Alman bilim insanları, Türkiye'deki fay hatları üzerinde yaptıkları araştırmalarda, fayların kilitli olmadığını ve sürüklenme hareketi gösterdiğini tespit etti. Bu durum, deprem riskinin daha farklı değerlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor.

Alman bilim insanlarının Türkiye'deki fay hatları üzerine yaptığı araştırmalar, fayların kilitli olmadığı ve sürüklenme hareketi sergilediği yönünde bulgular ortaya koydu. Bu durum, deprem riskinin değerlendirilmesinde farklı bir bakış açısı sunuyor. Özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF) ve Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF) gibi önemli fay zonları incelendi.
Araştırmacılar, faylardaki hareketliliği daha iyi anlamak için GPS verileri, uydu görüntüleri ve saha çalışmaları gibi çeşitli yöntemler kullandı. Elde edilen veriler, fayların bazı bölümlerinde sürekli bir sürüklenme hareketinin olduğunu gösteriyor. Bu sürüklenme, fayın iki tarafındaki blokların yavaşça birbirine göre hareket etmesi anlamına geliyor.
Geleneksel deprem modelleri, fayların kilitlendiği ve gerilimin biriktiği, ardından aniden boşalarak depreme neden olduğu varsayımına dayanır. Ancak, sürüklenme hareketi gösteren faylarda, gerilim birikimi daha yavaş olabilir ve deprem riski farklı şekilde dağılabilir. Alman bilim insanlarının bu bulgusu, Türkiye'deki deprem tehlikesinin daha iyi anlaşılması ve daha doğru risk değerlendirmesi yapılması için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Sürüklenmenin deprem oluşumunu nasıl etkilediği ve bu durumun deprem tahminlerine nasıl entegre edilebileceği konularında daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.
Bu yeni bakış açısı, özellikle kentsel planlama ve yapısal tasarım gibi alanlarda dikkate alınması gereken önemli bilgiler sunuyor. Fayların sürüklenme özellikleri dikkate alınarak, deprem riskine karşı daha dayanıklı yapılar inşa edilebilir ve yerleşim yerleri daha güvenli hale getirilebilir.