Patlıcan kapama, Türk mutfağının sevilen lezzetlerinden biridir. İşte bu yemeği evde kolayca hazırlamanız için gerekli malzemeler ve yapılış adımları:

Malzemeler:

• 3 adet kemer patlıcan
• 250 gram kuşbaşı et
• 1 adet kuru soğan
• 2 adet sivri biber
• 2 adet domates
• 2 diş sarımsak
• 1 yemek kaşığı domates salçası
• Yarım çay kaşığı karabiber
• 1 çay kaşığı pul biber
• 1 çay kaşığı kekik
• Tuz
• Sıvı yağ

Üzeri için:

• 1 su bardağı sıcak su

Yapılışı:

1. Patlıcanları alacalı soyup tuzlu suda bekletin.
2. Kuşbaşı eti tencerede suyunu salıp çekene kadar kavurun.
3. Doğranmış soğan ve biberi ekleyip pembeleşinceye kadar kavurun.
4. Sarımsağı ekleyin.
5. Domates salçasını ekleyip kokusu çıkana kadar kavurun.
6. Doğranmış domates, baharatlar ve tuzu ekleyip karıştırın.
7. Suyunu süzdüğünüz patlıcanları kurulayıp kızgın yağda hafifçe kızartın.
8. Kızaran patlıcanları fırın kabına dizin.
9. Ortasına etli harcı paylaştırın.
10. Üzerine sıcak su gezdirin.
11. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında patlıcanlar yumuşayana kadar yaklaşık 20 dakika pişirin.

Püf Noktaları:

• Patlıcanları kızartmadan önce tuzlu suda bekletmek acılığını alır.
• Etin lezzeti için mühürleme işlemi yapabilirsiniz.
• Arzuya göre farklı baharatlar ekleyebilirsiniz.

Afiyet olsun!

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, yetişkin aşılamasının önemine dikkat çekerek, sadece çocukların değil yetişkinlerin de aşılanması gerektiğini vurguladı. Ceyhan, bağışıklık sisteminin yaşla birlikte zayıfladığını ve bu nedenle yetişkinlerin enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale geldiğini belirtti.

Ceyhan'ın açıklamalarına göre, yetişkinlerin aşılanması gereken başlıca hastalıklar şunlardır:

• Grip
• Zatürre
• Tetanos
• Difteri
• Boğmaca
• Suçiçeği
• Kızamık
• Kabakulak
• Kızamıkçık

Prof. Dr. Ceyhan, bu hastalıkların yetişkinlerde daha ağır seyredebileceğini ve hatta ölümcül olabileceğini ifade etti. Özellikle kronik rahatsızlığı olan veya bağışıklık sistemi baskılanmış yetişkinlerin aşılanmasının hayati önem taşıdığını vurguladı.

Ayrıca, Ceyhan, toplumda aşı karşıtlığının yaygın olmasının halk sağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Aşıların güvenli ve etkili olduğunu, yan etkilerinin ise son derece nadir görüldüğünü söyledi. Aşıların, bireyleri hastalıklardan korumanın yanı sıra, toplumda bağışıklık düzeyini artırarak salgınların önüne geçilmesine de yardımcı olduğunu ekledi.

Ceyhan, yetişkin aşılamasının teşvik edilmesi için şu önerilerde bulundu:

1. Aile hekimlerinin yetişkin hastalarına aşılamanın önemini anlatması
2. Aşı kampanyalarının düzenlenmesi
3. Aşıların erişilebilirliğinin artırılması
4. Aşılar hakkında doğru bilgilendirme yapılması

Son olarak Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, yetişkin aşılamasının toplum sağlığını korumak için önemli bir adım olduğunu ve herkesin bu konuda bilinçli olması gerektiğini vurguladı.

Günümüzde akıllı telefonlar, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Sabah uyandığımızda ilk işimiz telefonumuza bakmak, gün içinde sürekli olarak bildirimleri kontrol etmek ve uyumadan önce son kez sosyal medyada gezinmek rutinlerimiz arasında. Bu durum, teknolojinin sunduğu kolaylıkların yanı sıra, psikolojik olarak da bazı sorunları beraberinde getiriyor.

Akıllı telefonlardan gelen sürekli uyarılar, dopamin salgılanmasına neden olarak bağımlılık yaratabiliyor. Bildirim sesi duyduğumuzda beynimizde bir ödül mekanizması tetikleniyor ve bu da telefonu sürekli kontrol etme ihtiyacımızı artırıyor. Bu durum, dikkat dağınıklığına, odaklanma sorunlarına ve hatta anksiyeteye yol açabiliyor.

Sosyal medya platformları, özellikle gençler arasında büyük bir popülariteye sahip. Ancak, sosyal medyada gördüğümüz mükemmel hayatlar, gerçeklikten uzak ve çoğu zaman yanıltıcı olabiliyor. Bu durum, kıskançlık, özgüven eksikliği ve mutsuzluk gibi duyguları tetikleyebiliyor. Ayrıca, sosyal medyada geçirilen uzun saatler, sosyal ilişkilerin zayıflamasına ve yalnızlık hissine neden olabiliyor.

Peki, bu durumdan nasıl kurtulabiliriz? Öncelikle, telefon kullanımımızı bilinçli bir şekilde yönetmemiz gerekiyor. Bildirimleri kapatmak, telefonumuza ayırdığımız süreyi sınırlamak ve belirli zamanlarda telefonumuzdan uzaklaşmak, bu konuda atabileceğimiz önemli adımlar arasında. Ayrıca, sosyal medyada gördüğümüz her şeyin gerçek olmadığını ve kendi hayatımızla başkalarının hayatlarını karşılaştırmamamız gerektiğini unutmamalıyız.

Alternatif aktiviteler bulmak da önemli. Kitap okumak, spor yapmak, doğada yürüyüşe çıkmak veya sevdiklerimizle vakit geçirmek, telefonumuzdan uzaklaşmamıza ve daha mutlu bir yaşam sürmemize yardımcı olabilir. Unutmayalım ki, hayat sadece ekrandan ibaret değil.

Tuğçe Kumral, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde yaşadığı derin üzüntü ve çaresizliği dile getirdiği bir yazı kaleme aldı. Röportajcı Kumral, deprem bölgesindeki deneyimlerini ve depremle yüzleşmesini okuyucularla paylaşıyor.

Kumral, yazısında depremden sonra bölgeye yaptığı ziyaretlerde karşılaştığı yıkımı ve insanların yaşadığı travmayı anlatıyor. Özellikle, depremzedelerin yaşadığı kayıpların büyüklüğüne ve geleceğe dair umutlarının azalmasına dikkat çekiyor. “Yine aynı çaresizliği yaşadık” ifadesi, Kumral'ın deprem felaketinin yıl dönümünde hissettiği derin üzüntüyü ve acıyı vurguluyor.

Yazıda, depremzedelerin yaşadığı zorluklara ek olarak, arama kurtarma çalışmalarındaki yetersizlikler ve koordinasyon eksiklikleri de eleştiriliyor. Kumral, deprem sonrası yaşanan karmaşanın ve belirsizliğin, depremzedelerin acısını daha da katladığını belirtiyor.

Kumral, deprem bölgesindeki çocukların yaşadığı travmanın uzun sürecek etkilerine dikkat çekiyor. Çocukların yaşadığı korku ve kaygının, psikolojik destekle aşılması gerektiğini vurguluyor.

Yazıda, deprem felaketinden çıkarılması gereken derslere de değiniliyor. Kumral, depreme dayanıklı binalar inşa etmenin ve kentsel dönüşüm projelerini hızlandırmanın önemine işaret ediyor. Ayrıca, afetlere hazırlık konusunda toplumun bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi gerektiğini vurguluyor.

Son olarak, Kumral, depremzedelere destek olmanın ve onların acılarını paylaşmanın önemini vurguluyor. Depremzedelere yalnız olmadıklarını hissettirmenin ve onlara umut vermenin, iyileşme sürecine katkı sağlayacağını belirtiyor.

Aybüke Albere, Hürriyet Pazar'a verdiği röportajda kariyerinden ve hayata bakış açısından bahsetti. Oyunculuk kariyerine nasıl başladığını anlatan Albere, ailesinin desteğinin önemine değindi.

Albere, röportajda sektördeki zorluklara da dikkat çekerek, özellikle genç oyuncuların kendilerini sürekli geliştirmeleri ve donanımlı olmaları gerektiğini vurguladı. Kendine güvenmenin ve 'hayır' diyebilmenin önemine dikkat çeken oyuncu, bu sayede kariyerinde daha sağlam adımlar attığını belirtti.

Röportajda Albere, yeni projelerinden de bahsetti. Gelecekteki hedeflerine değinen Albere, farklı karakterleri canlandırmak ve kendisini sürekli geliştirmek istediğini söyledi. Ayrıca, sosyal sorumluluk projelerinde yer almanın kendisi için çok önemli olduğunu vurguladı.

Albere, gençlere tavsiyelerde bulunarak, hayallerinin peşinden gitmelerini, kendilerine inanmalarını ve asla pes etmemelerini öğütledi. Başarılı olmak için çok çalışmanın yanı sıra, dürüst ve etik değerlere sahip olmanın da önemine dikkat çekti.

Röportajın sonunda Albere, kendisini destekleyen herkese teşekkür etti ve gelecekteki projeleriyle izleyicilerin karşısına çıkmak için sabırsızlandığını ifade etti.

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerdeki internet sitelerinde çocuk istismarı materyallerinin (ÇİM) yaygınlığı giderek artıyor. Europol’ün son raporuna göre, bu durum yetkililer ve sivil toplum kuruluşları için büyük bir endişe kaynağı oluşturuyor. Raporda, ÇİM’in çevrimiçi platformlarda yayılmasının önlenmesi ve bu tür içeriklerin tespit edilerek kaldırılması süreçlerinde karşılaşılan zorluklar detaylı bir şekilde ele alınıyor.

Rapora göre, son yıllarda ÇİM üretiminde ve yayılmasında önemli bir artış gözlemleniyor. Özellikle şifreli mesajlaşma uygulamaları ve dark web gibi platformlar, bu tür içeriklerin anonim olarak paylaşılmasına olanak sağladığı için suçlular tarafından sıklıkla kullanılıyor. Bu durum, yetkililerin bu tür içeriklere erişmesini ve failleri tespit etmesini zorlaştırıyor.

Europol, AB üyesi ülkelerdeki kolluk kuvvetleriyle işbirliği yaparak ÇİM ile mücadele çalışmalarını koordine ediyor. Ancak, bu mücadelede karşılaşılan en büyük zorluklardan biri, farklı ülkelerdeki yasal düzenlemelerin ve uygulama yöntemlerinin farklılık göstermesi. Bu durum, uluslararası işbirliğini ve bilgi paylaşımını zorlaştırıyor.

Raporda ayrıca, yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojilerinin ÇİM’in tespit edilmesinde ve kaldırılmasında önemli bir rol oynayabileceği vurgulanıyor. Ancak, bu teknolojilerin de bazı sınırlamaları bulunuyor. Örneğin, yapay zeka algoritmaları bazen yanlış pozitif sonuçlar verebiliyor ve bu da masum insanların mağduriyetine yol açabiliyor. Bu nedenle, bu teknolojilerin dikkatli ve etik bir şekilde kullanılması gerekiyor.

Europol, AB üyesi ülkelere, ÇİM ile mücadele konusunda daha fazla kaynak ayırmaları ve uluslararası işbirliğini güçlendirmeleri çağrısında bulunuyor. Ayrıca, internet servis sağlayıcıları ve sosyal medya platformları gibi özel sektör kuruluşlarının da bu mücadeleye aktif olarak katılması gerektiği belirtiliyor.

Sonuç olarak, AB ülkelerindeki internet sitelerinde çocuk istismarı materyallerinin artışı ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. Bu sorunun çözümü için, devletler, uluslararası kuruluşlar, özel sektör ve sivil toplumun işbirliği yapması ve koordineli bir şekilde hareket etmesi gerekiyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yeni bir operasyon düzenlendi. Operasyonda, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Müdürü'nün de dahil olduğu toplam 47 kişi gözaltına alındı.

Operasyonun detaylarına ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Gözaltına alınan kişilerin hangi suçlamalarla karşı karşıya olduğu da netlik kazanmış değil. Ancak, operasyonun İBB'deki bazı yolsuzluk iddiaları ile ilgili olduğu belirtiliyor.

Gözaltıların ardından İBB'den de bir açıklama bekleniyor. Konuyla ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor.

Gözaltına Alınanlar:

• İSKİ Genel Müdürü
• Diğer İSKİ Çalışanları
• İBB ile İlişkili Şirket Çalışanları

Olayın Muhtemel Nedenleri:

1. Yolsuzluk İddiaları
2. İhaleye Fesat Karıştırma İddiaları
3. Görevi Kötüye Kullanma İddiaları

Soruşturma devam ederken, İBB ve İSKİ'deki faaliyetlerin nasıl etkileneceği merak konusu.

Estonya hükümeti, savunma harcamalarını önemli ölçüde artırmayı hedefleyen bir ek finansman paketini onayladı. Bu karar, Estonya'nın güvenlik kaygılarına yanıt verme ve savunma kapasitesini güçlendirme stratejisinin bir parçası olarak öne çıkıyor. Hükümetin bu hamlesi, bölgesel güvenlik ortamındaki değişimlere karşı bir önlem olarak değerlendiriliyor.

Onaylanan ek finansman, savunma bütçesinde yüzde 54'lük bir artış anlamına geliyor. Bu artışla birlikte Estonya, savunma harcamalarını Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'sının (GSYİH) önemli bir bölümüne ayırmış olacak. Bu durum, Estonya'yı NATO'nun savunma harcamaları hedeflerine ulaşma konusunda ön sıralarda yer alan ülkelerden biri haline getirebilir.

Ek finansmanın hangi alanlara tahsis edileceği konusunda detaylı bilgiler de paylaşıldı. Buna göre, yeni kaynaklar öncelikle askeri teçhizatın modernizasyonuna, savunma altyapısının güçlendirilmesine ve siber güvenlik kapasitesinin artırılmasına yönelik projelere aktarılacak. Ayrıca, askeri personelin eğitimi ve tatbikatlara katılımı da bu ek bütçeden desteklenecek.

Estonya hükümetinin bu kararı almasındaki temel nedenlerden biri, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonları ve bölgesel güvenlikteki genel belirsizlik olarak gösteriliyor. Estonya, bu türden tehditlere karşı caydırıcılığını artırmak ve olası bir saldırıya karşı hazırlıklı olmak amacıyla savunma harcamalarını artırma yoluna gidiyor.

Hükümet yetkilileri, savunma harcamalarındaki bu artışın Estonya'nın güvenliğini sağlama ve bölgesel istikrara katkıda bulunma açısından kritik öneme sahip olduğunu vurguluyor. Ayrıca, bu yatırımın Estonya'nın NATO içindeki rolünü güçlendireceği ve müttefiklerle işbirliğini artıracağı belirtiliyor.

Jeffrey Epstein davasının önemli figürlerinden Virginia Giuffre, hayatını kaybetti. Giuffre'nin intihar ettiği bildirildi. Giuffre, Epstein ve Ghislaine Maxwell'e karşı açtığı davalarla tanınıyordu. Epstein'in reşit olmayan kız çocuklarını istismar ettiği iddialarının merkezinde yer alan Giuffre, bu davaların sembol isimlerinden biri haline gelmişti.

Giuffre, Epstein ve Maxwell'i kendisini reşit olmadığı dönemde cinsel istismara maruz bırakmakla suçlamıştı. Bu iddialar, geniş yankı uyandırmış ve Epstein davasının uluslararası alanda daha da büyümesine neden olmuştu. Maxwell, bu suçlamalardan hüküm giymişti.

Giuffre'nin ölümü, Epstein davasıyla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirebilir. Özellikle davanın mağdurları ve kamuoyu, Giuffre'nin mücadelesini ve davanın seyrini yakından takip ediyordu. Giuffre'nin ölümüyle birlikte, davanın geleceği ve diğer mağdurların durumu hakkında yeni sorular ortaya çıkabilir.

Virginia Giuffre, uzun yıllar boyunca Epstein ve Maxwell'in eylemlerinin sonuçlarıyla mücadele etmiş ve diğer mağdurlara umut kaynağı olmuştu. Onun ölümü, Epstein davasının karmaşık ve trajik boyutunu bir kez daha gözler önüne seriyor.