Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın olası bir ihtiyaç halinde Kuzey Kore'ye askeri yardım sağlayabileceğini duyurdu. Peskov'un açıklaması, Rusya ile Kuzey Kore arasındaki ilişkilerin son dönemde önemli ölçüde geliştiği bir zamana denk geliyor.

Peskov, bu konudaki sorulara, “Bu, her zaman değerlendirilen bir olasılıktır. İkili ilişkilerimiz çerçevesinde, tüm olası seçenekler değerlendirilebilir” şeklinde yanıt verdi. Rusya'nın bu potansiyel askeri yardımı, Kuzey Kore'nin güvenlik endişelerini gidermeye yönelik bir adım olarak yorumlanabilir.

Rusya ve Kuzey Kore arasındaki ilişkiler, özellikle Ukrayna'daki savaşın başlamasından sonra daha da yakınlaştı. İki ülke, çeşitli alanlarda işbirliğini artırma yoluna giderken, bu durum uluslararası arenada dikkatle izleniyor. Peskov'un açıklamaları, bu işbirliğinin askeri alana da yayılabileceğinin bir işareti olarak değerlendirilebilir.

Özellikle, Kuzey Kore'nin balistik füze denemeleri ve nükleer programı konusundaki uluslararası eleştirilere rağmen, Rusya'nın bu ülkeye olası askeri desteği, bölgedeki gerginliği daha da artırabilir. Bu durum, ABD ve müttefiklerinin tepkisini çekebilir ve uluslararası diplomatik çabaları zorlaştırabilir.

Peskov'un açıklamaları, Rusya'nın dış politika stratejisindeki değişimleri de gözler önüne seriyor. Rusya, Batı ile olan ilişkilerindeki gerginlikler nedeniyle, alternatif ortaklıklar arayışında ve Kuzey Kore bu ortaklıklardan biri olarak öne çıkıyor.

Sonuç olarak, Rusya'nın Kuzey Kore'ye askeri yardım olasılığı, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcını işaret edebilir. Bu durumun bölgesel ve küresel güvenlik üzerindeki etkileri yakından takip edilmelidir.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), gerçekleştirdiği incelemeler neticesinde, birçok emekli maaşı ve yetim aylığı alan kişiye yapılan ödemelerde usulsüzlük tespit etti. Bu tespitler üzerine, binlerce kişiye yapılan yersiz ödemelerin faiziyle birlikte geri alınmasına karar verildi. SGK'nın bu kararı, emekliler ve yetim aylığı alanlar arasında büyük bir tedirginliğe yol açtı.

Yapılan açıklamaya göre, SGK'nın denetimleri sonucunda, çeşitli nedenlerle yersiz ödeme aldığı belirlenen kişilerden bu paralar geri istenecek. Yersiz ödemelerin tespit edilmesinde, gelir değişikliklerinin bildirilmemesi, ölüm aylığı alan kişilerin evlenmeleri veya çalışma durumlarının ortaya çıkması gibi faktörler etkili oldu. SGK, bu tür durumları tespit ederek yersiz ödemeleri geri alma sürecini başlattı.

Geri ödeme süreci nasıl işleyecek?

• SGK, yersiz ödeme tespit ettiği kişilere öncelikle bir tebligat gönderecek.
• Tebligatta, yersiz ödemenin miktarı, nedeni ve geri ödeme koşulları belirtilecek.
• İlgili kişilerin, tebligatta belirtilen süre içinde SGK'ya başvurarak itiraz etme hakkı bulunuyor.
• İtirazın reddedilmesi durumunda, yersiz ödeme miktarı faiziyle birlikte geri alınacak.
• Geri ödeme, kişinin mevcut emekli maaşı veya yetim aylığından kesinti yapılarak gerçekleştirilebileceği gibi, toplu ödeme şeklinde de yapılabilecek.

Kimler etkilenecek?

Bu karardan, çeşitli nedenlerle yersiz ödeme aldığı tespit edilen tüm emekli maaşı ve yetim aylığı alan kişiler etkilenecek. Özellikle, gelir durumunda değişiklik olduğu halde bunu SGK'ya bildirmeyenler, evlenmeleri veya çalışmaları nedeniyle aylık alma şartlarını kaybedenler bu durumdan olumsuz etkilenebilir.

SGK'nın bu kararı, emekliler ve yetim aylığı alanlar arasında büyük bir endişe yaratırken, kurumun bu süreçte şeffaf ve adil bir şekilde hareket etmesi bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir televizyon programında yaptığı açıklamada, 2016 yılında Suriyeli sığınmacılarla ilgili yaptığı bir konuşmaya değindi. Erdoğan, o dönemde “Biz bu muhacirleri buradan göndermeyeceğiz” dediğini hatırlattı. Bu açıklama, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların durumu ve geleceğiyle ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Erdoğan'ın bu açıklaması, Türkiye'nin Suriye politikası ve sığınmacı politikası açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Zira, o dönemden bu yana Türkiye, Suriye'den gelen milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı'nın sözleri, Türkiye'nin bu konudaki duruşunun değişmediğini gösteriyor.

Türkiye'de yaşayan Suriyeli sığınmacıların sayısı zaman zaman tartışma konusu oluyor. Sığınmacıların entegrasyonu, ekonomik etkileri ve sosyal uyumu gibi konular kamuoyunda sıkça gündeme geliyor. Erdoğan'ın açıklaması, bu tartışmaların seyrini etkileyebilecek nitelikte.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konudaki net tavrı, Türkiye'nin uluslararası arenadaki sığınmacı politikasına da yön veriyor. Türkiye, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde sığınmacıların sorunlarına çözüm arayışlarını sürdürüyor. Bu bağlamda, Erdoğan'ın açıklamaları, Türkiye'nin bu konudaki kararlılığını vurguluyor.

Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriyeli sığınmacılarla ilgili yaptığı bu açıklama, Türkiye'nin sığınmacı politikası ve Suriye'deki gelişmelerle ilgili önemli bir mesaj niteliği taşıyor. Bu açıklama, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin sığınmacı politikalarının nasıl şekilleneceği konusunda ipuçları veriyor.

Rusya Federasyon Konseyi Savunma ve Güvenlik Komitesi Üyesi Viktor Bondarev, Kuzey Kore ile Rusya arasındaki askeri işbirliğini değerlendirdi. Bondarev, bu işbirliğinin 'savaş testini başarıyla geçtiğini' ifade etti.

Bondarev, Kuzey Kore'nin Rusya'ya silah ve mühimmat tedarik etme kapasitesini gösterdiğini ve bu durumun 'NATO ülkelerinin Ukrayna'ya silah sevkiyatı yaparken yaşadığı sorunların aksine' bir avantaj sağladığını vurguladı. Ayrıca, Kuzey Kore'nin askeri sanayi kompleksinin, Sovyetler Birliği döneminden kalma geniş bir üretim kapasitesine sahip olduğunu belirtti.

Açıklamasında, 'Kuzey Kore'nin cephaneliklerinin dolu olduğunu ve bu cephaneliklerin kullanıma hazır olduğunu' belirten Bondarev, Pyongyang'ın Moskova'ya topçu mermileri, roketler ve diğer askeri teçhizatı tedarik edebileceğini ifade etti. Bu durumun, Rus ordusunun ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir rol oynayabileceği değerlendiriliyor.

Bondarev, Batı'nın Kuzey Kore'ye uyguladığı yaptırımlara rağmen, ülkenin askeri potansiyelini koruduğunu ve geliştirdiğini söyledi. Ayrıca, Rusya ve Kuzey Kore arasındaki işbirliğinin, 'karşılıklı çıkarlara dayalı ve uluslararası hukuka uygun' olduğunu savundu. Bu işbirliğinin, bölgedeki güvenlik ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunabileceği de belirtildi.

Sonuç olarak, Rus vekilin açıklamaları, Rusya ile Kuzey Kore arasındaki askeri ilişkilerin güçlendiğini ve bu durumun Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonları için önemli bir destek sağlayabileceğini gösteriyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna'daki krize yönelik olası bir çözüm için önemli açıklamalarda bulundu. Lavrov, Kırım ve Donbass bölgelerinin Rusya toprağı olarak tanınmasının, Ukrayna'da kalıcı bir çözümün ön koşulu olduğunu vurguladı.

Lavrov'un açıklamalarına göre, Ukrayna'da barışın sağlanabilmesi için öncelikle bu bölgelerin Rusya'ya ait olduğunun uluslararası toplum tarafından kabul edilmesi gerekiyor. Bu tanıma olmadan, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonlarına son vermesi ve bölgedeki gerginliğin azaltılması mümkün görünmüyor.

Lavrov, Rusya'nın bu konudaki pozisyonunun net olduğunu ve müzakerelerde de bu şartın masada olduğunu belirtti. Ayrıca, Ukrayna'nın tarafsız bir statüye sahip olması ve NATO gibi askeri ittifaklara katılmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Rusya'nın bu talepleri, Ukrayna ve Batılı ülkeler tarafından kabul görmekte zorlanıyor. Ukrayna, toprak bütünlüğünden ödün vermeyeceğini ve Kırım ile Donbass'ı geri almayı hedeflediğini her fırsatta dile getiriyor. Batılı ülkeler ise Rusya'nın bu bölgelerdeki ilhakını tanımıyor ve Ukrayna'ya destek vermeye devam ediyor.

Bu durum, Ukrayna'daki krizin çözümünü zorlaştırıyor ve müzakerelerin ilerlemesini engelliyor. Lavrov'un açıklamaları, Rusya'nın pozisyonunda herhangi bir değişiklik olmadığını ve Kırım ile Donbass konusundaki ısrarının devam ettiğini gösteriyor.

Sonuç olarak, Lavrov'un açıklamaları, Ukrayna'daki krizin çözümünün önündeki en büyük engellerden birinin, toprak anlaşmazlığı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Tarafların uzlaşmaya yanaşmaması, krizin daha da derinleşmesine ve uzun sürmesine neden olabilir.

Konya'nın Yunak ilçesine bağlı Yavaşak Mahallesi'nin muhtarı Mustafa Açıkgöz, kendisine ait bir tebligatı sosyal medya hesabından paylaştığı gerekçesiyle yargılandığı davada iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. Olay, muhtar Açıkgöz'ün kendisine gelen bir tebligatı, içeriğini bulanıklaştırarak sosyal medya hesabında paylaşmasıyla başladı.

İddiaya göre, tebligatta yer alan bir bilginin paylaşılması, Sadık Açıkgöz'ün şikayetine neden oldu. Şikayet üzerine başlatılan soruşturma sonucunda Mustafa Açıkgöz hakkında dava açıldı. Yargılama sürecinde muhtar Açıkgöz, söz konusu paylaşımın suç teşkil etmediğini ve herhangi bir kötü niyet taşımadığını savundu. Ancak mahkeme, Açıkgöz'ü suçlu bularak iki yıl hapis cezasına hükmetti.

Kararın gerekçesi, tebligatta yer alan bilginin gizliliğinin ihlal edilmesi ve bu durumun şikayetçi Sadık Açıkgöz'ün mağduriyetine yol açması olarak gösterildi. Muhtar Mustafa Açıkgöz'ün avukatı, karara itiraz edeceklerini ve müvekkilinin beraat etmesi için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti.

Olay, sosyal medyada kişisel bilgilerin paylaşılmasının hukuki sonuçları konusunda tartışmaları da beraberinde getirdi. Hukukçular, bu tür paylaşımların kişisel verilerin korunması kanununa aykırı olabileceğine ve cezai sorumluluk doğurabileceğine dikkat çekiyor.

• Olayın Özeti: Muhtar Mustafa Açıkgöz, kendisine ait tebligatı sosyal medyada paylaştı.
• Şikayet: Tebligattaki bir bilginin paylaşılması üzerine Sadık Açıkgöz şikayetçi oldu.
• Karar: Mahkeme, muhtar Açıkgöz'ü iki yıl hapis cezasına çarptırdı.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) 48’inci Olağan Genel Kurulu, 29-30 Nisan 2024 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek. Genel Kurul, cemiyetin yönetim organlarının seçimi için önemli bir platform olacak.

Genel Kurul Gündemi:

• Açılış ve Saygı Duruşu
• Başkanlık Divanı Seçimi
• Yönetim Kurulu’nun Çalışma ve Hesap Raporlarının Görüşülmesi
• Denetleme Kurulu Raporunun Görüşülmesi
• Onur Kurulu Raporunun Görüşülmesi
• Bütçenin Görüşülerek Onaylanması
• Tüzük Değişikliği Önerilerinin Görüşülmesi
• Yeni Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu, Onur Kurulu ve Haysiyet Kurulu Adaylarının Belirlenmesi
• Seçimler
• Dilek ve Öneriler
• Kapanış

Genel Kurul’da, cemiyetin geleceğine yönelik önemli kararlar alınması ve yeni yönetim kadrolarının belirlenmesi bekleniyor.

TGC üyeleri, belirtilen tarihlerde genel kurula katılarak cemiyetin geleceğine yön verme fırsatı bulacaklar.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik ikinci dalga operasyonda gözaltı sayısının arttığı bildirildi. Operasyon, İBB iştirak şirketlerinde yürütülen soruşturma kapsamında gerçekleştiriliyor.

Gözaltı sayısının artması üzerine İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu bir açıklama yaparak, sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesini ve adaletin sağlanmasını talep etti. İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “İBB’ye yönelik başlatılan soruşturma sürecini yakından takip ediyoruz. Hukukun üstünlüğüne inanıyor, sürecin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Soruşturmanın detayları hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmazken, gözaltına alınan kişilerin İBB iştirak şirketlerindeki görevleri ve soruşturmanın hangi konuları kapsadığı merak konusu. İBB yetkilileri ise konuyla ilgili resmi bir açıklama yapmaktan kaçınıyor.

Odatv'nin haberine göre, operasyonun devam ettiği ve gözaltı sayısının artabileceği belirtiliyor. Soruşturmanın, İBB'nin geçmiş dönemdeki bazı uygulamaları ve ihaleleriyle ilgili olduğu iddia ediliyor. Kamuoyu, soruşturmanın seyrini ve sonuçlarını yakından takip ediyor.

Ekrem İmamoğlu'nun çağrısı üzerine, kamuoyunda soruşturmanın şeffaflığı ve adil yürütülmesi beklentisi oluştu. İBB'ye yönelik bu operasyon, siyasi çevrelerde de geniş yankı uyandırdı.

Suriye eski Cumhurbaşkanı Hafız Esad’ın mezarının açıldığı ve kemiklerinin çalındığı iddiası gündeme geldi. Sosyal medyada yayılan iddialara göre, olay, Esad'ın doğum yeri olan Kardaha'da meydana geldi.

İddiaya göre, kimliği belirsiz kişiler tarafından Hafız Esad'ın mezarı açılarak kemikleri çalındı. Olayın ardından Suriye rejim güçleri bölgede geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Ancak, rejimin olayı örtbas etmeye çalıştığı da öne sürülüyor.

Sosyal medyada konuyla ilgili farklı yorumlar yapılıyor. Bazı kullanıcılar olayı kınarken, bazıları ise rejimin bu tür provokasyonlarla halkı sindirmeye çalıştığını iddia ediyor. Şu ana kadar Suriye rejiminden veya resmi kaynaklardan herhangi bir açıklama yapılmadı.

Hafız Esad Kimdir?

• Hafız Esad, 1930 yılında Lazkiye'ye bağlı Kardaha köyünde doğdu.
• 1970 yılında bir darbeyle iktidarı ele geçirdi ve 2000 yılındaki ölümüne kadar Suriye'yi yönetti.
• Esad'ın ölümünden sonra oğlu Beşar Esad, Suriye Cumhurbaşkanı oldu.