WhatsApp Channels, initially launched in Singapore and Colombia, is now available globally. This one-way broadcast tool allows administrators to send text, photos, videos, stickers, and polls.

Key features:

• Privacy: Channels do not reveal admin or follower phone numbers to each other.
• Channel Directory: Users can find channels based on their interests, sports teams, local officials, and more.
• Updates: Channel updates are available for 30 days and automatically removed from servers.
• Customization: Admins can decide who can follow their channel and whether to make it discoverable in the directory.

WhatsApp continues to explore features like allowing multiple admins and improving the channel directory based on user feedback. Channels aim to provide a private and easy way to receive important updates.

The global rollout aims to provide a private and easy way for users to receive important updates from various sources, reinforcing WhatsApp's commitment to user privacy and control.

Türkiye, 14 Mayıs 2023 tarihinde Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için sandık başına gitti. Seçim sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu farklı seçim kampanyaları yürüttüler.

Recep Tayyip Erdoğan'ın Kampanyası:

• Erdoğan, kampanya sürecinde ağırlıklı olarak mitingler düzenledi ve büyük kalabalıklara hitap etti.
• Konuşmalarında, Türkiye'nin son 20 yılda kaydettiği gelişmeleri vurguladı ve ülkenin istikrarı için kendisinin liderliğinin önemini savundu.
• Yerli ve milli savunma sanayii projelerine, altyapı yatırımlarına ve enerji bağımsızlığına dikkat çekti.
• Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı'nı, terör örgütleriyle işbirliği yapmakla ve ülkeyi istikrarsızlığa sürüklemekle suçladı.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kampanyası:

• Kılıçdaroğlu, daha sakin ve uzlaşmacı bir üslup benimsedi.
• Sosyal adaleti, ekonomik kalkınmayı ve hukukun üstünlüğünü vurguladı.
• Yoksullukla mücadele, gençlere iş imkanları yaratma ve eğitim sistemini iyileştirme gibi vaatlerde bulundu.
• Erdoğan hükümetini, yolsuzluk, nepotizm ve otoriterleşme ile eleştirdi.

Her iki aday da kampanya sürecinde farklı stratejiler izledi. Erdoğan, güçlü liderlik vurgusu ve mevcut başarıları ön plana çıkarırken, Kılıçdaroğlu ise değişim ve umut mesajları verdi. Seçim sonuçları, Türk halkının bu farklı vizyonlara nasıl yaklaştığını gösterecek.

Seçim kampanyaları boyunca, her iki adayın da destekçileri arasında büyük bir heyecan ve coşku gözlemlendi. Seçim sonuçları, Türkiye'nin geleceği için önemli bir dönüm noktası olacak.

Türkiye'de 14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nde yurt içi ve yurt dışı katılım oranları açıklandı. Seçimlerde, yurt içinde oy kullanma hakkına sahip 60 milyondan fazla seçmen bulunuyordu. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) verilerine göre, yurt içi seçmen katılımı %88,92 olarak gerçekleşti. Bu oran, Türkiye'deki seçimlere olan ilginin yüksekliğini gösteriyor.

Yurt Dışı Katılımı: Yurt dışında ise katılım oranı daha düşük seviyelerde kaldı. Yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı yaklaşık 3,4 milyon seçmenden %53,8'i oy kullandı. Yurt dışı temsilciliklerde ve gümrüklerde oy verme işlemleri daha önceki tarihlerde tamamlanmıştı.

En Yüksek Katılımın Olduğu İller: Seçimlerde en yüksek katılım oranları Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki illerde görüldü. Şırnak %92,55 ile en yüksek katılımın olduğu il olurken, onu sırasıyla Siirt (%92,20), Batman (%92,13), Bingöl (%91,79) ve Mardin (%91,71) izledi. Bu illerdeki yüksek katılım oranları, bölgedeki siyasi farkındalığın ve seçimlere olan ilginin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

En Düşük Katılımın Olduğu İller: En düşük katılım oranları ise genellikle batı illerinde tespit edildi. Katılımın en düşük olduğu iller arasında %82,46 ile Tunceli başı çekerken, onu sırasıyla Kırklareli (%84,47), Tekirdağ (%85,07), Edirne (%85,40) ve Muğla (%85,52) takip etti. Bu illerdeki katılım oranlarının düşüklüğü, farklı sosyo-ekonomik faktörlerle ilişkilendirilebilir.

Sonuç: Genel olarak, Türkiye genelindeki yüksek katılım oranı, demokrasinin işleyişi açısından olumlu bir gösterge olarak kabul ediliyor. Ancak, iller arasındaki farklılıklar, bölgesel siyasi ve sosyal dinamiklerin de dikkate alınması gerektiğini ortaya koyuyor.

Rusya, Ukrayna'nın Harkov bölgesine yönelik saldırılarını son günlerde artırdı. Özellikle Volçansk kenti, Rus birlikleri ile Ukrayna ordusu arasında şiddetli çatışmalara sahne oluyor. Bölgedeki durum kritik seviyede ve binlerce sivil, çatışmaların yoğunlaşması nedeniyle tahliye edildi.

Harkov Valisi Oleg Sinegubov, Rus güçlerinin Volçansk'a yönelik saldırılarının devam ettiğini ve Ukrayna ordusunun kenti savunmak için tüm gücüyle mücadele ettiğini belirtti. Sinegubov, Telegram hesabından yaptığı açıklamada, 'Düşman, Volçansk yönünde aktif durumda. Silahlı Kuvvetlerimiz mevzilerini koruyor. Savunma operasyonu devam ediyor' ifadelerini kullandı.

Ukrayna İçişleri Bakanlığı danışmanı Anton Geraşenko ise, Volçansk'ta sokak çatışmalarının yaşandığını ve Rus birliklerinin kentin bazı bölgelerini ele geçirdiğini iddia etti. Ancak, bu iddialar henüz bağımsız kaynaklarca doğrulanmadı.

Rusya Savunma Bakanlığı ise, Harkov bölgesindeki operasyonlarının planlı bir şekilde ilerlediğini ve Ukrayna ordusuna ait birçok askeri hedefi vurduklarını açıkladı. Bakanlık, Volçansk'ın kontrolünü ele geçirme gibi bir hedeflerinin olmadığını, yalnızca bölgedeki Ukrayna askeri varlığını zayıflatmayı amaçladıklarını iddia etti.

Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kuruluşlar, Harkov'daki çatışmalardan derin endişe duyduklarını belirterek, sivillerin korunması çağrısında bulundu. BM İnsani Yardım Koordinatörü Denise Brown, yaptığı açıklamada, 'Sivillerin korunması uluslararası insancıl hukukun temel bir ilkesidir. Tüm taraflar, bu ilkeye uymak ve sivillerin güvenliğini sağlamakla yükümlüdür' dedi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Harkov bölgesindeki durumu yakından takip ettiğini ve ordunun bölgedeki savunma kapasitesini güçlendirmek için gerekli tüm önlemleri aldığını söyledi. Zelenski, ulusa sesleniş konuşmasında, 'Harkov'u savunacağız. Rusya'nın planları başarısız olacak' ifadelerini kullandı.

Çatışmaların yoğunlaşmasıyla birlikte, Volçansk ve çevresindeki köylerden binlerce sivil tahliye edildi. Tahliye edilen siviller, Harkov ve diğer güvenli bölgelerdeki geçici barınma merkezlerine yerleştirildi. Ukrayna hükümeti, tahliye operasyonlarının devam ettiğini ve sivillerin güvenliği için her türlü çabanın gösterildiğini açıkladı.

Amasya'da 24 Nisan 2024 tarihinde saat 05:41'de 3.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin merkez üssü Amasya olarak belirlendi. Kandilli Rasathanesi'nin verilerine göre depremin derinliği 5.0 km olarak ölçüldü.

Deprem, Amasya ve çevre illerde hissedildi. Şu ana kadar herhangi bir can veya mal kaybı bildirilmedi. Yetkililer, deprem sonrası olası artçı sarsıntılara karşı vatandaşları uyardı.

AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) tarafından henüz bir açıklama yapılmadı. Gelişmeler takip ediliyor.

Depremin Detayları:

• Büyüklük: 3.6
• Merkez Üssü: Amasya
• Tarih: 24 Nisan 2024
• Saat: 05:41
• Derinlik: 5.0 km

Eski ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna'daki savaşla ilgili olarak önümüzdeki günlerde çok önemli görüşmelerin yapılacağını ifade etti. Trump, bu açıklamayı Philadelphia'da düzenlenen bir bağış toplama etkinliğinde yaptı.

Trump, Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesi için bir çözüm bulunması gerektiğini vurgulayarak, bu konuda aktif rol alacağını belirtti. “Ukrayna konusunda önümüzdeki günlerde çok önemli görüşmeler olacak” diyen Trump, görüşmelerin içeriği veya katılımcıları hakkında detaylı bilgi vermedi.

Trump'ın bu açıklaması, yaklaşan ABD başkanlık seçimleri öncesinde dış politika konularındaki pozisyonunu netleştirme çabası olarak değerlendiriliyor. Trump, daha önce de Ukrayna'daki savaşı sona erdirebileceğini iddia etmiş ve bu konuda farklı çözüm önerileri sunmuştu.

Özellikle, Rusya ile iyi ilişkileri olan Trump'ın, savaşın sona erdirilmesi için arabuluculuk rolü üstlenebileceği spekülasyonları yapılıyor. Ancak, Trump'ın bu konudaki yaklaşımının, ABD'nin geleneksel dış politika çizgisiyle ne kadar örtüşeceği belirsizliğini koruyor.

Trump'ın Ukrayna konusundaki bu açıklamaları, uluslararası kamuoyunda ve siyasi çevrelerde yakından takip ediliyor. Önümüzdeki günlerde yapılacak görüşmelerin, savaşın seyrini ve uluslararası ilişkileri nasıl etkileyeceği merak konusu.

Papa Francis'in cenaze törenine Vatikan'da yaklaşık 50 bin kişi katıldı. Aziz Petrus Meydanı'nda düzenlenen törende, bazı katılımcıların sergilediği davranışlar tepki çekti. Özellikle bazı kişilerin hayatını kaybeden Papa Francis'in naaşıyla selfie çekilmesi sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.

Cenaze törenine dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler katılırken, kalabalığın arasında yaşanan bu olaylar, birçok kişi tarafından saygısızlık olarak değerlendirildi. Sosyal medya kullanıcıları, bu tür davranışların yas ve taziye ortamına uygun olmadığını belirterek tepkilerini dile getirdi.

Törende yaşanan bu olay, dini törenlerde ve anma etkinliklerinde saygı kavramının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gündeme getirdi. Yetkililer, benzer durumların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınacağını açıkladı.

Selfie çekenlerin kimlikleri ve amaçları hakkında henüz bir açıklama yapılmadı. Ancak olayın ardından birçok kişi, bu tür davranışların kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Cenaze törenine katılan diğer ziyaretçiler de bu duruma şaşkınlıkla tepki gösterdi. Birçok kişi, bu tür davranışların Papa Francis'in anısına saygısızlık olduğunu ifade etti.

Vatikan yetkilileri, olayla ilgili inceleme başlatırken, benzer durumların tekrarlanmaması için gerekli tedbirlerin alınacağını bildirdi.

Marmara Denizi'nde, İstanbul Silivri açıklarında 3.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem, İstanbul başta olmak üzere çevre illerde de hissedildi. Kandilli Rasathanesi depremin derinliğini 5.0 km olarak belirledi.

Deprem, yerel saatle 07:08'de gerçekleşti. İstanbul'da yaşayan vatandaşlar kısa süreli panik yaşadı. Şu ana kadar herhangi bir can veya mal kaybı bildirilmedi. Ancak yetkililer, özellikle eski ve hasarlı binalarda yaşayan vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Depremin ardından uzmanlar şu açıklamalarda bulundu:

• Bölgede artçı sarsıntıların devam edebileceği belirtildi.
• Vatandaşların panik yapmaması, sakin kalarak yetkililerin uyarılarını dikkate alması gerektiği vurgulandı.
• Olası bir büyük depreme karşı hazırlıklı olunması gerektiği ifade edildi.

Deprem, Marmara fay hattı üzerinde meydana geldi. Bu fay hattı, Türkiye'nin en aktif deprem bölgelerinden biri olarak biliniyor. Geçmişte de bu bölgede büyük depremler yaşanmıştı.

Yetkililer, deprem sonrasında hasar tespit çalışmalarına başladı. Ayrıca, vatandaşlara deprem konusunda bilinçlendirme çalışmalarının artırılacağı belirtildi.

Deprem Sonrası Yapılması Gerekenler:

1. Sakin olun ve paniğe kapılmayın.
2. Binalardan uzaklaşın ve güvenli bir alana geçin.
3. Yetkililerin uyarılarını takip edin.
4. Hasarlı binalara girmeyin.

Marmara Denizi'nde meydana gelen bu deprem, bölgenin deprem riskini bir kez daha hatırlattı. Uzmanlar, vatandaşları depreme karşı hazırlıklı olmaları konusunda sürekli olarak uyarıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın, Prof. Dr. Lütfi Akca’nın yerine atadığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Erdem Memişoğlu, sezaryen doğum konusuna dikkat çekti. Memişoğlu, kendisinin de sezaryen ile doğduğunu belirterek bu konuda farkındalık yaratmak istediğini ifade etti.

Bakan Yardımcısı Memişoğlu, Türkiye’de sezaryen doğum oranlarının yüksekliğine dikkat çekerek, bu durumun anne ve bebek sağlığı açısından riskler taşıdığını vurguladı. Normal doğumun teşvik edilmesi ve sezaryen doğumun yalnızca tıbbi gereklilik halinde uygulanması gerektiğini savundu.

Memişoğlu, bakanlık olarak bu konuda çeşitli çalışmalar yürüteceklerini, anne adaylarını bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetlerine ağırlık vereceklerini belirtti. Ayrıca, sağlık personelinin de bu konuda eğitilmesi ve normal doğumu teşvik etmesi için gerekli düzenlemelerin yapılacağını ifade etti.

Sezaryen doğumun gerekliliği konusundaki tartışmaların sürmesi ve Bakan Yardımcısı Memişoğlu’nun bu konuya dikkat çekmesi, önümüzdeki dönemde bu alanda yeni politikaların ve uygulamaların hayata geçirilmesine işaret ediyor. Bakanlık, anne ve bebek sağlığını korumak amacıyla sezaryen doğum oranlarını düşürmeye yönelik adımlar atmaya hazırlanıyor.

Bakan Yardımcısı Memişoğlu’nun bu açıklamaları, sağlık camiasında ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Konuyla ilgili farklı görüşler dile getirilirken, sezaryen doğumun riskleri ve faydaları üzerine tartışmalar yeniden alevlendi.