Bursa Büyükşehir Belediyesi Orkestrası Türk Sanat Müziği Bölümü, Tayyare Kültür Merkezi'nde Kırım Şarkıları ve Türk Sanat Müziği konseri verdi. Konserde, Kırım'a özgü eserlerin yanı sıra Türk Sanat Müziği'nin seçkin örnekleri de seslendirildi.

Şef Dr. Aygün Ergün yönetimindeki konserde solist olarak Elif Tecer sahne aldı. Konsere sanatseverler yoğun ilgi gösterdi. Bursa Büyükşehir Belediyesi Orkestrası Türk Sanat Müziği Bölümü, dinleyicilere unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu.

Konserde seslendirilen eserler arasında Kırım türküleri olan “Ey Güzel Kırım”, “Kırım'ın Gülleri” ve “Kırım Dağları” gibi sevilen parçalar yer aldı. Türk Sanat Müziği eserlerinden ise “Aşkınla Yana Yana”, “Gülşen-i Hüsnüne Varmak İçin” ve “Sensiz Yaşamam Ben” gibi klasikleşmiş eserler dinleyicilerin beğenisine sunuldu.

Konserin sonunda Şef Dr. Aygün Ergün ve solist Elif Tecer, sanatseverler tarafından uzun süre alkışlandı. Bursa Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, kültürel etkinliklerin devam edeceğini ve sanatın her alanında Bursalılara hizmet etmeye devam edeceklerini belirtti.

Konser, Bursa'nın kültürel yaşamına önemli bir katkı sağladı ve sanatseverlerin takdirini kazandı. Etkinlik, Kırım ve Türk müziğinin bir araya gelerek oluşturduğu zenginliği gözler önüne serdi.

Eski AKP İlçe Başkanı olan bir savcı, trafikte tartıştığı kişiyi silahla yaraladı. Olay, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, bu haberi yapan gazeteci Barış Pehlivan hakkında ise 9 yıla kadar hapis cezası istendi.

İddiaya göre, eski AKP İlçe Başkanı olan savcı, trafikte seyir halindeyken bir başka sürücü ile tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine savcı, silahını çekerek tartıştığı kişiyi yaraladı. Yaralı şahıs hastaneye kaldırılırken, savcı hakkında soruşturma başlatıldı.

Olayın ardından gazeteci Barış Pehlivan, bu olayı haberleştirdi. Haberde, savcının kimliği ve olayın detayları yer aldı. Ancak, savcı ve bazı çevreler, haberin gerçeği yansıtmadığını ve itibar zedeleyici olduğunu iddia etti. Bunun üzerine Barış Pehlivan hakkında 'gizliliği ihlal' ve 'iftira' suçlamalarıyla dava açıldı.

Savcılık, Barış Pehlivan'ın 9 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Dava süreci devam ederken, basın örgütleri ve gazeteciler, Barış Pehlivan'a destek vererek, haberin ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu savundu. Dava, Türkiye'de basın özgürlüğü ve gazetecilik faaliyetleri açısından önemli bir örnek olarak değerlendiriliyor.

Olayla ilgili gelişmeler yakından takip edilirken, yargı sürecinin nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor.

Show TV'de yayınlanan ve büyük bir izleyici kitlesi edinen Çukur dizisinin sinema filmi için hazırlıklar başladı. Dizi, dört sezon boyunca büyük bir ilgiyle takip edilmişti.

Dizinin yapım şirketi Ay Yapım tarafından çekilecek olan filmin senaryosunu Gökhan Horzum kaleme alıyor. Yönetmen koltuğunda ise Sinan Öztürk oturacak.

Filmin oyuncu kadrosu hakkında henüz net bir bilgi bulunmamakla birlikte, dizideki bazı önemli karakterlerin filmde de yer alması bekleniyor. Çekimlerin bu yaz başlaması planlanıyor. Filmin konusu hakkında da henüz detaylı bir açıklama yapılmadı.

Dizi, Aras Bulut İynemli, Erkan Kolçak Köstendil, Öner Erkan, Rıza Kocaoğlu, Necip Memili ve Perihan Savaş gibi isimleri bir araya getirmişti. Filmin de benzer bir oyuncu kadrosuna sahip olması bekleniyor.

Çukur dizisinin hayranları, filmin vizyona girmesiyle birlikte dizinin heyecanını yeniden yaşama fırsatı bulacaklar.

Hatay'da meydana gelen depremlerde yıkılan iki aile sağlığı merkezi (ASM), konteynerler temin edilene kadar geçici olarak kütüphane odalarında hizmet vermeye başladı. Defne ilçesindeki Doktor Hüseyin Vural Aile Sağlığı Merkezi ve Armutlu Aile Sağlığı Merkezi'nin binaları depremde kullanılamaz hale geldi. Bu nedenle sağlık hizmetlerinin aksamaması için Defne Halk Kütüphanesi ve Armutlu Halk Kütüphanesi'nin odaları ASM olarak kullanılmaya başlandı.

Defne Halk Kütüphanesi'nde iki oda, Doktor Hüseyin Vural Aile Sağlığı Merkezi olarak hizmet veriyor. Burada iki doktor ve bir hemşire görev yapıyor. Armutlu Halk Kütüphanesi'nde ise bir oda, Armutlu Aile Sağlığı Merkezi olarak kullanılıyor. Burada da bir doktor ve bir hemşire hizmet sunuyor.

Aile sağlığı merkezlerinin kütüphane odalarında hizmet vermeye başlamasıyla, bölge halkının sağlık hizmetlerine erişimi geçici bir çözümle sağlanmış oldu. Yetkililer, konteynerlerin en kısa sürede temin edilerek daha uygun sağlık hizmeti ortamlarının oluşturulması için çalışmaların sürdüğünü belirtiyor.

Kütüphane yetkilileri de, sağlık hizmetlerinin önemi nedeniyle bu geçici düzenlemeye destek verdiklerini ifade ettiler. Kitap okuma salonları geçici süreyle sağlık hizmeti sunumuna ayrılırken, kütüphane kullanıcıları da anlayışla karşıladı.

Bu durum, deprem sonrası yaşanan zorluklara rağmen, sağlık hizmetlerinin devamlılığının sağlanması için gösterilen çabanın bir örneği olarak değerlendiriliyor. Konteynerler gelene kadar kütüphaneler, bölge halkı için sağlık hizmeti sunmaya devam edecek.

Sağlık turizminde dijital kimlik dönemi başlıyor. Türkiye, sağlık turizmi alanında önemli bir adım atarak dijital kimlik uygulamasını hayata geçiriyor. Bu uygulama sayesinde, ülkeye tedavi amacıyla gelen yabancı hastaların sağlık verilerinin güvenli bir şekilde saklanması ve uluslararası alanda erişilebilir olması hedefleniyor.

Dijital kimlik uygulaması, hastaların tıbbi geçmişlerini, tedavi süreçlerini ve diğer önemli sağlık bilgilerini tek bir platformda toplamayı amaçlıyor. Bu sayede, hastalar farklı sağlık kuruluşlarından hizmet alsalar bile, tüm sağlık verilerine kolayca erişilebilecek. Ayrıca, uygulama sayesinde sağlık profesyonelleri de hastaların tıbbi geçmişlerini daha hızlı ve doğru bir şekilde değerlendirebilecek, bu da tedavi süreçlerinin daha etkin yönetilmesine katkı sağlayacak.

Uygulamanın bir diğer önemli avantajı ise, sahteciliğin ve usulsüzlüklerin önüne geçilmesi. Dijital kimlikler, kimlik doğrulama süreçlerini güçlendirerek, sahte belgelerle sağlık hizmeti almaya çalışan kişilerin tespit edilmesini kolaylaştıracak. Bu da hem hastaların hem de sağlık kuruluşlarının güvenliğini artıracak.

Sağlık Bakanlığı yetkilileri, dijital kimlik uygulamasının sağlık turizmi sektörüne önemli katkılar sağlayacağını belirtiyor. Uygulamanın, Türkiye'nin sağlık turizmi alanındaki rekabet gücünü artıracağı ve ülkeye daha fazla sayıda yabancı hasta çekilmesine yardımcı olacağı öngörülüyor.

Dijital kimlik uygulamasının hayata geçirilmesiyle birlikte, Türkiye, sağlık turizminde daha şeffaf, güvenli ve verimli bir hizmet sunmayı hedefliyor. Bu uygulama, hem hastaların hem de sağlık profesyonellerinin işini kolaylaştıracak ve sağlık turizmi sektörünün gelişimine önemli katkılar sağlayacak.

28 Nisan 2025 tarihinde Türkiye'de meydana gelen son depremler, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yakından takip edilmektedir. Özellikle İstanbul'da hissedilen artçı sarsıntılar, vatandaşlar arasında tedirginliğe yol açmıştır. AFAD, bölgedeki sismik aktiviteleri sürekli olarak izlemekte ve kamuoyunu bilgilendirmektedir.

AFAD'ın son açıklamalarına göre, Marmara Denizi'nde saat 14:35'te 3.2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Depremin derinliği 7 kilometre olarak ölçülmüştür. Bu deprem, İstanbul ve çevre illerde hafif şekilde hissedilmiştir. Ardından, saat 15:10'da ise 2.8 büyüklüğünde bir artçı sarsıntı yaşanmıştır. AFAD, vatandaşları panik yapmamaları konusunda uyarmış ve olası gelişmelere karşı hazırlıklı olmalarını tavsiye etmiştir.

AFAD'ın uyarıları şu şekildedir:

• Binaların hasar durumunu kontrol edin.
• Gerekli olmadıkça binalara girmeyin.
• Resmi kaynaklardan yapılan açıklamaları takip edin.

İstanbul Valiliği de konuyla ilgili bir açıklama yaparak, şu ana kadar herhangi bir olumsuz durumun rapor edilmediğini belirtmiştir. Ancak, vatandaşların dikkatli olmaları ve yetkililerin uyarılarına uymaları önemle vurgulanmıştır.

AFAD, Türkiye genelindeki deprem aktivitelerini sürekli olarak izlemekte ve güncel bilgileri kamuoyuyla paylaşmaktadır. Vatandaşlar, AFAD'ın resmi internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden en son deprem bilgilerine ulaşabilirler.

Deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların güvenliği için AFAD, gerekli tüm önlemleri almaya devam etmektedir.

Papa Francis'in Vatikan'daki görevinden dolayı herhangi bir maaş almadığı ortaya çıktı. Bu durum, Katolik dünyasının liderinin mali kaynakları hakkında merak uyandırdı.

İddialara göre Papa Francis, Papa olmadan önce Buenos Aires Başpiskoposu olarak görev yaparken aldığı kardinal maaşı ile geçiniyor. Papa olduktan sonra bu maaşın kesilip kesilmediği net olmamakla birlikte, Vatikan'dan herhangi bir maaş almadığı belirtiliyor. Geçimini ise kardinal olarak aldığı emekli maaşı ve çeşitli kaynaklardan sağlanan yardımlarla sürdürdüğü ifade ediliyor.

Papa'nın maaş almaması, Katolik Kilisesi'ndeki diğer din adamlarının maaşları konusunu da gündeme getirdi. Vatikan'daki kardinallerin ve diğer üst düzey yetkililerin maaşları genellikle bağışlar ve kiliseye ait fonlardan karşılanıyor. Ancak Papa'nın doğrudan bir maaş almaması, alçakgönüllülük ve dünyevi zevklerden uzak durma prensiplerine uygun bir davranış olarak değerlendiriliyor.

Konuyla ilgili Vatikan'dan resmi bir açıklama yapılmazken, Papa Francis'in sade yaşam tarzı ve yoksullara yardım etme konusundaki hassasiyeti biliniyor. Bu durum, Papa'nın maaş almadığına dair iddiaları daha da güçlendiriyor.

Papa Francis'in mali durumu ve geçim kaynakları hakkındaki bu bilgiler, Vatikan ve Katolik Kilisesi'nin şeffaflığı konusundaki tartışmaları da beraberinde getirebilir.

Bodrum'daki lahmacun fiyatları, yaz sezonunun başlamasıyla birlikte yeniden gündeme geldi. Tatil için Bodrum'u tercih eden ünlü isimler ve vatandaşlar, özellikle yiyecek ve içecek fiyatlarındaki artıştan şikayetçi. Bu duruma son olarak oyuncu ve sunucu Seray Sever de dahil oldu.

Seray Sever, Bodrum'da gittiği bir mekanda lahmacunun fiyatını öğrenince yaşadığı şaşkınlığı dile getirdi. Fiyatı yüksek bulan Sever, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla bu durumu takipçileriyle paylaştı. Lahmacunun fiyatının ne kadar olduğu belirtilmezken, Sever'in şaşkınlığı ve fiyat eleştirisi dikkat çekti.

Bodrum'daki restoran ve beach club'lardaki fiyatlar, özellikle son yıllarda sıkça tartışma konusu oluyor. Birçok kişi, Bodrum'daki fiyatların diğer tatil bölgelerine kıyasla daha yüksek olduğunu belirtiyor. Özellikle lahmacun, döner ve ayran gibi ürünlerin fiyatlarındaki artış, sosyal medyada geniş yankı buluyor.

İşte Bodrum'daki yüksek fiyatlarla ilgili bazı örnekler:

• Geçtiğimiz yıllarda bir lahmacunun fiyatı 750 TL'ye kadar çıkmıştı.
• Dönerin porsiyonu 600 TL'den başlayan fiyatlarla satılıyor.
• Ayranın fiyatı ise 150 TL'ye kadar çıkabiliyor.

Bu fiyatlar, özellikle dar gelirli vatandaşların tepkisini çekiyor. Birçok kişi, Bodrum'un artık sadece zenginlerin tatil yapabileceği bir yer haline geldiğini düşünüyor. Esnaf ise artan maliyetleri gerekçe göstererek fiyatları savunuyor.

Bodrum'daki fiyat tartışmaları, önümüzdeki günlerde de devam edecek gibi görünüyor. Özellikle turizm sezonunun yoğunlaşmasıyla birlikte, fiyatların daha da artabileceği öngörülüyor.

ABD'nin Kuzey Karolina eyaletindeki Chapel Hill kampüsünde bulunan Kuzey Karolina Üniversitesinde (UNC) silahlı saldırı düzenlendi. Üniversite yetkilileri tarafından yapılan açıklamada, kampüste silahlı bir kişinin varlığına dair ihbarlar üzerine güvenlik önlemlerinin artırıldığı belirtildi.

Üniversite polisi, olayın ardından bir şüpheliyi gözaltına aldı. Saldırıda bir öğretim üyesi hayatını kaybetti. Yetkililer, soruşturmanın devam ettiğini ve kamuoyuna daha fazla bilgi verileceğini açıkladı.

Üniversite yönetimi, öğrencilerin ve personelin güvenliğini sağlamak amacıyla kampüsün belirli bölgelerini geçici olarak kapattı ve dersleri iptal etti. Olayın ardından kampüste panik yaşanırken, öğrenciler ve öğretim üyeleri güvenli bölgelere sığındı.

Olayla ilgili detaylı soruşturma başlatıldı. Yetkililer, saldırının nedenini ve failin motivasyonunu belirlemeye çalışıyor. Üniversite yönetimi, hayatını kaybeden öğretim üyesinin ailesine başsağlığı diledi ve kampüs topluluğuna destek sağlamak için çeşitli kaynaklar sunacağını duyurdu.

Gelişmeler:

• Şüpheli gözaltına alındı.
• Kampüsün bazı bölümleri kapatıldı.
• Dersler iptal edildi.