Alman bilim insanları, Türkiye'deki fay hatları üzerine yaptıkları araştırmalarda, fayların kilitli olmadığı ve yüzeyde sürüklenme şeklinde hareket ettiği sonucuna vardı. Bu durum, deprem riskini değerlendirme şeklini değiştirebilir.

Alman Yerbilimleri Araştırma Merkezi (GFZ) uzmanları, Türkiye'deki fay hatları üzerinde yaptıkları detaylı incelemelerde, bölgedeki fayların davranış biçiminde önemli bir değişiklik tespit etti. Daha önceki yaygın inanışın aksine, fayların kilitli olmadığı, bunun yerine yüzeyde sürüklenme (creep) şeklinde hareket ettiği belirlendi. Bu bulgu, deprem tehlike değerlendirmesi ve risk yönetimi açısından yeni bir perspektif sunuyor.
GFZ'den Prof. Dr. Marco Bohnhoff, 6 Şubat depremlerinin ardından bölgedeki fayların özelliklerini daha iyi anlamak için çalıştıklarını belirtti. Yaptıkları analizler sonucunda, Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF) ve Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF) gibi büyük fayların, yüzeyde sürekli bir hareketlilik gösterdiği ve bu hareketin 'sürüklenme' olarak adlandırıldığı ortaya çıktı.
Sürüklenme, fayın iki tarafındaki toprak bloklarının yavaş ve sürekli bir şekilde birbirinin üzerinden kayması anlamına geliyor. Bu durum, fay hattında gerilim birikimini azaltarak büyük depremlerin oluşma olasılığını düşürebilir. Ancak, sürüklenme davranışının tam olarak nasıl bir etki yarattığı ve deprem riskini ne ölçüde değiştirdiği hala araştırılıyor.
Alman bilim insanlarının bu bulgusu, Türkiye'deki deprem riskini değerlendirme ve yönetme stratejilerinde dikkate alınması gereken önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Fayların kilitli olmadığı ve sürekli hareket halinde olduğu gerçeği, deprem tahmin modellerinin ve risk haritalarının güncellenmesini gerektirebilir.
Bu araştırma, fay hatlarının karmaşık davranışlarını anlamak ve deprem riskini daha doğru bir şekilde değerlendirmek için uluslararası işbirliğinin ve sürekli araştırmaların önemini vurguluyor.