İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatının avukatı hakkında bir karar verildi. Detaylar henüz netleşmemekle birlikte, konuyla ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor.

Konuyla ilgili daha fazla bilgi geldikçe bu özet güncellenecektir. Gelişmelerden haberdar olmak için lütfen takipte kalın.

Önemli Not: Haberle ilgili tüm detaylar ve gelişmeler yakında eklenecektir.

CHP'de, ilçe ve il kongrelerinde yaşanan tartışmalar ve seçim süreçlerindeki usulsüzlük iddiaları nedeniyle açılan iptal davaları gündemde. Avukat Pınar Hancı, Ankara 8. Hukuk Mahkemesi'nde Çankaya İlçe Kongresi'nin iptali için dava açtı. Dava dilekçesinde, kongrede oy kullanma yeterliliğine sahip olmayan kişilerin oy kullandığı, seçim sonuçlarının manipüle edildiği ve usulsüzlüklerin tespit edildiği belirtildi.

Avukat Hancı'nın iddiaları:

• Kongrede, CHP üyesi olmayan veya üyelik şartlarını taşımayan kişilerin oy kullandığı.
• Delegelerin baskı altında oy kullanmaya zorlandığı.
• Seçim sonuçlarının manipüle edildiği.
• Kongre sürecinde usulsüzlüklerin yaşandığı.

Hancı, dava dilekçesinde, bu usulsüzlüklerin kongrenin meşruiyetini zedelediğini ve iptal edilmesi gerektiğini savundu. Ayrıca, benzer iddialarla başka il ve ilçe kongreleri için de iptal davaları açıldığı belirtiliyor. Bu davaların, CHP'nin önümüzdeki dönemdeki siyasi faaliyetlerini etkileyebileceği değerlendiriliyor.

Diğer İptal Davaları: Sadece Çankaya ile sınırlı kalmayan bu durum, farklı il ve ilçelerdeki kongrelerde de benzer usulsüzlük iddialarının gündeme gelmesine ve iptal davalarının açılmasına neden oldu. Bu durum, CHP içinde bir tartışma ortamı yaratırken, parti yönetiminin bu iddialara nasıl yanıt vereceği ve davaların sonuçlarının ne olacağı merak konusu.

CHP Genel Merkezi'nden konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, parti içindeki bazı kaynaklar, iddiaların incelendiğini ve gerekli önlemlerin alınacağını belirtiyor.

Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, U17 takımı oyuncularını ve teknik ekibi tebrik ederek, elde ettikleri şampiyonluğun önemine vurgu yaptı. Doğan, genç oyuncuların inanılmaz bir başarıya imza attığını ve bu başarının Trabzonspor'un geleceği için umut verici olduğunu ifade etti.

Başkan Doğan açıklamasında, "Çocuklar inanılmaz bir başarıya imza attı. Hepsini alınlarından öpüyorum. Bütün hocalarımızı, bütün ekibi tebrik ediyorum. Trabzonspor’un geleceği emin ellerde" dedi. Bu sözlerle genç oyunculara olan güvenini ve takdirini dile getirdi.

Ertuğrul Doğan, Trabzonspor U17 takımının şampiyonluğunun, altyapıya yapılan yatırımların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirtti. Ayrıca, bu başarının diğer yaş gruplarındaki takımlar için de motivasyon kaynağı olacağını umduğunu söyledi.

Başkanın açıklamaları, Trabzonspor camiasında büyük bir sevinçle karşılandı. Taraftarlar, sosyal medya aracılığıyla genç oyunculara ve teknik ekibe tebrik mesajları gönderdi. U17 takımının şampiyonluğu, Trabzonspor'un geleceği adına umutları artırdı.

Trabzonspor yönetimi, U17 takımının başarısını kutlamak ve genç oyuncuları onurlandırmak için özel bir tören düzenlemeyi planlıyor. Bu törende, oyunculara ve teknik ekibe çeşitli ödüller verilecek ve şampiyonluk coşkusu tüm camia ile paylaşılacak.

Zülal Kalkandelen, yazısında laikliğin sadece bir yönetim biçimi olmadığını, aynı zamanda bir düşünce sistemi ve yaşam felsefesi olduğunu belirtiyor. Laikliğin özünün, insan aklının özgürleşmesi ve dogmalardan arınmasıyla mümkün olduğunu vurguluyor.

Kalkandelen, laikliğin bireylerin kendi akıllarıyla düşünebilmelerini ve karar verebilmelerini sağlayan bir zemin oluşturduğunu ifade ediyor. Bu bağlamda, laiklik sayesinde bilim, sanat ve felsefenin gelişebileceğini, toplumların ilerleyebileceğini savunuyor.

Yazar, dogmatizmin ve bağnazlığın laik düşünceye zıt olduğunu belirtiyor. Dogmalara sorgusuz sualsiz inanmanın, insan aklını körelttiğini ve özgür düşünceyi engellediğini ifade ediyor. Bu nedenle, laikliğin dogmalara karşı eleştirel bir yaklaşım benimsemeyi gerektirdiğini vurguluyor.

Kalkandelen, laikliğin farklı inançlara ve düşüncelere saygı duymayı içerdiğini de belirtiyor. Ancak bu saygının, dogmatik inançların dayatmalarına boyun eğmek anlamına gelmediğini, aksine, her türlü düşüncenin özgürce tartışılabilmesi için bir ortam yaratmayı amaçladığını ifade ediyor.

Sonuç olarak, Kalkandelen, laikliğin insan aklının özgürleşmesi, dogmalara karşı eleştirel bir yaklaşım benimsemesi ve farklı düşüncelere saygı duymasıyla mümkün olduğunu savunuyor. Laikliğin, bireylerin ve toplumların ilerlemesi için vazgeçilmez bir unsur olduğunu vurguluyor.

Serenay Sarıkaya, uzun bir aradan sonra özel hayatı ve kariyeri hakkında açıklamalarda bulundu. Sarıkaya, bir süredir ekranlardan uzak kalmasının nedenlerini ve gelecekteki projelerini anlattı. Oyuncu, yoğun geçen çalışma temposunun ardından dinlenmeye ihtiyacı olduğunu ve bu süreyi kendini geliştirmek için kullandığını belirtti.

Sarıkaya, özel hayatıyla ilgili sorulara da samimiyetle yanıt verdi. İlişkileri hakkında konuşmaktan kaçınmayan oyuncu, hayatındaki yeni gelişmelerden bahsetti. Kariyeriyle ilgili olarak ise, yeni projeler üzerinde çalıştığını ve hayranlarını heyecanlandıracak sürprizlerin olduğunu ifade etti.

Sarıkaya'nın açıklamaları, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Hayranları, oyuncunun samimi açıklamalarından dolayı memnuniyetlerini dile getirdi ve yeni projelerini merakla beklediklerini ifade ettiler.

Serenay Sarıkaya'nın açıklamalarından öne çıkanlar:

• Dinlenme sürecinin kendisine iyi geldiği
• Yeni projeler üzerinde çalıştığı
• Özel hayatıyla ilgili samimi açıklamalar

Oyuncunun gelecekteki projeleri ve kariyerindeki yeni adımları merakla bekleniyor.

Şanlıurfa'nın Karaköprü ilçesinde, DEM Parti Haliliye Belediye Başkan adayı Sırrı Süreyya Önder'in fotoğrafının yer aldığı bir pankart, Karaköprü Belediyesi ekipleri tarafından söküldü. Olay, sosyal medyada ve yerel haber kaynaklarında geniş yankı uyandırdı.

Pankartın sökülme gerekçesi olarak, Karaköprü Belediyesi tarafından reklam mevzuatına aykırı olduğu ve izinsiz asıldığı iddia edildi. Belediye yetkilileri, pankartın reklam gelirleri elde etmek amacıyla asıldığını ve bu nedenle kaldırıldığını belirtti.

Olayın ardından DEM Parti cephesinden henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, sosyal medya platformlarında birçok kullanıcı, belediyenin bu müdahalesini eleştirdi ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu savundu. Bazı kullanıcılar ise, pankartın gerçekten de reklam amaçlı olup olmadığını sorguladı.

Pankartın sökülmesiyle ilgili soruşturma başlatılıp başlatılmadığı henüz bilinmiyor. Olayın detayları ve tarafların açıklamaları bekleniyor. Şanlıurfa yerel seçim atmosferinde yaşanan bu gelişme, siyasi gerginliği artırabilecek bir potansiyele sahip.

Olayın Özeti:

• Karaköprü Belediyesi, Sırrı Süreyya Önder'in fotoğrafının bulunduğu bir pankartı söktü.
• Belediye, pankartın reklam amaçlı ve izinsiz asıldığını iddia etti.
• Olay, sosyal medyada tartışmalara yol açtı.

Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, 25 Nisan 2025 tarihinde günün ilk yarısında yüzde 0,29 oranında düşüş göstererek 10.568,27 puana geriledi. Toplam işlem hacmi 277,2 milyar lira olarak gerçekleşti.

Bankacılık endeksi yüzde 1,09 yükselirken, holding endeksi yüzde 0,44 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran bankacılık, en çok gerileyen ise yüzde 1,46 ile ulaştırma oldu.

Dün, yükseliş eğiliminde hareket eden BIST 100 endeksi, günü yüzde 1,18 artışla 10.599,13 puandan tamamlamıştı. Analistler, küresel piyasalarda ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimlerine ne zaman başlayacağına ilişkin belirsizliklerin sürdüğünü belirtiyor. Bu durumun yatırımcıların temkinli davranmasına neden olduğunu ifade ediyorlar.

Analistler, BIST 100 endeksi için 10.700 ve 10.800 seviyelerinin direnç, 10.500 ve 10.400 puanlarının ise destek seviyeleri olarak takip edileceğini öngörüyor.

Öğleden sonra açıklanacak olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz kararı piyasalar tarafından yakından izlenecek. Beklentiler, TCMB'nin politika faizini sabit tutacağı yönünde.

Prof. Dr. Naci Görür, katıldığı bir televizyon programında İstanbul depremiyle ilgili yapılan tartışmalara sert tepki gösterdi. Görür, farklı deprem uzmanlarının farklı senaryolar sunmasının kamuoyunu yanılttığını ve kafa karışıklığı yarattığını savundu.

Programda, İstanbul'daki deprem riskine ilişkin farklı görüşler dile getiren diğer deprem uzmanlarına yönelik eleştirilerde bulunan Görür, isim vermeden bazı meslektaşlarının açıklamalarını 'bilimsel dayanaktan yoksun' olarak nitelendirdi. 'İstanbul'da şu fay kırılacak, bu fay kırılacak' gibi kesin ifadeler kullanılmasının doğru olmadığını, bunun yerine olası senaryoların ve risklerin anlatılması gerektiğini vurguladı.

Naci Görür, İstanbul'da beklenen depremin Marmara Denizi'ndeki fay hatlarının hareketlenmesiyle tetikleneceğini, bu fay hatlarının özelliklerinin ve potansiyel etkilerinin bilimsel çalışmalarla belirlendiğini belirtti. Ancak, hangi fayın ne zaman kırılacağını kesin olarak tahmin etmenin mümkün olmadığını, bu türden spekülasyonların halk arasında panik yaratmaktan başka bir işe yaramayacağını ifade etti.

Görür, yetkilileri ve kamuoyunu deprem konusunda daha bilinçli olmaya davet ederek, depreme hazırlık çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini vurguladı. Binaların güçlendirilmesi, acil durum planlarının hazırlanması ve halkın deprem konusunda eğitilmesi gibi önlemlerin hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi. 'Deprem öldürmez, bina öldürür' sözünü hatırlatan Görür, sağlam binalar inşa etmenin ve mevcut binaları güçlendirmenin en önemli öncelik olması gerektiğini belirtti.

Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul depremi konusundaki tartışmaların bilimsel bir zeminde yürütülmesi gerektiğini, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesinin büyük önem taşıdığını yineledi.

Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, katıldığı bir canlı yayında deprem felaketine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ünlü, depremde yapılan duaların felaketin boyutunu azalttığına inandığını ifade etti.

Cübbeli Ahmet Hoca, deprem öncesinde yapılan uyarıları ve sonrasında gerçekleştirilen duaları vurgulayarak, “Deprem dualarıyla pas geçti, cemaatin aminlerine bağlıyorum” şeklinde konuştu. Depremin şiddetinin daha büyük olabileceğine, ancak yapılan dualar sayesinde daha hafif atlatıldığına inandığını belirtti.

Ünlü, açıklamalarında, geçmişte yaşanan doğal afetlere de değinerek, bu tür olayların öncesinde yapılan dini uyarıların ve duaların önemine dikkat çekti. Cemaatin dualarının kabul olduğuna inandığını ve bu sayede depremin etkilerinin azaldığını düşündüğünü yineledi.

Sosyal medyada ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran bu açıklamalar, farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Bazı kişiler Cübbeli Ahmet Hoca'nın görüşlerine katılırken, bazıları ise bu tür açıklamaların bilimsel gerçeklerden uzak olduğunu savundu.