UNESCO tarafından 'Yaşayan İnsan Hazinesi' olarak kabul edilen çini ustası Adil Can Güven'in hayatı ve sanatı anlatılıyor.

UNESCO tarafından 'Yaşayan İnsan Hazinesi' olarak ilan edilen çini ustası Adil Can Güven'in yaşamı ve sanatı, geleneksel çini sanatına adanmış bir ömür olarak öne çıkıyor. Kütahya'da doğan ve küçük yaşlardan itibaren çini sanatıyla iç içe büyüyen Güven, bu sanatı babası ve diğer ustalardan öğrenerek geliştirmiştir.
Adil Can Güven, geleneksel yöntemlerle çini üretimine devam etmekte ve özellikle Osmanlı dönemine ait desenleri yeniden yorumlayarak özgün eserler ortaya koymaktadır. Çini hamurunun hazırlanmasından desenlerin çizilmesine, renklerin uygulanmasından fırınlanmasına kadar tüm süreçleri titizlikle takip etmektedir. Güven, sadece usta bir zanaatkar değil, aynı zamanda çini sanatının felsefesini ve ruhunu da taşıyan bir kültür elçisidir.
Güven'in UNESCO tarafından 'Yaşayan İnsan Hazinesi' olarak kabul edilmesi, onun çini sanatına olan katkılarının ve bu sanatı gelecek nesillere aktarma çabalarının bir takdiri olarak değerlendirilmektedir. Çini sanatının inceliklerini ve püf noktalarını genç nesillere aktarmayı kendine görev edinen Güven, birçok öğrenci yetiştirmiş ve çini sanatının yaşatılmasına önemli katkılar sağlamıştır.
Adil Can Güven, çini sanatının sadece bir zanaat olmadığını, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu vurgulamaktadır. Çini yapımının sabır, özveri ve estetik anlayışı gerektirdiğini belirten Güven, bu sanatın insanı dinginleştirdiğini ve ruhunu beslediğini ifade etmektedir. Onun eserleri, sadece görsel bir şölen sunmakla kalmayıp, aynı zamanda Türk kültürünün ve sanatının derinliklerine bir yolculuk imkanı sunmaktadır.
Güven'in sanatı, geleneksel motifleri modern yorumlarla birleştirerek özgün bir tarz yaratmasıyla da dikkat çekmektedir. Kütahya çinisinin kendine has özelliklerini koruyarak, yeni desenler ve teknikler kullanarak çini sanatını zenginleştirmektedir. Adil Can Güven, Türk çini sanatının yaşayan en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilmektedir.