Depremin ardından ruh sağlığımızı korumak için yapılması gerekenler ve dikkat edilmesi gereken noktalar.

Deprem felaketinin ardından sadece fiziksel değil, psikolojik olarak da büyük bir yıkım yaşandı. Fulya Soybaş yazısında, bu travmatik sürecin ruh sağlığımız üzerindeki etkilerini ve bu etkilerle başa çıkma yöntemlerini ele alıyor.
Depremin Psikolojik Etkileri: Deprem, bireylerde kaygı, korku, çaresizlik, öfke ve suçluluk gibi yoğun duygulara neden olabilir. Uyku bozuklukları, iştah değişiklikleri, dikkat eksikliği ve sürekli deprem anını hatırlama gibi belirtiler de sıkça görülür. Bu belirtiler, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) belirtileri olabilir ve uzun süreli olabilir.
Ruh Sağlığını Korumak İçin Yapılması Gerekenler:
- Duyguları İfade Etmek: Yaşanan duyguları bastırmak yerine, güvendiğiniz kişilerle paylaşmak, yazmak veya farklı ifade yöntemleri kullanmak önemlidir.
- Sosyal Destek: Aile, arkadaş ve toplumla bağları güçlendirmek, yalnızlık hissini azaltır ve dayanıklılığı artırır.
- Günlük Rutinlere Devam Etmek: Mümkün olduğunca normal yaşantıya dönmek, düzenli uyku, beslenme ve egzersiz yapmak ruh sağlığını destekler.
- Bilgi Kirliliğinden Kaçınmak: Sürekli deprem haberleri ve sosyal medya paylaşımlarına maruz kalmak kaygıyı artırabilir. Bilgi alımını sınırlamak önemlidir.
- Profesyonel Yardım Almak: Belirtiler uzun sürerse veya günlük yaşamı olumsuz etkiliyorsa, bir uzmana başvurmak önemlidir.
Çocuklara Nasıl Yaklaşılmalı? Çocuklar depremi yetişkinlerden farklı algılayabilir ve farklı tepkiler verebilirler. Onlara güven vermek, sorularını sabırla yanıtlamak ve oyun yoluyla duygularını ifade etmelerine yardımcı olmak önemlidir. Ayrıca, çocukların yanında depremle ilgili konuşmaları sınırlamak ve onlara güvenli bir ortam sunmak önemlidir.
Unutmamalıyız ki, bu zorlu süreçte hepimiz desteğe ihtiyaç duyabiliriz. Kendimize ve sevdiklerimize karşı şefkatli olmak, birbirimize destek olmak ve gerektiğinde profesyonel yardım almak ruh sağlığımızı korumak için önemlidir.