İmplant tedavisi, diş eksikliklerinin giderilmesinde sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Bu tedavi sürecinde ve sonrasında dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar bulunmaktadır. Başarılı bir implant tedavisi için doğru planlama, uygun malzeme seçimi ve hastanın tedavi sonrası önerilere uyması büyük önem taşır.

İmplant Tedavisi Öncesi Dikkat Edilmesi Gerekenler:

• Detaylı bir ağız ve diş muayenesi yapılmalı, radyolojik görüntüleme yöntemleriyle (örneğin,Panoramik ve Tomografi) kemik yapısı değerlendirilmelidir.
• Hastanın genel sağlık durumu hakkında bilgi alınmalı, varsa kronik hastalıklar (diyabet, kalp rahatsızlıkları vb.) ve kullanılan ilaçlar diş hekimine bildirilmelidir.
• Sigara kullanımının implant başarısını olumsuz etkilediği unutulmamalı, mümkünse tedavi öncesinde sigara bırakılmalı veya azaltılmalıdır.
• Tedavi planlaması aşamasında, diş hekiminden tüm süreç hakkında detaylı bilgi alınmalı, olası riskler ve komplikasyonlar öğrenilmelidir.

İmplant Tedavisi Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler:

• İmplant uygulaması steril koşullarda yapılmalı, enfeksiyon riskini en aza indirmek için gerekli önlemler alınmalıdır.
• Anestezi altında yapılacak işlem sırasında, hastanın konforu ve güvenliği sağlanmalıdır.
• İmplantın doğru pozisyonda ve açıda yerleştirilmesi, uzun dönemli başarı için kritiktir.

İmplant Tedavisi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler:

• Diş hekiminin önerdiği ilaçlar düzenli olarak kullanılmalıdır (antibiyotik, ağrı kesici vb.).
• Ameliyat bölgesine soğuk kompres uygulanarak şişlik ve ağrı kontrol altına alınmalıdır.
• İlk birkaç gün yumuşak ve sıvı gıdalar tüketilmeli, sert ve çiğneme gerektiren yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
• Ağız hijyenine özen gösterilmeli, diş hekiminin önerdiği şekilde ağız gargaraları kullanılmalıdır.
• Sigara ve alkol kullanımından kaçınılmalıdır, çünkü bunlar iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir.
• Düzenli diş hekimi kontrollerine gidilerek implantların durumu takip edilmelidir.

İmplant Tedavisinin Avantajları:

1. Doğal dişlere en yakın estetik ve fonksiyonel çözümü sunar.
2. Komşu dişlere zarar vermeden eksik dişlerin tamamlanmasını sağlar.
3. Çene kemiğinin erimesini yavaşlatır.
4. Konuşma ve çiğneme fonksiyonlarını iyileştirir.
5. Uzun ömürlü bir çözümdür.

Sonuç olarak, implant tedavisi başarılı bir şekilde uygulandığında hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir. Ancak, tedavi sürecinde ve sonrasında dikkatli olmak, diş hekiminin önerilerine uymak ve düzenli kontrollere gitmek büyük önem taşır.

İstanbul'da yaşayan A.B., ev arkadaşı M.O. tarafından üç gün boyunca alıkonularak şiddete maruz kaldı. Olay, A.B.'nin polise başvurmasıyla ortaya çıktı. A.B., ifadesinde M.O.'nun kendisini darp ettiğini, çeşitli işkenceler uyguladığını ve ölümle tehdit ettiğini belirtti.

A.B.'nin şikayeti üzerine M.O. gözaltına alındı, ancak ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Savcılık, M.O.'nun serbest bırakılmasına itiraz etti ve şüpheli hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

A.B., yaşadığı travmanın ardından Adli Tıp Kurumu'na başvurdu. Adli Tıp raporunda, A.B.'nin vücudunda çok sayıda darp ve cebir izine rastlandığı, ayrıca psikolojik olarak da büyük zarar gördüğü belirtildi. Raporda, A.B.'nin yaşadığı travmanın uzun süreli etkilerinin olabileceği vurgulandı.

A.B.'nin avukatı, Adli Tıp raporunun olayın vahametini açıkça ortaya koyduğunu belirterek, şüpheli M.O.'nun tutuklanması gerektiğini savundu. Avukat, müvekkilinin can güvenliğinden endişe ettiklerini ve yetkililerden gerekli önlemlerin alınmasını talep etti.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Trabzon'da trajik bir olay yaşandı. 7 yaşındaki Nurbanu, 4'üncü kattaki evlerinin penceresinden düşerek hayatını kaybetti. Olay, öğle saatlerinde Ortahisar ilçesi Yeşilova Mahallesi'nde meydana geldi.

Edinilen bilgiye göre, henüz bilinmeyen bir nedenle küçük Nurbanu, evlerinin penceresinden aşağı düştü. Durumu fark eden çevredekiler hemen 112 Acil Çağrı Merkezi'ne haber verdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, ilk müdahalenin ardından Nurbanu'yu ambulansla Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırdı.

Hastanede tedavi altına alınan Nurbanu, doktorların tüm çabalarına rağmen kurtarılamadı. Küçük kızın hayatını kaybetmesi, ailesini ve yakınlarını yasa boğdu.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Polis ekipleri, olay yerinde incelemelerde bulunarak, düşme nedenini araştırmaya başladı. Nurbanu'nun kesin ölüm nedeni, yapılacak otopsi sonucunda belirlenecek.

Olayın Detayları:

• Olay, Ortahisar ilçesi Yeşilova Mahallesi'nde meydana geldi.
• Nurbanu, 4'üncü kattaki evlerinin penceresinden düştü.
• Sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırılan Nurbanu, kurtarılamadı.
• Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

CNN Türk muhabiri Meltem Bozbeyoğlu, 6 Şubat depremlerinin ardından bölgede yaşadığı deneyimleri ve karşılaştığı insan hikayelerini anlattı. Deprem bölgesinde görev yaparken yaşadığı zorlukları ve duygusal anları aktaran Bozbeyoğlu, özellikle bir çocuğun, Şilan'ın annesine ulaşma isteğinin kendisini derinden etkilediğini belirtti.

Bozbeyoğlu, depremin ilk günlerinde enkaz altında kalan ve yardım bekleyen insanlarla karşılaştıklarını, çaresizlik ve umut arasında gidip geldiklerini ifade etti. Birçok insanın sevdiklerine ulaşma çabasına tanık olduğunu ve bu durumun kendisini derinden etkilediğini vurguladı.

Meltem Bozbeyoğlu'nun anlattığına göre, Şilan isimli bir çocuk, Bozbeyoğlu'ndan annesine ulaşmasını istemiş. Bu istek, Bozbeyoğlu'nun hafızasına kazınmış ve depremin acı yüzünü bir kez daha gözler önüne sermiş. Bozbeyoğlu, bu ve benzeri olayların kendisini derinden etkilediğini ve mesleki hayatında unutamayacağı anılar olarak kalacağını dile getirdi.

Deprem bölgesindeki çalışmaların zorluğunu ve acısını vurgulayan Bozbeyoğlu, dayanışmanın ve yardımlaşmanın önemine dikkat çekti. İnsanların birbirine destek olarak bu zor günleri aşabileceğini belirtti.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay'da yaşayan Mehmet Yılmaz, deprem sırasında yaşadığı panik anlarını anlattı. Yılmaz, deprem esnasında uyuduğunu ve havada uyandığını belirtti. Sarsıntının şiddetiyle ne olduğunu anlamadan kendini dışarı attığını ve ilk gördüğü arabanın üzerine atladığını ifade etti. O anlarda hiçbir şey hatırlamadığını, tamamen refleksle hareket ettiğini dile getirdi.

Yılmaz, yaşadığı travmayı şu sözlerle aktardı: "Deprem olurken uyuyordum. Bir anda havada uyandım. Ne olduğunu anlamadım. Kendimi dışarı attım ve ilk gördüğüm arabanın üzerine atladım. O an hiçbir şey hatırlamıyorum. Tamamen refleksle hareket ettim."

Depremin ardından yaşadığı şoku atlatmaya çalıştığını belirten Yılmaz, psikolojik destek aldığını ve normal hayatına dönmeye çalıştığını söyledi. Yılmaz, depremin etkilerinin uzun süre devam edeceğine inandığını ve bu süreçte dayanışmanın önemine vurgu yaptı.

Yılmaz, depremzedelere yardım eli uzatan herkese teşekkür etti ve bu zor günlerin birlik ve beraberlik içinde aşılacağına olan inancını dile getirdi. Ayrıca, yetkililerden deprem bölgelerinde yaşayan vatandaşların psikolojik sağlığına yönelik daha fazla destek sağlanmasını talep etti.

Depremzede Mehmet Yılmaz'ın yaşadığı bu olay, depremin insanlar üzerindeki psikolojik etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, deprem sonrası travma yaşayan kişilerin mutlaka profesyonel yardım alması gerektiğini belirtiyor.

Fransa Başbakanı François Bayrou'nun kızı, eğitim gördüğü Katolik okulunda şiddete maruz kaldığını açıkladı. Bu açıklama, Fransa'da özel okullardaki şiddet olaylarına ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Bayrou'nun kızının yaşadığı olay, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve Fransa'daki eğitim sisteminin güvenliğiyle ilgili endişeleri artırdı. Özellikle Katolik okullarında yaşanan şiddet vakaları, son dönemde daha fazla dikkat çekmeye başladı.

Olayın ardından, eğitim uzmanları ve sivil toplum kuruluşları, okullarda şiddeti önlemeye yönelik daha etkin tedbirler alınması çağrısında bulundu. Ayrıca, özel okulların denetiminin artırılması ve şiddet vakalarının şeffaf bir şekilde soruşturulması gerektiği vurgulandı.

Fransa hükümeti de konuyla ilgili bir açıklama yaparak, okullarda şiddetin kabul edilemez olduğunu ve bu tür olayların önüne geçmek için gerekli tüm adımların atılacağını belirtti. Bu kapsamda, okullarda güvenlik önlemlerinin artırılması ve öğrencilere yönelik şiddet farkındalığı eğitimleri düzenlenmesi planlanıyor.

Olayın detaylarına ilişkin soruşturma devam ederken, kamuoyu, Bayrou'nun kızının yaşadığı travmanın etkilerini atlatması ve benzer olayların tekrar yaşanmaması için yetkililerden somut adımlar bekliyor. Fransa'da özel okullardaki şiddet sorunu, uzun yıllardır tartışılan bir konu olmasına rağmen, bu tür olayların hala yaşanması, sorunun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.

Papa Francis, Paskalya öncesinde anlamlı bir bağış yaparak Roma'daki bir çocuk cezaevine 200.000 euro yardımda bulundu. Bu cömert bağış, cezaevinde bulunan gençlerin eğitim ve rehabilitasyon programlarının desteklenmesi amacıyla yapıldı.

Vatikan kaynaklarına göre, Papa Francis'in bu jesti, sosyal adalete ve mahkumların yeniden topluma kazandırılmasına verdiği önemi bir kez daha gösteriyor. Papa, sık sık marjinalize edilmiş ve zor durumda olan bireylere yönelik destek mesajları veriyor ve bu tür eylemlerle bu mesajlarını somutlaştırıyor.

Bağışın, cezaevindeki gençlerin mesleki eğitimlerine, psikolojik danışmanlık hizmetlerine ve çeşitli rehabilitasyon faaliyetlerine katkı sağlaması bekleniyor. Yetkililer, bu tür desteklerin gençlerin suçtan uzak durmalarına ve daha iyi bir geleceğe sahip olmalarına yardımcı olacağını belirtiyor.

Papa Francis'in bu eylemi, uluslararası kamuoyunda da takdirle karşılandı. Birçok kişi, Papa'nın bu tür insani yardımlarla sadece Katolik Kilisesi'ne değil, tüm dünyaya örnek teşkil ettiğini ifade ediyor.

Bu bağış, Papa Francis'in göreve geldiği günden bu yana sürdürdüğü yardımseverlik ve sosyal sorumluluk anlayışının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Papa, daha önce de mültecilere, evsizlere ve yoksullara yönelik çeşitli yardım kampanyaları başlatmış ve desteklemişti.

Özetle, Papa Francis'in Roma'daki çocuk cezaevine yaptığı 200.000 euroluk bağış, genç mahkumların rehabilitasyonu ve eğitimi için önemli bir destek niteliği taşıyor ve Papa'nın sosyal adalet ve yardımseverlik konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koyuyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'dan görevi devralan Prof. Dr. Lütfi Akın'ın devir teslim törenindeki ifadeleri üzerine yeni bir diyalog yaşandı. Bakan Işıkhan'ın devir teslim töreninde "Ben normal doğmuşum." şeklindeki sözlerine yanıt olarak, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Sayın Bakanım o sizin tercihiniz." şeklinde espri yaptı. Bunun üzerine, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, "Ben de normal doğmuşum." dedi.

Devir teslim töreninde yaşanan bu diyalogların ardından, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın şehir hastaneleri toplantısında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'a dönerek, "Bakan Hanım, siz nasılsınız?" sorusuna, Bakan Göktaş, "İyiyim Sayın Bakanım, ben de normal doğum yaptım." yanıtını verdi. Bunun üzerine, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "Ben de normal doğmuşum." ifadelerini kullandı.

Son olarak, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü görevine Onur Gözet'i atama töreninde, bir gazetecinin aynı konuya ilişkin sorusu üzerine, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Ben de normal doğmuşum." şeklinde cevap verdi. Ardından söz alan Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak "Ben de" diye ekledi. Son olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın "Peki siz nasılsınız?" sorusu üzerine Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu "Ben de normal doğmuşum." diye belirtti.

Bugün gerçekleştirilen bir toplantıda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın aynı soruyu yöneltmesi üzerine, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, "Ben de normal doğmuşum." cevabını verdi. Son olarak söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in görevini devreden Prof. Dr. Lütfi Akın "Ben normal doğmuşum" demesi üzerine yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan "Ben sezaryen doğumluyum" dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, basında çıkan ve ABD'nin Rusya'ya oranla Ukrayna'dan daha fazla taviz istediği yönündeki haberleri yalanladı. Sözcü, bu iddiaların doğru olmadığını ve ABD'nin Ukrayna'ya olan desteğinin sarsılmaz olduğunu vurguladı.

Yapılan açıklamada, ABD'nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklemeye devam edeceği belirtildi. Ayrıca, Rusya'nın Ukrayna'daki saldırganlığına karşı uluslararası toplumla birlikte hareket etmeye devam edecekleri ifade edildi.

Sözcü, ABD'nin Ukrayna'ya yaptığı askeri, ekonomik ve insani yardımların devam edeceğini ve Ukrayna'nın kendini savunma kapasitesini güçlendirmek için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Ayrıca, Rusya'nın Ukrayna'daki eylemlerinin bedelini ödemesi için baskı uygulamaya devam edeceklerini belirtti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna'nın geleceğiyle ilgili kararları Ukrayna halkının kendisinin vermesi gerektiğine inandıklarını ve bu konuda Ukrayna'yı desteklemeye devam edeceklerini yineledi. Sözcü, Ukrayna'nın demokratik ve müreffeh bir ülke olarak gelişmesine yardımcı olmak için ellerinden geleni yapacaklarını ifade etti.

Özetle, ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin Ukrayna'dan Rusya'ya göre daha fazla şey talep ettiği iddialarını kesin bir dille yalanlayarak, Ukrayna'ya olan desteklerinin tam ve koşulsuz olduğunu vurguladı.