Emre Belözoğlu, futbolculuk ve teknik direktörlük kariyerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Belözoğlu, hayatı boyunca kimseye saygısızlık yapmadığını ve her zaman dürüst olmaya çalıştığını belirtti. Röportajında, futbolculuk döneminde yaşadığı zorluklara ve teknik direktörlük kariyerindeki hedeflerine değindi.

Belözoğlu, “Hayatım boyunca bir saygısızlığım olmadı” diyerek, spor hayatında dürüstlüğe verdiği önemi vurguladı. Futbolculuk kariyerinde birçok başarıya imza atan ve farklı liglerde mücadele eden Belözoğlu, teknik direktör olarak da başarılı olmak istediğini ifade etti. Genç oyunculara verdiği destek ve onlara olan inancıyla tanınan Belözoğlu, Türk futboluna katkı sağlamaya devam edeceğini belirtti.

Röportajda, futbolculuk dönemindeki rekabet ortamına da değinen Belözoğlu, “Rekabet her zaman vardı, ama saygı çerçevesinde oldu” şeklinde konuştu. Teknik direktörlük kariyerinde de aynı prensiplere bağlı kalacağını ve oyuncularına her zaman adil davranacağını söyledi. Belözoğlu, Türk futbolunun geleceği için genç yeteneklerin keşfedilmesi ve desteklenmesi gerektiğine inandığını yineledi.

Emre Belözoğlu'nun açıklamaları, spor camiasında geniş yankı uyandırdı. Kariyeri boyunca tartışmaların odağında olan Belözoğlu'nun, bu röportajla birlikte imajını düzeltmeye çalıştığı yorumları yapıldı.

Özetle, Emre Belözoğlu, hayatı boyunca saygısızlık yapmadığını ve dürüst olduğunu vurgulayarak, futbolculuk ve teknik direktörlük kariyerindeki prensiplerini açıkladı. Genç oyunculara verdiği önemi ve Türk futboluna katkı sağlama hedefini dile getirdi.

Fatih Çekirge'nin yazısında, yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte turizm sektöründe yaşanan hareketlilik ve özellikle cennet koylar olarak adlandırılan bölgelerdeki beklentiler ele alınıyor. Yazar, bu bölgelerdeki turizm potansiyelini artıracak iki önemli gelişmeyi okuyucularıyla paylaşıyor.

İlk olarak, Sürdürülebilir Turizm Teşvikleri üzerinde duruluyor. Bu teşvikler, çevreci uygulamaları benimseyen ve doğal güzellikleri koruma odaklı projeler geliştiren turizm işletmelerine yönelik olarak planlanıyor. Amaç, turizm gelirlerini artırırken, doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını sağlamak.

İkinci olarak, Ulaşım Kolaylıkları konusuna değiniliyor. Özellikle cennet koylara ulaşımın zorluğu, bu bölgelerin turizm potansiyelini sınırlayan önemli bir faktör olarak görülüyor. Bu nedenle, deniz ve kara yolu ulaşımını iyileştirmeye yönelik projelerin hayata geçirilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda, yeni feribot seferleri, deniz taksi hizmetleri ve iyileştirilmiş kara yolları gibi seçenekler değerlendiriliyor.

Yazar, bu iki müjdenin cennet koyların turizm açısından daha cazip hale gelmesine katkı sağlayacağını ve bölge ekonomisine olumlu yansımaları olacağını belirtiyor. Ayrıca, sürdürülebilir turizm anlayışının benimsenmesiyle, bu eşsiz doğal güzelliklerin gelecek nesillere aktarılmasının önemine vurgu yapıyor.

Vatikan'da Ukrayna savaşına yönelik yürütülen barış görüşmeleri ve olası arabuluculuk girişimleri mercek altına alınıyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin Vatikan ziyareti ve Papa Franciscus ile yaptığı görüşme, diplomatik çevrelerde büyük yankı uyandırdı. Görüşmede çekilen bir fotoğraf karesi, olası pazarlıkların ve diplomatik stratejilerin şifrelerini taşıyor olabilir.

Zelenskiy'nin Vatikan Ziyareti: Zelenskiy'nin ziyareti, Ukrayna'nın savaşın sona erdirilmesi için Vatikan'ın arabuluculuğuna ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Papa Franciscus'un savaşın başından beri barış çağrıları yapması ve tarafları diyaloga davet etmesi, Vatikan'ı olası bir müzakere platformu haline getiriyor.

Fotoğraftaki Detaylar: Görüşme sırasında çekilen fotoğraftaki detaylar, diplomatik analistler tarafından titizlikle inceleniyor. Tarafların vücut dili, jestleri ve mimikleri, görüşmenin atmosferi ve içeriği hakkında ipuçları veriyor. Özellikle Zelenskiy'nin duruşu ve Papa Franciscus'un ifadeleri, olası pazarlıkların yönü hakkında önemli sinyaller taşıyor.

Olası Senaryolar: Vatikan'ın arabuluculuğunda çeşitli senaryolar masada olabilir. Bunlar arasında ateşkesin sağlanması, insani yardım koridorlarının açılması, esir değişiminin yapılması ve nihai olarak kalıcı bir barış anlaşmasının imzalanması yer alıyor. Ancak, Rusya'nın tutumu ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğü konusundaki kararlılığı, müzakerelerin önündeki en büyük engeller olarak görülüyor.

Vatikan'ın Rolü: Vatikan, tarafsızlığı ve uluslararası saygınlığı sayesinde, savaşan taraflar arasında güven oluşturabilecek nadir aktörlerden biri. Papa Franciscus'un kişisel çabaları ve Vatikan'ın diplomatik deneyimi, Ukrayna'da barışın sağlanması için önemli bir fırsat sunuyor.

Sonuç: Vatikan'daki Ukrayna pazarlığı, savaşın sona erdirilmesi ve bölgede kalıcı bir barışın tesis edilmesi için umut vadediyor. Ancak, müzakerelerin başarılı olup olmayacağı, tarafların uzlaşma zemininde buluşmasına ve taviz vermeye istekli olmasına bağlı olacak.

Deprem felaketinin ardından sadece fiziksel değil, psikolojik olarak da büyük bir yıkım yaşandı. Fulya Soybaş yazısında, bu travmatik sürecin ruh sağlığımız üzerindeki etkilerini ve bu etkilerle başa çıkma yöntemlerini ele alıyor.

Depremin Psikolojik Etkileri: Deprem, bireylerde kaygı, korku, çaresizlik, öfke ve suçluluk gibi yoğun duygulara neden olabilir. Uyku bozuklukları, iştah değişiklikleri, dikkat eksikliği ve sürekli deprem anını hatırlama gibi belirtiler de sıkça görülür. Bu belirtiler, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) belirtileri olabilir ve uzun süreli olabilir.

Ruh Sağlığını Korumak İçin Yapılması Gerekenler:

• Duyguları İfade Etmek: Yaşanan duyguları bastırmak yerine, güvendiğiniz kişilerle paylaşmak, yazmak veya farklı ifade yöntemleri kullanmak önemlidir.
• Sosyal Destek: Aile, arkadaş ve toplumla bağları güçlendirmek, yalnızlık hissini azaltır ve dayanıklılığı artırır.
• Günlük Rutinlere Devam Etmek: Mümkün olduğunca normal yaşantıya dönmek, düzenli uyku, beslenme ve egzersiz yapmak ruh sağlığını destekler.
• Bilgi Kirliliğinden Kaçınmak: Sürekli deprem haberleri ve sosyal medya paylaşımlarına maruz kalmak kaygıyı artırabilir. Bilgi alımını sınırlamak önemlidir.
• Profesyonel Yardım Almak: Belirtiler uzun sürerse veya günlük yaşamı olumsuz etkiliyorsa, bir uzmana başvurmak önemlidir.

Çocuklara Nasıl Yaklaşılmalı? Çocuklar depremi yetişkinlerden farklı algılayabilir ve farklı tepkiler verebilirler. Onlara güven vermek, sorularını sabırla yanıtlamak ve oyun yoluyla duygularını ifade etmelerine yardımcı olmak önemlidir. Ayrıca, çocukların yanında depremle ilgili konuşmaları sınırlamak ve onlara güvenli bir ortam sunmak önemlidir.

Unutmamalıyız ki, bu zorlu süreçte hepimiz desteğe ihtiyaç duyabiliriz. Kendimize ve sevdiklerimize karşı şefkatli olmak, birbirimize destek olmak ve gerektiğinde profesyonel yardım almak ruh sağlığımızı korumak için önemlidir.

Çalışanlara yemek kartı sağlayan şirketler, yemek kartı seçimi yaparken çeşitli faktörleri göz önünde bulundurmak zorundadır. Bu faktörlerin başında vergi avantajı ve yemek kartı şirketlerinin uyguladığı komisyon oranları gelmektedir.

Yemek kartı sisteminde, işverenler çalışanlarına nakit yemek ücreti vermek yerine yemek kartı sağladıklarında vergi avantajından yararlanırlar. Bu avantaj, hem işverenin maliyetini düşürür hem de çalışanın eline geçen net ücreti artırır. Ancak, yemek kartı şirketlerinin uyguladığı komisyon oranları, bu avantajı doğrudan etkileyebilir. Yüksek komisyon oranları, işverenlerin yemek kartı kullanımından elde edeceği faydayı azaltırken, düşük komisyon oranları ise avantajı artırır.

Son dönemde, bazı yemek kartı şirketlerinin komisyon oranlarını artırması, şirketleri farklı arayışlara yöneltmiştir. Şirketler, daha düşük komisyon oranları sunan veya farklı avantajlar sağlayan yemek kartı şirketlerini tercih etmeye başlamışlardır. Ayrıca, bazı şirketler, yemek kartı kullanımını tamamen ortadan kaldırarak, çalışanlarına doğrudan nakit ödeme yapmayı veya kendi yemekhanelerini işletmeyi düşünmektedir.

Bu durum, yemek kartı pazarında rekabetin artmasına ve şirketlerin daha avantajlı seçenekler aramasına neden olmuştur. Yemek kartı şirketleri de bu rekabet ortamında, müşteri memnuniyetini artırmak ve pazar paylarını korumak için farklı stratejiler geliştirmektedirler. Komisyon oranlarını düşürmek, ek hizmetler sunmak veya farklı ödeme seçenekleri sunmak gibi yöntemlerle şirketlerin ilgisini çekmeye çalışmaktadırlar.

Sonuç olarak, yemek kartı bilmecesi, şirketlerin vergi avantajı ile komisyon oranları arasındaki dengeyi gözeterek en uygun çözümü bulma çabasını ifade etmektedir. Bu süreçte, şirketler, çalışanlarının memnuniyetini de göz önünde bulundurarak, en iyi kararı vermeye çalışmaktadırlar.

Şarkıcı Edis Görgülü, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla İzmir'de meydana gelen depremi önceden haber verdi. Görgülü'nün paylaşımı, deprem olmadan 2.15 saniye önce gerçekleşti. Bu durum, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı ve birçok kişi tarafından şaşkınlıkla karşılandı.

Edis'in depremden önce yaptığı paylaşım şu şekildeydi: "Az önce çok fena sallandık İzmir. Umarım kötü bir şey yoktur." Bu paylaşım, deprem anında ve sonrasında birçok kişi tarafından ekran görüntüsü alınarak paylaşıldı ve kısa sürede viral oldu.

Konuyla ilgili çeşitli spekülasyonlar ortaya atılırken, bazı kullanıcılar Edis'in paylaşımının tesadüf olduğunu savunurken, bazıları ise şarkıcının depremle ilgili önceden bilgi sahibi olabileceğini iddia etti. Edis'ten henüz konuyla ilgili bir açıklama gelmedi.

Deprem, İzmir ve çevresinde hissedildi ve kısa süreli paniğe neden oldu. Yetkililer, depremin büyüklüğünü ve olası etkilerini değerlendirmek üzere çalışmalarına başladı.

Sosyal medyada en çok konuşulan konular arasına giren bu olay, Edis'in takipçileri ve diğer kullanıcılar tarafından merakla takip ediliyor. Şarkıcının konuyla ilgili yapacağı açıklama bekleniyor.

Olayın ardından sosyal medya kullanıcıları tarafından yapılan bazı yorumlar ise şu şekildeydi:

• "Edis geleceği mi görüyor?"
• "Yok artık, bu nasıl olabilir?"
• "Kesinlikle tesadüf, abartmayın."

Bu ve benzeri yorumlarla sosyal medya, Edis'in deprem paylaşımıyla ilgili tartışmalara sahne oldu.

Kırıkkale'de izne gelen polis memuru M.K., ailesi tarafından evde hareketsiz halde bulundu. Olay, Bahçelievler Mahallesi'nde meydana geldi. Ailesinin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, yaptıkları kontrolde M.K.'nin hayatını kaybettiğini belirledi.

M.K.'nin cenazesi, olay yerindeki incelemelerin ardından Kırıkkale Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı. M.K.'nin ölüm nedeni yapılacak otopsi ile belirlenecek.

Olayla ilgili detaylar:

• Polis memuru M.K. izinliydi.
• Ailesi tarafından evde ölü bulundu.
• Olay yeri inceleme ekipleri çalışma yaptı.
• Cenaze Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

Soruşturma devam ediyor.

Ertuğrul Özkök, bugünkü yazısında geçmiş bir anısını ve o dönemde karşılaştığı dikkat çekici insanları anlatıyor. Yazıda, 15 yaşında Cadillac kullanan bir kızdan ve tanıştığı her kadınla birlikte olduğunu iddia eden bir adamdan bahsediliyor.

Özkök, yazısına o dönemde yaşadığı şaşkınlığı ve bu karakterlerin kendisi üzerindeki etkisini vurgulayarak başlıyor. Anlattığı olaylar zinciri, okuyucuyu o günlerin İstanbul'una götürüyor.

Yazıda dikkat çeken bir diğer nokta ise, Özkök'ün bu sıra dışı karakterlerle olan etkileşimini ve kendi iç sorgulamalarını aktarması. “Tanıştığı her kadınla yatan adamla kaç kere yattım?” sorusu, yazının ironik ve düşündürücü tonunu belirliyor.

Özkök, yazısında sadece anılarını anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda o dönemin toplumsal dinamiklerine ve insan ilişkilerine de ışık tutuyor. Yazının sonunda, okuyucu, hem eğlenceli bir hikaye dinlemiş hem de o dönemin İstanbul'u hakkında farklı bir perspektif kazanmış oluyor.

Özkök'ün yazısı, geçmişe yapılan bir yolculuk olmasının yanı sıra, insan doğasına ve ilişkilerine dair çeşitli soruları da gündeme getiriyor. Bu yönüyle, sadece bir anı anlatısından öte, daha derin bir anlam taşıyor.

Dr. Hüseyin Nazlıkul'un yazısında, ekrem ağrılarının altında yatan temel nedenlerden biri olan enflamasyonun nasıl kontrol altına alınabileceği detaylı bir şekilde anlatılıyor. Yazıda, enflamasyonu tetikleyen faktörlere ve bu faktörlerle başa çıkma yöntemlerine odaklanılıyor. Enflamasyonun vücuttaki farklı belirtileri ve kronikleşme potansiyeli vurgulanırken, beslenme alışkanlıklarından yaşam tarzı değişikliklerine kadar çeşitli çözüm önerileri sunuluyor.

Enflamasyonu Tetikleyen Faktörler:

• Yanlış beslenme alışkanlıkları (işlenmiş gıdalar, şekerli içecekler vb.)
• Hareketsiz yaşam tarzı
• Stres
• Uyku düzeni bozuklukları
• Sigara ve alkol tüketimi

Enflamasyonu Kırma Yöntemleri:

1. Anti-enflamatuar Beslenme: Zeytinyağı, balık, kuruyemişler, sebzeler ve meyveler gibi antioksidan ve omega-3 yağ asitleri açısından zengin gıdaların tüketilmesi öneriliyor. İşlenmiş gıdalar, şeker ve trans yağlardan kaçınılması gerektiği belirtiliyor.
2. Egzersiz: Düzenli fiziksel aktivite, enflamasyonu azaltmada önemli bir rol oynuyor. Özellikle yürüyüş, yüzme ve yoga gibi aktiviteler tavsiye ediliyor.
3. Stres Yönetimi: Meditasyon, yoga ve nefes egzersizleri gibi stres yönetimi teknikleri, enflamasyonu kontrol altında tutmaya yardımcı olabilir.
4. Uyku Düzeni: Yeterli ve kaliteli uyku, vücudun kendini onarması ve enflamasyonla mücadele etmesi için kritik öneme sahip.
5. Takviyeler: Doktor kontrolünde omega-3 yağ asitleri, zerdeçal, zencefil ve C vitamini gibi takviyelerin kullanılması enflamasyonu azaltmaya yardımcı olabilir.

Yazıda ayrıca, enflamasyonun sadece ekrem ağrılarına değil, aynı zamanda kalp hastalıkları, diyabet ve kanser gibi kronik hastalıkların gelişiminde de rol oynayabileceği belirtiliyor. Bu nedenle, enflamasyonu kontrol altında tutmanın genel sağlık için büyük önem taşıdığı vurgulanıyor.