Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul'da beklenen depremle ilgili önemli uyarılarda bulundu ve 2025 İstanbul deprem risk haritasını değerlendirdi. Haritaya göre, İstanbul'daki bazı ilçe ve mahallelerin deprem riski altında olduğu belirtildi.

Riskli İlçeler ve Mahalleler: Haberde belirtilen riskli ilçeler ve mahalleler detaylı olarak açıklanmamış olsa da, Prof. Dr. Görür'ün açıklamaları genel bir risk değerlendirmesi sunuyor. Özellikle fay hatlarına yakın ve zemini sıvılaşmaya müsait olan bölgelerin daha riskli olduğu vurgulanıyor.

Prof. Dr. Naci Görür'ün Uyarıları:

• İstanbul'da deprem hazırlıklarının hızlandırılması gerektiği belirtiliyor.
• Binaların depreme dayanıklılığının artırılması için kentsel dönüşüm projelerinin önemi vurgulanıyor.
• Halkın deprem konusunda bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi gerektiği ifade ediliyor.

2025 İstanbul Deprem Risk Haritası: Bu harita, İstanbul'daki farklı bölgelerin deprem riskini gösteren bir araç olarak değerlendiriliyor. Harita, zemin yapısı, fay hatlarına yakınlık ve geçmiş deprem verileri gibi faktörler dikkate alınarak oluşturulmuş. Haritanın amacı, riskli bölgeleri belirleyerek önlem alınmasına yardımcı olmak.

Haberde, İstanbul'da yaşayanların deprem riskine karşı hazırlıklı olmaları gerektiği ve yetkililerin de gerekli önlemleri alması gerektiği vurgulanıyor. Kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması, binaların güçlendirilmesi ve halkın bilinçlendirilmesi gibi adımların deprem riskini azaltmada önemli rol oynayacağı belirtiliyor.

Tarım Kredi Kooperatif Marketleri, 30 Nisan'a kadar sürecek olan indirim kampanyasını başlattı. Bu kampanya kapsamında birçok temel tüketim ürününde avantajlı fiyatlar sunuluyor.

İndirimli ürünler arasında şunlar yer alıyor:

• TK Dana Kangal Sucuk (250 gr): 79,90 TL
• TK Tam Yağlı Tost Peyniri (400 gr): 89,90 TL
• TKK Yarım Yağlı Yoğurt (1500 gr): 49,90 TL
• TK Siyah Zeytin (400 gr): 49,90 TL
• TK Rize Turist Çay (1000 gr): 89,90 TL
• Nar Çiçeği Un (5 kg): 59,90 TL
• TKK Ayçiçek Yağı (5 L): 199,90 TL
• Çaykur Filiz Çay (500 gr): 69,90 TL
• Yayla Osmancık Pirinç (1 kg): 32,50 TL
• Nutella (750 gr): 99,90 TL
• Sırma Mısırözü Yağı (1 L): 49,90 TL

Ayrıca, temizlik ürünlerinde de indirimler mevcut. Örneğin, Fairy Bulaşık Deterjanı 60 TL fiyatla satışa sunuluyor.

Tarım Kredi Kooperatif Marketlerinin bu indirim kampanyası, özellikle temel gıda ve temizlik ürünlerinde tüketicilere önemli bir avantaj sağlamayı hedefliyor. Kampanya, 30 Nisan'a kadar tüm Tarım Kredi Kooperatif Marketlerinde geçerli olacak.

Kampanya detayları ve diğer indirimli ürünler için Tarım Kredi Kooperatif Marketlerinin web sitesini veya mağazalarını ziyaret edebilirsiniz.

Samsun'un Canik ilçesi Teknepınar Mahallesi'nde meydana gelen heyelan, bir evde yaşayan 75 yaşındaki Fatma Keskin'in ölümüne neden oldu. Olay, gece saatlerinde şiddetli yağışların ardından meydana geldi. Heyelan sonucu toprak kaymasıyla birlikte Keskin'in yaşadığı ev yıkıldı.

Olayın ardından bölgeye çok sayıda arama kurtarma ekibi sevk edildi. Ekipler, yıkılan evin enkazında arama çalışmalarına başladı. Uzun uğraşlar sonucunda Fatma Keskin'in cansız bedenine ulaşıldı. Keskin'in cenazesi, otopsi için Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı.

Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı da olay yerine giderek incelemelerde bulundu. Sandıkçı, heyelanın şiddetli yağışlar sonucu meydana geldiğini belirterek, “Teknepınar Mahallemizde meydana gelen heyelan sonucu bir vatandaşımızı kaybettik. Öncelikle ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Olayın ardından gerekli tüm önlemleri aldık ve arama kurtarma çalışmalarını başlattık. Maalesef teyzemizi kaybettik. Rabbim rahmet eylesin” dedi.

Heyelan bölgesinde incelemeler devam ederken, yetkililer, vatandaşları olası yeni heyelanlara karşı uyardı. Bölgede yaşayan vatandaşların tahliyesi için çalışmalar başlatıldı. Ayrıca, heyelan riskinin bulunduğu diğer bölgelerde de gerekli önlemlerin alınacağı belirtildi.

Samsun Valiliği de olayla ilgili bir açıklama yaparak, heyelanda hayatını kaybeden Fatma Keskin'e rahmet diledi. Valilik açıklamasında, “Canik ilçemiz Teknepınar Mahallesinde meydana gelen heyelan sonucu bir vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Merhumeye Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz” ifadelerine yer verildi.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

İstanbul'da meydana gelen olayda, iki yaşındaki Muhammed isimli çocuk, ikinci kattaki evlerinin penceresinden düşerek bir çöp konteynerinin içine düştü. Küçük çocuğun düşme anı, çevredeki bir güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.

Olay, çocuğun ailesinin dikkatsizliği sonucu meydana geldi. Pencerenin açık olduğu bir anda, Muhammed dengesini kaybederek aşağıya düştü. Çöp konteynerinin içine düşmesi, olası daha ciddi yaralanmaların önüne geçti.

Güvenlik kamerası görüntülerinde, Muhammed'in düşüşü ve çevredeki insanların olaya tepkisi açıkça görülüyor. Olayın hemen ardından, çevredeki vatandaşlar ve ailesi hızla çöp konteynerinin yanına koşarak Muhammed'i kurtarmak için seferber oldu.

Olay yerine gelen sağlık ekipleri, ilk müdahalenin ardından Muhammed'i hastaneye kaldırdı. Yapılan kontrollerde, çocuğun genel sağlık durumunun iyi olduğu ve herhangi bir kırık veya ciddi yaralanmasının bulunmadığı belirlendi.

Polis ekipleri olayla ilgili soruşturma başlattı. Ailenin ifadesi alınırken, benzer olayların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması konusunda uyarılar yapıldı.

Bu tür kazaların önüne geçmek için ailelerin özellikle küçük çocukları olanların, pencereleri ve balkonları güvenli hale getirmesi büyük önem taşıyor. Çocukların ulaşabileceği yerlerde tehlikeli eşyaların bulundurulmaması da önemli bir tedbir olarak belirtiliyor.

Olayla ilgili detaylı inceleme devam ediyor.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, sokak röportajları hakkında açıklamalarda bulundu. Şahin, sokak röportajlarına ilişkin yapılan eleştirilere cevap vererek, bu tür yayınların ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirildiğini vurguladı.

Şahin, sosyal medyada ve bazı platformlarda sıklıkla karşılaşılan sokak röportajlarının, vatandaşların farklı konulardaki görüşlerini kamuoyuna aktarma amacı taşıdığını belirtti. Bu tür röportajların, demokrasinin ve ifade özgürlüğünün önemli bir parçası olduğunu ifade etti.

RTÜK Başkanı, açıklamalarında, Üst Kurul'un yayıncılık ilkeleri çerçevesinde hareket ettiğini ve herhangi bir yayın hakkında şikayet olması durumunda, gerekli incelemelerin titizlikle yapıldığını dile getirdi. Şahin, ifade özgürlüğünün korunmasının yanı sıra, yayınların toplumun genel ahlak değerlerine ve yasal düzenlemelere uygunluğunun da gözetildiğini sözlerine ekledi.

Şahin, bazı sokak röportajlarının provokatif veya yanıltıcı içerikler barındırabildiği yönündeki eleştirilere de değinerek, bu tür durumların tespiti halinde gerekli uyarıların yapıldığını ve yasal süreçlerin başlatılabileceğini ifade etti. Ancak, her sokak röportajının aynı şekilde değerlendirilmemesi gerektiğini ve ifade özgürlüğünün sınırlarının dikkatli bir şekilde çizilmesi gerektiğini vurguladı.

Son olarak Şahin, RTÜK'ün, medya özgürlüğünü ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini desteklemeye devam edeceğini belirterek, yayıncıların sorumluluk bilinciyle hareket etmelerinin önemine dikkat çekti.

Türkiye'nin Suriye'ye yönelik olası sınır ötesi operasyonlarında sıklıkla kullandığı "bir gece ansızın gelebiliriz" söyleminden vazgeçildiği öne sürüldü. Bu değişikliğin arkasında yatan nedenler ve olası sonuçları merak konusu.

İddiaya göre, bu politikadan vazgeçilmesinin temelinde, söz konusu söylemin caydırıcılık etkisini yitirmesi ve operasyonların planlama süreçlerinde yarattığı belirsizlikler yatıyor. Artık, operasyonların daha önceden duyurulması veya işaretlerinin verilmesi yerine, daha stratejik ve sürpriz hamlelerle hareket edilmesi hedefleniyor.

Bu durum, Türkiye'nin bölgedeki askeri stratejisinde önemli bir değişime işaret ediyor. "Bir gece ansızın gelebiliriz" söylemi, geçmişte özellikle terör örgütlerine karşı yürütülen operasyonlarda psikolojik bir üstünlük sağlama amacı taşıyordu. Ancak, bu söylemin sürekli tekrarı ve beklenen operasyonların gerçekleşmemesi, zamanla bu etkinin azalmasına neden oldu.

Yeni strateji ile birlikte, Türkiye'nin operasyonel hazırlıklarını daha gizli tutması ve operasyon zamanlamasını daha iyi ayarlaması bekleniyor. Bu sayede, hedeflere daha etkili bir şekilde ulaşılması ve olası risklerin en aza indirilmesi amaçlanıyor.

Bu kararın bölgesel ve uluslararası aktörler üzerindeki etkileri de yakından takip ediliyor. Özellikle Suriye'deki gelişmeler ve terörle mücadeledeki yeni yaklaşımlar, bölgedeki dengeleri değiştirebilir.

Özetle, Türkiye'nin "bir gece ansızın gelebiliriz" politikasından vazgeçerek daha stratejik bir yaklaşım benimsemesi, bölgesel güvenlik dinamikleri açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), sosyal medyada dolaşan bir fotoğrafla ilgili açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, fotoğraftaki kişilerden yedisinin çeşitli terör örgütlerine mensup olduğu belirtildi.

EGM'nin açıklamasına göre, söz konusu fotoğraftaki kişilerin terör örgütleriyle olan bağlantıları ve geçmişleri detaylı bir şekilde incelendi. İncelemeler sonucunda, fotoğrafta yer alan şahıslardan bazılarının PKK/KCK, MLKP ve TKP/ML gibi örgütlerle ilişkili olduğu tespit edildi.

Açıklamada, terör örgütü üyelerinin yakalanması için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi. EGM, bu türden paylaşımların terörle mücadeledeki önemine dikkat çekerek, vatandaşların duyarlılığının ve ihbarlarının kritik rol oynadığını vurguladı.

EGM'nin açıklaması şu şekilde:

• Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraftaki şahıslardan 7'sinin terör örgütü üyesi olduğu tespit edildi.
• Şahısların PKK/KCK, MLKP ve TKP/ML gibi örgütlerle bağlantıları belirlendi.
• Terör örgütü üyelerinin yakalanması için çalışmalar devam ediyor.
• Vatandaşların duyarlılığı ve ihbarları büyük önem taşıyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü, terörle mücadeledeki kararlılığını yineleyerek, bu türden suçluların adalete teslim edilmesi için tüm imkanların seferber edildiğini bildirdi.

UNESCO tarafından 'Yaşayan İnsan Hazinesi' seçilen çini ustası Adil Can Güven'in hayatı ve sanatı anlatılıyor. Kütahya'da doğan ve küçük yaşlardan itibaren çini sanatıyla iç içe olan Güven, bu sanata olan tutkusunu ve bağlılığını her fırsatta dile getiriyor.

Adil Can Güven, çini sanatının inceliklerini öğrenmek için uzun yıllarını bu işe adamış. Geleneksel yöntemleri modern yaklaşımlarla birleştirerek özgün eserler ortaya koyuyor. Çini desenlerini tasarlarken doğadan, tarihten ve mitolojiden ilham alıyor. Eserlerinde sıklıkla lale, karanfil, nar gibi motifleri kullanıyor.

Güven, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda bir öğretmen. Çini sanatını gelecek nesillere aktarmak için birçok öğrenci yetiştirmiş. Öğrencilerine sadece teknik bilgileri değil, aynı zamanda çini sanatının felsefesini ve ruhunu da aşılamaya çalışıyor. Onun için çini, sadece bir zanaat değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi.

Adil Can Güven'in 'Yaşayan İnsan Hazinesi' seçilmesi, onun çini sanatına yaptığı katkıların bir takdiri olarak görülüyor. Bu unvan, aynı zamanda çini sanatının önemini ve değerini vurguluyor.

Güven, çini sanatının Türkiye'nin kültürel mirasının önemli bir parçası olduğunu ve bu mirası korumak ve gelecek nesillere aktarmak için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini belirtiyor.

Adil Can Güven'in eserleri, Türkiye'nin çeşitli yerlerinde sergilenmekte ve büyük beğeni toplamaktadır. Onun sanatı, hem geleneksel hem de modern unsurları bir araya getirerek izleyicilere farklı bir deneyim sunmaktadır.

Adil Can Güven'in Yaşayan İnsan Hazinesi seçilmesi, Türk çini sanatı için önemli bir dönüm noktasıdır. Bu vesileyle, çini sanatına olan ilginin artması ve bu sanatın hak ettiği değeri görmesi umulmaktadır.

Deprem felaketinin ardından ortaya çıkan en büyük tehditlerden birinin yangın riski olduğu belirtiliyor. Özellikle hasar görmüş binalarda elektrik kontağı, doğal gaz sızıntısı gibi nedenlerle yangın çıkma olasılığı artıyor. Bu nedenle erken uyarı sistemleri hayati bir öneme sahip.

Uzmanlar, deprem sonrası yangın riskini minimize etmek için alınması gereken önlemleri sıralıyor. Bu önlemler arasında:

• Elektrik ve doğal gazın derhal kesilmesi: Hasarlı binalarda elektrik kontağı ve doğal gaz sızıntıları yangınların en büyük sebeplerinden.
• Erken uyarı sistemlerinin kurulması: Duman dedektörleri ve yangın alarm sistemleri, yangının erken aşamada tespit edilmesini sağlayarak can kayıplarını önleyebilir.
• Yangın söndürme ekipmanlarının hazır bulundurulması: Yangın tüpleri ve diğer söndürme ekipmanları, yangına hızlı müdahale imkanı sunar.
• Bilinçlendirme çalışmaları: Halkın yangın güvenliği konusunda bilinçlendirilmesi, yangın riskini azaltmada önemli bir rol oynar.

Deprem sonrası arama kurtarma çalışmaları devam ederken, bir yandan da yangın riskine karşı önlemlerin alınması büyük önem taşıyor. Erken uyarı sistemleri ve doğru müdahale yöntemleriyle yangınların önüne geçilebilir ve daha büyük felaketlerin yaşanması engellenebilir.

Yangınların önlenmesi için sadece bireysel önlemler değil, aynı zamanda yetkililerin de harekete geçmesi gerekiyor. Hasarlı binaların güvenliğinin sağlanması, elektrik ve doğal gaz hatlarının kontrol edilmesi, yangın söndürme ekiplerinin sayısının artırılması ve bilinçlendirme kampanyalarının düzenlenmesi gibi konularda adımlar atılması gerekiyor.