıklanacağı, başvuru yapanların merakla beklediği bir konu. DV Lottery Green Card sonuçları, genellikle her yılın Mayıs ayında açıklanmaktadır. 2024 DV Lottery sonuçları 4 Mayıs 2024 tarihinde erişime açılmıştır. Başvuru sahipleri, sonuçları অনলাইনে olarak kontrol edebilirler.

Sonuçları kontrol etmek için, başvuru sırasında aldığınız onay numarasını (confirmation number) kullanmanız gerekmektedir. Bu numara olmadan sonuçlarınızı öğrenmeniz mümkün değildir. Onay numaranızı kaybettiyseniz, başvuru yaptığınız web sitesinde yer alan "Forgot Confirmation Number" (Onay Numarasını Unuttum) bölümünden tekrar erişebilirsiniz.

Sonuçlar yalnızca resmi DV Lottery web sitesi üzerinden açıklanmaktadır. E-posta veya posta yoluyla herhangi bir bilgilendirme yapılmamaktadır. Bu nedenle, dolandırıcılıklara karşı dikkatli olunması önemlidir. Başvuru sahiplerinden para talep eden veya kişisel bilgilerini isteyen e-postalara itibar edilmemelidir.

Sonuçların açıklanmasının ardından, Green Card almaya hak kazanan başvuru sahipleri, belirli bir süreçten geçerek gerekli evrakları tamamlamaları ve mülakata katılmaları gerekmektedir. Bu süreçte, ABD Göçmenlik Bürosu tarafından belirlenen tüm şartları yerine getirmek önemlidir.

Özetle, Green Card başvuru sonuçları her yıl Mayıs ayında açıklanır ve sonuçlar yalnızca resmi web sitesi üzerinden öğrenilebilir. Başvuru sahipleri, onay numaralarını kullanarak sonuçlarını kontrol edebilir ve dolandırıcılıklara karşı dikkatli olmalıdır.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı bir televizyon programında kendisine yöneltilen bir soruya yanıt vermemesi üzerine gündeme geldi. Program sırasında, ekonomist Evren Devrim Zelyut tarafından sorulan, 'Kur korumalı mevduatta (KKM) maliyeti düşürmek için bir yönteminiz var mı?' şeklindeki soru üzerine stüdyoda kısa süreli bir sessizlik yaşandı.

Zelyut, KKM'nin bütçeye olan yükünü hatırlatarak, bu konuda bir çözüm önerisi olup olmadığını sordu. Şimşek, bu soruya doğrudan bir yanıt vermekten kaçınarak, Türkiye'nin risk priminin (CDS) yüksek olduğunu ve bu durumun Hazine'nin borçlanma maliyetini artırdığını ifade etti. Şimşek, CDS'lerin düşürülmesiyle Hazine'nin daha uygun koşullarda borçlanabileceğini ve bu durumun bütçeye olumlu yansıyacağını belirtti. Ancak, KKM ile ilgili doğrudan bir açıklama yapmadı.

Programın sunucusu, Şimşek'e KKM sorusunu tekrar yöneltti. Şimşek, bu soruya da net bir cevap vermeyerek, enflasyonla mücadeleye odaklandıklarını ve enflasyonu düşürmeden KKM'nin maliyetini düşürmenin mümkün olmadığını savundu. Enflasyonun düşmesiyle birlikte faizlerin de düşeceğini ve bu durumun KKM maliyetini azaltacağını vurguladı.

Zelyut, Şimşek'in yanıt vermemesine rağmen ısrarla soruyu yineledi. Şimşek ise, Türkiye'nin enflasyonla mücadelede kararlı olduğunu ve orta vadeli programla enflasyonu tek haneye düşürmeyi hedeflediklerini tekrar etti. KKM konusundaki soruları yanıtsız bırakarak, enflasyonla mücadeleye odaklanmanın önemini vurguladı.

Bu durum, sosyal medyada ve ekonomi çevrelerinde tartışmalara yol açtı. Bazı yorumcular, Şimşek'in KKM sorusuna net bir yanıt vermemesini, hükümetin bu konuda somut bir çözüm önerisi olmadığı şeklinde yorumladı.

Usta oyuncu, 25 yıldır yaşadığı 5 oda 1 salon evinin kapılarını okuyuculara açtı. Oyuncu, uzun yıllardır aynı evde yaşamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirirken, evindeki yaşam alanlarını ve kedileriyle olan bağını anlattı.

Oyuncunun evi, konforlu ve sıcak bir atmosfere sahip. Geniş salon, kedilerin rahatça dolaşabileceği ve oyuncunun dinlenebileceği bir alan olarak dikkat çekiyor. Evin dekorasyonunda, oyuncunun kişisel zevklerini yansıtan detaylar göze çarpıyor. Kitaplar, tablolar ve çeşitli objeler, evin karakterini zenginleştiriyor.

Oyuncu, kedileriyle olan ilişkisine de değindi. Onların hayatının önemli bir parçası olduğunu ve onlarla birlikte yaşamaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. Kedilerin evin her köşesinde özgürce dolaşması, oyuncunun onlara verdiği değeri gösteriyor.

Evin diğer odaları da oyuncunun yaşam tarzını yansıtıyor. Yatak odası, dinlenme ve huzur bulma amacıyla düzenlenmiş. Çalışma odası ise, oyuncunun projeleri üzerinde çalıştığı ve ilham aldığı bir alan. Mutfak, pratik ve kullanışlı bir şekilde tasarlanmış.

Oyuncunun 25 yıldır yaşadığı bu ev, sadece bir yaşam alanı değil, aynı zamanda onun kişiliğinin ve anılarının bir yansıması. Kedileriyle birlikte geçirdiği mutlu anılar, evin her köşesinde hissediliyor.

TRT ekranlarında yayınlanan ve cumartesi akşamları izleyicisiyle buluşan 'Eşref'in Rüyası' dizisinin kadrosuna yeni bir isim dahil oldu. Genç oyuncu Belgin Şimşek, diziye Bahar karakteriyle katıldı.

Bahar karakteri, Eşref'in hayatına girmesiyle dizide yeni bir dönemin başlangıcını temsil ediyor. Belgin Şimşek'in performansı ve karakterin hikayeye olan etkisi merakla bekleniyor.

Dizinin yapımcıları, Belgin Şimşek'in enerjisi ve yeteneğiyle Bahar karakterine hayat vereceğine inandıklarını belirtiyor. 'Eşref'in Rüyası', yeni bölümleriyle TRT'de yayınlanmaya devam edecek.

Türkiye, EURO 2024 Elemeleri D Grubu'ndaki dördüncü maçında Karadağ ile 2-2 berabere kaldı. Podgorica Şehir Stadı'nda oynanan karşılaşmada Milli Takımımız, 9. dakikada Bertuğ Yıldırım'ın golüyle öne geçti. Karadağ, 45+2'de Krstovic'in golüyle eşitliği sağladı. İkinci yarıda, 59. dakikada Savic'in golüyle Karadağ öne geçti. Ancak Türkiye, 71. dakikada Abdülkerim Bardakcı'nın golüyle skoru tekrar eşitledi.

Maçın ilk yarısında Türkiye, Bertuğ Yıldırım'ın erken golüyle avantaj yakaladı. Ancak Karadağ, ilk yarının son anlarında bulduğu golle soyunma odasına beraberlikle gitti. İkinci yarıda Karadağ'ın öne geçmesine rağmen, Milli Takımımız pes etmedi ve Abdülkerim Bardakcı'nın golüyle bir puanı kurtardı.

Maçtan Önemli Anlar:

• 9. dakika: Bertuğ Yıldırım'ın golüyle Türkiye 1-0 öne geçti.
• 45+2. dakika: Krstovic'in golüyle Karadağ beraberliği yakaladı.
• 59. dakika: Savic'in golüyle Karadağ 2-1 öne geçti.
• 71. dakika: Abdülkerim Bardakcı'nın golüyle Türkiye skoru 2-2 yaptı.

Bu sonuçla Türkiye, gruptaki puanını 9'a yükseltti. Karadağ ise 5 puana ulaştı. Milli Takımımız, EURO 2024 Elemeleri'ndeki mücadelesine devam edecek.

Avrupa Komisyonu, ABD'nin derin deniz tabanı madenciliği girişimlerinin uluslararası hukukla uyumluluğunu sorguluyor. Komisyon, bu tür faaliyetlerin çevresel etkileri ve yasal dayanakları konusunda ciddi endişeler taşıyor. Derin deniz madenciliği, okyanus tabanındaki metal açısından zengin nodüllerin çıkarılmasını içeriyor ve bu süreç, deniz ekosistemlerine zarar verme potansiyeli taşıyor.

Avrupa Komisyonu'nun açıklamasına göre, ABD'nin bu konudaki yaklaşımı, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) gibi uluslararası anlaşmalarla çelişebilir. UNCLOS, deniz kaynaklarının kullanımını düzenleyen ve çevrenin korunmasını öngören temel bir çerçeve sunuyor. Komisyon, tüm ülkelerin bu sözleşmeye uyması gerektiğini vurguluyor.

Komisyon, deniz tabanı madenciliğinin potansiyel çevresel etkileri konusunda da uyarıda bulunuyor. Bu tür faaliyetler, deniz yaşamının çeşitliliğini azaltabilir, habitatları yok edebilir ve su kirliliğine yol açabilir. Avrupa Komisyonu, derin deniz ekosistemlerinin hassasiyetine dikkat çekerek, bu tür faaliyetlerin sadece sıkı çevresel değerlendirmelerden sonra ve sürdürülebilir uygulamalarla gerçekleştirilmesi gerektiğini savunuyor.

Avrupa Komisyonu'nun bu açıklaması, derin deniz madenciliği konusundaki uluslararası tartışmaları alevlendirebilir. Birçok ülke ve çevre örgütü, bu tür faaliyetlerin durdurulması veya sıkı bir şekilde düzenlenmesi çağrısında bulunuyor. Komisyonun tutumu, deniz çevresinin korunması ve sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin desteklenmesi açısından önemli bir sinyal olarak değerlendiriliyor.

Avrupa Komisyonu ayrıca, deniz tabanı madenciliğinin ekonomik boyutuna da değiniyor. Bu tür faaliyetlerin, özellikle kobalt, nikel ve manganez gibi stratejik metallere olan talebi karşılamada rol oynayabileceği belirtiliyor. Ancak Komisyon, ekonomik faydaların çevresel risklerle dengelenmesi gerektiğini vurguluyor. Sürdürülebilir bir yaklaşım, deniz kaynaklarının gelecek nesiller için korunmasını sağlamalıdır.

Portekiz Başbakanı Luis Montenegro, Bulgaristan Başbakanı Dimitar Glavchev ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, Bulgaristan'ın Avrupa'nın savunmasındaki stratejik önemine dikkat çekti. Montenegro, Lizbon'un Sofya ile savunma alanındaki işbirliğini güçlendirme arzusunu dile getirerek, bu işbirliğinin Avrupa Birliği'nin (AB) genel güvenlik ve savunma politikalarına önemli katkılar sağlayabileceğini vurguladı.

Montenegro, Bulgaristan'ın coğrafi konumunun ve askeri kapasitesinin, Avrupa'nın doğu sınırlarının korunmasında kritik bir rol oynadığını belirtti. Ayrıca, iki ülke arasındaki savunma sanayi işbirliğinin artırılmasının, hem teknolojik transferleri kolaylaştıracağını hem de ortak askeri tatbikatlar yoluyla operasyonel uyumluluğu geliştireceğini ifade etti.

Görüşmede, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik devam eden saldırıları ve bu durumun Avrupa güvenliği üzerindeki etkileri de ele alındı. Montenegro, Portekiz'in Ukrayna'ya olan desteğini yineleyerek, AB'nin bu konudaki birlik ve dayanışma içinde hareket etmesinin önemini vurguladı. Bulgaristan Başbakanı Glavchev ise, ülkesinin AB'nin ortak güvenlik politikalarına tam destek verdiğini ve bölgesel istikrarın sağlanması için aktif rol oynamaya hazır olduğunu belirtti.

İki lider, enerji güvenliği, iklim değişikliği ve ekonomik işbirliği gibi diğer önemli konularda da görüş alışverişinde bulundu. Portekiz ve Bulgaristan arasındaki ticaret hacminin artırılması ve yenilenebilir enerji projelerinde ortaklıklar kurulması konularında mutabakata varıldı.

Montenegro'nun Bulgaristan ziyareti, Portekiz'in Doğu Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirme stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Ziyaretin, iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve askeri işbirliğinin daha da geliştirilmesine katkı sağlaması bekleniyor.

Avrupa Birliği (AB), Türkiye ile ilgili hazırladığı son raporda, ülkedeki hukukun üstünlüğü, temel haklar ve ifade özgürlüğü alanlarındaki sorunlara dikkat çekti. Raporda, bu konularda gerileme olduğu vurgulanırken, özellikle yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması eleştirildi.

AB'nin raporunda, Türkiye'deki demokratik standartlar ve insan hakları konusundaki endişeler dile getirildi. Özellikle, terörle mücadele yasalarının geniş kapsamlı uygulanması ve bu durumun ifade özgürlüğünü olumsuz etkilemesi eleştirilen noktalar arasında yer aldı.

Raporda ayrıca, Türkiye'deki ekonomik durum da değerlendirildi. Yüksek enflasyon, işsizlik ve Türk Lirası'ndaki değer kaybının ülke ekonomisi üzerindeki olumsuz etkileri vurgulandı. AB, Türkiye'nin ekonomik istikrarı için yapısal reformlar yapması gerektiğini belirtti.

Türkiye-AB ilişkileri açısından, raporda diyalog ve işbirliğinin önemine vurgu yapıldı. Ancak, Türkiye'nin AB üyelik sürecinde ilerleme kaydedebilmesi için demokratik reformlar yapması ve hukukun üstünlüğünü güçlendirmesi gerektiği belirtildi. Raporda, Türkiye'nin dış politikadaki adımları da değerlendirilirken, özellikle Doğu Akdeniz ve diğer bölgelerdeki gerilimlere dikkat çekildi ve yapıcı bir rol oynaması çağrısında bulunuldu.

Sonuç olarak, AB'nin Türkiye raporu, ülkedeki demokratik gerileme ve ekonomik zorluklara dikkat çekerken, Türkiye'nin AB ile ilişkilerini geliştirebilmesi için reformlar yapması gerektiğinin altını çiziyor.