Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın, Prof. Dr. Lütfi Akca’nın yerine atadığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Erdem Memişoğlu, sezaryen doğum konusuna dikkat çekti. Memişoğlu, kendisinin de sezaryen ile doğduğunu belirterek bu konuda farkındalık yaratmak istediğini ifade etti.

Bakan Yardımcısı Memişoğlu, Türkiye’de sezaryen doğum oranlarının yüksekliğine dikkat çekerek, bu durumun anne ve bebek sağlığı açısından riskler taşıdığını vurguladı. Normal doğumun teşvik edilmesi ve sezaryen doğumun yalnızca tıbbi gereklilik halinde uygulanması gerektiğini savundu.

Memişoğlu, bakanlık olarak bu konuda çeşitli çalışmalar yürüteceklerini, anne adaylarını bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetlerine ağırlık vereceklerini belirtti. Ayrıca, sağlık personelinin de bu konuda eğitilmesi ve normal doğumu teşvik etmesi için gerekli düzenlemelerin yapılacağını ifade etti.

Sezaryen doğumun gerekliliği konusundaki tartışmaların sürmesi ve Bakan Yardımcısı Memişoğlu’nun bu konuya dikkat çekmesi, önümüzdeki dönemde bu alanda yeni politikaların ve uygulamaların hayata geçirilmesine işaret ediyor. Bakanlık, anne ve bebek sağlığını korumak amacıyla sezaryen doğum oranlarını düşürmeye yönelik adımlar atmaya hazırlanıyor.

Bakan Yardımcısı Memişoğlu’nun bu açıklamaları, sağlık camiasında ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Konuyla ilgili farklı görüşler dile getirilirken, sezaryen doğumun riskleri ve faydaları üzerine tartışmalar yeniden alevlendi.

Fenerbahçe, Süper Lig'de son haftalarda gösterdiği performansla dikkat çekiyor. Sarı-lacivertli ekip, ligde attığı gollerle 20 yıl sonra bir rekor kırdı.

Fenerbahçe, bu sezon Süper Lig'de oynadığı maçlarda kaydettiği gol ortalamasıyla dikkat çekiyor. Takım, ligde 33 maçta toplam 85 gol atarak maç başına 2,57 gol ortalaması yakaladı. Bu ortalama, Fenerbahçe'nin Süper Lig'de 2003-2004 sezonundan sonraki en yüksek gol ortalaması oldu.

Söz konusu sezonda teknik direktörlüğünü Christoph Daum'un yaptığı Fenerbahçe, ligi 82 golle tamamlamış ve maç başına 2,41 gol ortalaması tutturmuştu. Bu sezonki performansıyla Fenerbahçe, 20 yıl sonra bu ortalamanın üzerine çıkmayı başardı.

Fenerbahçe'nin bu başarısında Edin Dzeko ve Sebastian Szymanski gibi oyuncuların performansı büyük rol oynadı. Takım, ligde şampiyonluk yarışını sürdürüyor.

CHP, AKP'nin seçimlerde gerçekleştirebileceği usulsüzlüklere ilişkin kapsamlı bir rapor hazırladı. Rapor, AKP'nin seçim güvenliğini zedeleyebilecek potansiyel operasyonlarını deşifre etmeyi amaçlıyor.

Raporda yer alan başlıca iddialar şöyle:

• Sahte Seçmen Kayıtları: AKP'nin, özellikle büyük şehirlerde, sahte seçmen kayıtları oluşturarak oy sayısını artırmaya çalıştığı iddia ediliyor. Bu kayıtların genellikle boş arsalara veya kullanılmayan binalara yapıldığı belirtiliyor.
• Ölü Seçmenlerin Kullanılması: Rapora göre, AKP bazı bölgelerde ölmüş kişilerin isimlerini kullanarak oy kullanmaya teşebbüs edebilir. Bu durumun özellikle kırsal bölgelerde daha yaygın olabileceği öne sürülüyor.
• Oy Kaydırma ve Manipülasyonu: CHP, AKP'nin oy sayımı sırasında hile yapabileceği ve oyları kendi lehine çevirebileceği endişesini taşıyor. Bu kapsamda, sandık görevlilerinin baskı altında tutulabileceği veya oy torbalarının değiştirilebileceği iddia ediliyor.
• Seçim Günü Sandık Güvenliği: Raporda, seçim günü sandık güvenliğinin sağlanması için alınması gereken önlemlere de dikkat çekiliyor. CHP, sandık görevlilerinin ve müşahitlerin güvenliğinin sağlanması, oy verme işlemlerinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve herhangi bir usulsüzlüğe karşı hızlı bir şekilde müdahale edilmesi gerektiğini vurguluyor.

CHP yetkilileri, raporun seçim kurullarına ve kamuoyuna sunulduğunu ve gerekli önlemlerin alınması için çağrıda bulunduklarını ifade ettiler.

CHP'nin bu raporu, seçim öncesinde siyasi tansiyonu yükseltirken, AKP'den henüz resmi bir yanıt gelmedi.

Fransa ile Azerbaycan arasındaki gerilim, Türkiye'nin de yakından takip ettiği bir konu haline geldi. Fransa'nın Ermenistan'a verdiği destek ve iki ülke arasındaki savunma paktı, Azerbaycan'ın tepkisini çekiyor. Son dönemde yaşanan olaylar, bölgede savaş ihtimalini artırıyor.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Fransa'yı Ermenistan'ı silahlandırmakla suçlayarak, bu durumun bölgedeki istikrarı bozduğunu belirtiyor. Aliyev, Fransa'nın Ermenistan'a destek vermesinin kabul edilemez olduğunu ve Azerbaycan'ın kendi güvenliğini sağlamak için gerekli adımları atacağını vurguluyor.

Fransa ise Ermenistan'a verdiği desteğin, ülkenin savunma kapasitesini güçlendirmeye yönelik olduğunu savunuyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ermenistan'ın toprak bütünlüğünü koruma hakkını desteklediklerini ve bu konuda kararlı olduklarını ifade ediyor.

İki ülke arasındaki gerilim, diplomatik alanda da kendini gösteriyor. Azerbaycan, Fransa'yı AGİT Minsk Grubu'ndaki tarafsızlığını yitirmekle suçlarken, Fransa ise Azerbaycan'ı bölgede agresif bir politika izlemekle itham ediyor.

Türkiye, Azerbaycan'a olan desteğini her fırsatta dile getiriyor. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, Fransa'nın bölgedeki provokatif eylemlerine son vermesi gerektiğini ve Azerbaycan'ın haklı davasında yanında olduklarını belirtiyor.

Bölgedeki gerilimin tırmanması, uluslararası kamuoyunun da dikkatini çekiyor. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği, taraflara itidal çağrısında bulunarak, sorunun diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini vurguluyor.

Odatv'nin haberine göre, Fransa ve Azerbaycan arasındaki gerilim, bölgedeki istikrarı tehdit ediyor ve savaş ihtimalini gündeme getiriyor. Türkiye, müttefiki Azerbaycan'a olan desteğini sürdürürken, uluslararası toplum da sorunun çözümü için çaba gösteriyor.

İstanbul'da meydana gelen olayda, alkollü olduğu tespit edilen bir sürücü, trafik polisinin dur ihtarına uymayarak kaçmaya çalıştı. Bu sırada, aracı durdurmak isteyen trafik polisi memuru, aracın kaputuna tutundu. Sürücü ise, polise rağmen aracı sürmeye devam ederek, memuru kaput üzerinde bir süre sürükledi.

Olay, çevredeki vatandaşlar tarafından cep telefonu kameralarıyla kaydedildi. Görüntülerde, trafik polisinin kaputa tutunmuş halde sürüklendiği ve diğer sürücülerin duruma tepki gösterdiği görülüyor.

Sürücü, olay yerine gelen diğer polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Yapılan alkol testinde sürücünün alkollü olduğu belirlendi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen sürücü, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Olayın Detayları:

• Olay İstanbul'da meydana geldi.
• Alkollü sürücü trafik polisinin dur ihtarına uymadı.
• Polis memuru, aracı durdurmak isterken kaputa tutundu.
• Sürücü, polisi kaputta sürükleyerek kaçmaya çalıştı.
• Sürücü yakalandı ve tutuklandı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, normal doğumun doğal bir süreç olduğunu ve teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı. Bakan Koca, sezaryen oranlarının yüksekliğine dikkat çekerek bu oranın düşürülmesi gerektiğini belirtti.

Bakan Koca, yaptığı açıklamada, “Normal doğum doğal olandır. Sezaryen, tıbbi bir gereklilik olmadıkça tercih edilmemelidir. Bizim hedefimiz, normal doğum oranlarını artırmak ve anne sağlığını korumaktır” dedi.

Sağlık Bakanlığı'nın bu konuda çeşitli projeler yürüttüğünü belirten Koca, anne adaylarının normal doğum konusunda bilinçlendirilmesi ve cesaretlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, hastanelerin normal doğumu teşvik edici uygulamalar geliştirmesi ve anne dostu hastane sayısının artırılması gerektiğini söyledi.

Türkiye'de sezaryen oranlarının Avrupa ortalamasının üzerinde olduğuna dikkat çeken uzmanlar, gereksiz sezaryenlerin hem anne hem de bebek sağlığı açısından riskler taşıdığını belirtiyor. Normal doğumun, annenin iyileşme sürecini hızlandırdığı, bebek için ise bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağladığı vurgulanıyor.

Sağlık Bakanlığı, normal doğumu teşvik etmek amacıyla çeşitli eğitim programları düzenlemekte ve sağlık personelinin bu konudaki bilgi ve becerilerini artırmaya yönelik çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca, anne adaylarına yönelik bilgilendirme materyalleri hazırlanmakta ve normal doğumun avantajları konusunda farkındalık yaratılmaya çalışılmaktadır.

Bakan Koca, “Her anne adayının sağlıklı bir doğum süreci geçirmesi en büyük arzumuzdur. Normal doğum, bu sürecin en doğal ve sağlıklı yoludur. Bu nedenle, tüm sağlık çalışanlarımızın ve anne adaylarımızın bu konuda bilinçli ve duyarlı olmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Kayseri'de 2019 yılında ağabeyi ve yengesini öldüren sanık S.Ç., kız kardeşinin ölümüyle ilgili davada beraat etti. Kayseri 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tutuklu sanık S.Ç. ve avukatı hazır bulundu. Sanık, önceki savunmalarını tekrar ederek beraatini istedi.

Mahkeme heyeti, dosyadaki mevcut delil durumu, otopsi raporu ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre, sanığın kız kardeşine yönelik 'kasten öldürme' suçunu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına kanaat getirdi. Bu nedenle sanık S.Ç.'nin bu suçtan beraatine karar verildi. Sanığın ağabeyi ve yengesini öldürme suçundan yargılandığı dava ise Yargıtay aşamasında bulunuyor.

Olay, 2019 yılında Kayseri'de meydana geldi. S.Ç., ağabeyi ve yengesini av tüfeğiyle öldürmüş, ardından kız kardeşinin de şüpheli bir şekilde hayatını kaybetmesi üzerine tutuklanmıştı. Sanık, kız kardeşinin ölümüyle ilgili olarak da yargılanıyordu.

Mahkemenin Kararı:

• Sanık S.Ç.'nin kız kardeşini kasten öldürme suçundan beraatine karar verildi.
• Sanığın ağabeyi ve yengesini öldürme suçundan yargılandığı dava Yargıtay aşamasında.

Olayın Geçmişi:

1. 2019 yılında Kayseri'de S.Ç., ağabeyi ve yengesini öldürdü.
2. Kız kardeşi de şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti.
3. S.Ç., hem ağabeyi ve yengesini öldürme hem de kız kardeşini öldürme suçlarından yargılandı.

Aydın'da meydana gelen trafik kazasında bir kişi yaralandı. Kaza, Efeler ilçesi Aydın-Muğla Karayolu üzeri ASTİM Organize Sanayi Bölgesi yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Muğla istikametine seyir halinde olan A.Y. idaresindeki 48 ABJ 752 plakalı tır, aynı istikamette seyir halinde olan ve sürücüsünün ismi henüz belirlenemeyen 09 AEF 222 plakalı otomobile arkadan çarptı.

Çarpmanın etkisiyle kontrolden çıkan otomobil, bariyerlere çarparak yaklaşık 50 metre sürüklendi. Kazayı gören diğer sürücüler durumu 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye sağlık, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaralı otomobil sürücüsüne ilk müdahaleyi yaptıktan sonra ambulansla Aydın Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Polis ekipleri kazayla ilgili inceleme başlattı. Kaza nedeniyle Aydın-Muğla Karayolu'nda trafik bir süre kontrollü olarak sağlandı. Araçların çekilmesiyle trafik normale döndü. Yaralının sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı. Kazanın, tır sürücüsünün dikkatsizliği sonucu meydana geldiği tahmin ediliyor. Yetkililer, sürücüleri trafik kurallarına uymaları konusunda uyardı.

İstanbul'da beklenen büyük depremle ilgili çeşitli değerlendirmeler yapılıyor. Programda, İstanbul'un depreme ne kadar hazır olduğu, olası riskler ve alınması gereken önlemler detaylı bir şekilde ele alınıyor. Uzmanlar, binaların depreme dayanıklılığının önemine vurgu yaparak, yapı stokunun incelenmesi ve güçlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.

İstanbul'daki mevcut yapıların durumu, deprem yönetmeliklerine uygunluğu ve olası bir depremde gösterecekleri performans hakkında çeşitli senaryolar değerlendiriliyor. Özellikle eski ve riskli binaların tespiti ve bunların güçlendirilmesi veya yenilenmesi gerektiği üzerinde duruluyor.

Deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenler hakkında bilgiler veriliyor. Ailelerin deprem çantası hazırlaması, güvenli toplanma alanlarını belirlemesi ve acil durum planları yapması öneriliyor. Ayrıca, deprem anında panik yapmamak ve doğru davranışları sergilemek için düzenli olarak tatbikatlar yapılması gerektiği vurgulanıyor.

İstanbul'un deprem riskine karşı daha dirençli hale getirilmesi için belediyeler, hükümet ve vatandaşların işbirliği yapması gerektiği belirtiliyor. Kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması, yapı denetimlerinin sıkılaştırılması ve toplumun deprem bilincinin artırılması gibi konular üzerinde duruluyor.

Programda, olası bir depremin İstanbul'daki sosyal, ekonomik ve çevresel etkileri de tartışılıyor. Depremin ardından yaşanabilecek sorunlara karşı hazırlıklı olunması ve kriz yönetimi planlarının yapılması gerektiği vurgulanıyor.

Uzmanlar, İstanbul'da beklenen depremin ne zaman olacağını tahmin etmenin mümkün olmadığını, ancak her an olabilecekmiş gibi hazırlıklı olunması gerektiğini belirtiyor. Bu nedenle, bireysel ve toplumsal düzeyde alınacak önlemlerin hayati önem taşıdığı ifade ediliyor.