Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul'da beklenen büyük depremle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Görür, Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin, beklenen büyük Marmara depreminin zamanlamasını etkileyebileceğini ifade etti.

Görür, katıldığı bir canlı yayında, olası bir İstanbul depremi senaryosunu değerlendirirken, "İstanbul'da deprem olacak mı, olmayacak mı tartışması abesle iştigaldir. İstanbul'da deprem olacaktır. Mesele, bu depremin ne zaman olacağıdır" şeklinde konuştu. Bu bağlamda, Silivri açıklarında yaşanan depremin, büyük depremin zamanını öne çekmiş olabileceğine dikkat çekti.

Naci Görür, açıklamalarında şu noktalara değindi:

• İstanbul'da deprem bekleniyor ve bu kaçınılmaz bir gerçek.
• Silivri açıklarındaki 6.2'lik deprem, beklenen büyük depremin zamanlamasını etkileyebilir.
• Depremin ne zaman olacağını tahmin etmek zor olsa da, bu tür sismik aktiviteler durumu daha kritik hale getirebilir.

Görür, yetkilileri ve İstanbulluları depreme karşı hazırlıklı olmaya çağırdı ve yapı stokunun güçlendirilmesi, acil durum planlarının hazırlanması gibi önlemlerin hayati önem taşıdığını vurguladı.

Ayrıca, Prof. Dr. Görür, İstanbul'daki yapıların deprem dayanıklılığı konusunda endişelerini dile getirdi ve kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması gerektiğini belirtti.

ABD'nin bazı bölgelerinde yaşayan vatandaşlar, özellikle California'da sayıları hızla artan tavus kuşlarından dolayı büyük bir rahatsızlık duymaya başladı. Tavus kuşlarının çıkardığı yüksek sesler, özellikle sabahın erken saatlerinde, bölge sakinlerinin uykusunu kaçırıyor ve yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bununla birlikte, tavus kuşları sadece gürültüleriyle değil, aynı zamanda mülklere verdikleri zararlarla da gündeme geliyor. Bahçelere girerek bitkilere zarar veren, arabaları tırmalayan ve dış mekan mobilyalarını tahrip eden tavus kuşları, ev sahiplerini çaresiz bırakıyor.

Şikayetlerin artması üzerine yerel yönetimler ve ilgili kurumlar, soruna çözüm bulmak amacıyla çeşitli stratejiler geliştiriyor. Tavus kuşlarının popülasyonunu kontrol altında tutmak için farklı yöntemler deneniyor. Bunlardan biri, tavus kuşlarının üreme hızını azaltmaya yönelik çalışmalar yapmak. Yumurtaların toplanması veya değiştirilmesi gibi yöntemlerle, yeni yavruların dünyaya gelmesi engellenmeye çalışılıyor.

Bunun yanı sıra, tavus kuşlarının yaşam alanlarını daraltmak ve onları insan yerleşimlerinden uzak tutmak için de çeşitli önlemler alınıyor. Tavus kuşlarının beslenme kaynaklarına erişimini kısıtlamak, onları başka bölgelere yönlendirmek için kullanılabilecek bir yöntem olarak değerlendiriliyor. Ancak, hayvan hakları savunucuları ve çevre örgütleri, bu tür uygulamaların tavus kuşlarının doğal yaşam alanlarına zarar verebileceği ve etik sorunlar yaratabileceği konusunda endişelerini dile getiriyor.

Yetkililer, sorunun çözümü için toplumun farklı kesimleriyle işbirliği yapmaya çalışıyor. Halkı bilinçlendirme kampanyaları düzenlenerek, tavus kuşlarıyla nasıl başa çıkılacağı konusunda bilgilendirme yapılıyor. Ayrıca, tavus kuşlarının neden olduğu sorunları en aza indirmek için ev sahiplerine yönelik pratik öneriler sunuluyor. Örneğin, bahçelerin tavus kuşlarına karşı korunması, yiyecek artıklarının ortalıkta bırakılmaması ve arabaların üzerinin örtülmesi gibi önlemlerin alınması tavsiye ediliyor.

Tavus kuşları, görkemli görünümleriyle doğal yaşamın önemli bir parçası olsa da, kontrolsüz popülasyon artışı ve insanlarla olan etkileşimleri zaman zaman sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle, hem doğal dengeyi korumak hem de insanların yaşam kalitesini artırmak için, tavus kuşu popülasyonunu yönetmeye yönelik sürdürülebilir ve etik çözümler bulunması gerekiyor.

İstanbul'da meydana gelen olayda, bir bakıcının, sorumluluğundaki bebeğe şiddet uyguladığı görüntüler sosyal medyada büyük tepki çekti. Görüntülerin yayılması üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü harekete geçti.

Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan çalışmalarda, şiddet uygulayan bakıcının kimliği tespit edildi. Şüpheli bakıcı, polis ekipleri tarafından gözaltına alındı.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Bebeğin ailesi de konuyla ilgili şikayette bulundu. Bakıcının emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.

Gözaltına alınan bakıcının ifadesinde suçunu kabul ettiği ve pişman olduğunu söylediği öğrenildi. Ancak yetkililer, olayın tüm yönleriyle aydınlatılması için soruşturmanın titizlikle sürdürüleceğini belirtti.

Bu tür olayların tekrarlanmaması için çocuk bakımı konusunda daha sıkı denetimlerin yapılması gerektiği vurgulanıyor.

Altın ve para piyasaları uzmanı İslam Memiş, gram altın yatırımcılarına yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. Memiş, altın alımı için doğru zamanlamayı işaret ederek yatırımcıların dikkatini çekti.

İslam Memiş'in açıklamalarına göre, altın fiyatlarında yaşanan düşüşler alım fırsatı sunuyor. Özellikle küresel piyasalardaki gelişmeler ve merkez bankalarının para politikaları altın fiyatlarını etkileyebiliyor. Memiş, bu dalgalanmaları fırsat bilerek kademeli alım yapmanın önemini vurguladı.

Memiş, “Dolar kuru baskılanmaya devam ediyor. Bu durum, gram altın yatırımcısının alım fırsatıdır. Özellikle kısa vadeli düşüşler kalıcı olmayacaktır. Orta ve uzun vadede altın yatırımcısının yüzü gülecektir.” ifadelerini kullandı.

Altın alımı yaparken dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise fiziki altın mı yoksa altın yatırım fonları mı tercih edileceği. Memiş, her iki seçeneğin de avantaj ve dezavantajları olduğunu belirterek yatırımcının kendi risk profiline ve beklentilerine uygun olanı seçmesi gerektiğini söyledi.

İslam Memiş ayrıca, altın fiyatlarındaki yükselişin devam edeceğini öngörerek, özellikle düğün sezonu gibi talebin arttığı dönemlerde fiyatların daha da yükselebileceğine dikkat çekti. Bu nedenle, altın alımı yapmayı düşünenlerin acele etmesi gerektiğini belirtti.

Özetle, İslam Memiş'in değerlendirmelerine göre, gram altın alımı için düşüşlerin yaşandığı dönemler fırsat olarak değerlendirilebilir. Ancak yatırım yapmadan önce piyasaları iyi takip etmek ve kendi risk toleransını göz önünde bulundurmak önemlidir.

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin (USK) Kursk bölgesine yönelik düzenlediği saldırıların püskürtüldüğünü ve bölgenin tamamen kontrol altına alındığını açıkladı. Bakanlık, Ukraynalı sabotaj ve keşif gruplarının (DRG) sınırdan sızma girişiminde bulunduğunu, ancak Rus birlikleri tarafından engellendiğini belirtti.

Açıklamada, 12 Mart Salı günü başlayan ve 13 Mart Çarşamba günü de devam eden saldırılarda, USK'nın tanklar ve zırhlı araçlar kullanarak Rus topraklarına girmeye çalıştığı ifade edildi. Ancak Rus ordusunun, topçu ve hava saldırılarıyla düşmanı püskürttüğü vurgulandı. Ayrıca, Rus hava savunma sistemlerinin, Ukrayna'ya ait çok sayıda insansız hava aracını (İHA) düşürdüğü de belirtildi.

Kursk bölgesindeki çatışmalarda, her iki taraftan da kayıplar yaşandığı bildirildi. Rus kaynakları, Ukrayna ordusunun çok sayıda asker ve teçhizat kaybettiğini iddia ederken, Ukrayna tarafından henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Bölgedeki durumun kontrol altında olduğu ve Rus ordusunun teyakkuz halinde olduğu belirtildi. Rusya Savunma Bakanlığı, sınır bölgelerindeki güvenliği artırmak için ek önlemler alındığını duyurdu.

Bu gelişmeler, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin tırmandığı bir dönemde yaşanıyor. Her iki ülke de birbirini sınır bölgelerine yönelik saldırılar düzenlemekle suçluyor.

İstanbul'da trafikte yaşanan bir olayda, bir sürücü tartıştığı kadın sürücünün aracının önünü keserek tehlikeli bir duruma neden oldu. Olayın ardından harekete geçen polis ekipleri, söz konusu şahsı yakalayarak gözaltına aldı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, basına yansıyan ve büyük tepki çeken bu olayın ardından geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Yapılan incelemeler sonucunda, araç plakası tespit edilerek şüphelinin kimliği belirlendi. Şüpheli, kısa sürede yakalanarak emniyete götürüldü.

Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmesi beklenen şüphelinin, 'trafik güvenliğini tehlikeye sokmak' ve 'kasten yaralama' suçlarından yargılanabileceği belirtiliyor. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

İstanbul Valiliği de konuyla ilgili bir açıklama yaparak, bu tür davranışların kabul edilemez olduğunu ve gerekli tüm yasal işlemlerin yapılacağını bildirdi. Valilik, trafik güvenliğinin sağlanması için denetimlerin artırılacağını da vurguladı.

Olayın mağduru olan kadın sürücünün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kendisine psikolojik destek de sağlandığı belirtildi.

Bu olay, trafikte yaşanan şiddet ve saygısızlık sorununu bir kez daha gündeme getirdi. Uzmanlar, sürücülerin daha sakin ve anlayışlı olmaları, trafikte yaşanan anlaşmazlıkların şiddete dönüşmemesi için çaba göstermeleri gerektiğini vurguluyor.

Anadolu Otoyolu'nda seyir halindeki bir yolcu otobüsünde yangın çıktı. Yangın, otobüsün motor kısmında meydana geldi. Olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Otobüs alevlere teslim olurken, yolcular güvenli bir şekilde tahliye edildi.

Yangın, Anadolu Otoyolu'nun Ankara istikametinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, seyir halindeki yolcu otobüsünün motor kısmında henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın başladı. Otobüs şoförü, dumanı fark etmesi üzerine aracı emniyet şeridine çekerek yolcuları tahliye etti.

Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yangına müdahale ederek kısa sürede kontrol altına aldı. Ancak otobüs, yangın sonucu kullanılamaz hale geldi. Yangın nedeniyle otoyolda trafik bir süre aksadı.

Yolcuların tahliyesi sırasında herhangi bir yaralanma veya can kaybı yaşanmadı. İtfaiye ekipleri, yangının çıkış nedenini belirlemek için inceleme başlattı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

Yangının ardından otobüs kullanılamaz hale gelirken, yolcuların mağduriyetinin giderilmesi için çalışma başlatıldı.

İran'ın Bender Abbas Limanı'nda şiddetli bir patlama meydana geldi. Patlamanın nedeni henüz belirlenemezken, olayla ilgili ilk görüntüler sosyal medyada paylaşıldı.

Bender Abbas, Hürmüz Boğazı'na yakınlığı nedeniyle stratejik bir öneme sahip. Liman, İran'ın önemli deniz ticaret merkezlerinden biri olarak biliniyor. Patlamanın limandaki faaliyetleri ne ölçüde etkilediği henüz net değil.

Olayla ilgili resmi bir açıklama henüz yapılmadı. İranlı yetkililerin kısa süre içinde bir açıklama yapması bekleniyor. Patlamanın neden kaynaklandığı, sabotaj olup olmadığı veya bir kaza sonucu mu meydana geldiği araştırılıyor.

Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, liman bölgesinden yükselen yoğun duman ve alevler görülüyor. Patlamanın şiddeti, çevredeki binalarda da hasara yol açmış olabileceği ihtimalini gündeme getiriyor.

Bölgedeki kaynaklar, patlamanın ardından limana çok sayıda itfaiye ve kurtarma ekibinin sevk edildiğini bildiriyor. Yaralı olup olmadığına dair henüz bir bilgi bulunmuyor.

Olayla ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor.

Şırnak Valiliği, il sınırları içerisinde bulunan 14 farklı bölgenin, 16 Mayıs ile 30 Mayıs 2024 tarihleri arasında geçici özel güvenlik bölgesi olarak ilan edildiğini kamuoyuna duyurdu. Valilik tarafından yapılan açıklamada, vatandaşların güvenliğinin sağlanması ve bölgedeki huzur ortamının korunması amacıyla bu kararın alındığı belirtildi.

Geçici özel güvenlik bölgeleri şu şekilde sıralandı:

• Merkez ilçe sınırlarındaki Cudi Dağı bölgesi
• Güçlükonak ilçesindeki Gabar Dağı bölgesi
• Beytüşşebap ilçesindeki Faraşin bölgesi
• Merkez, Silopi ve Uludere ilçeleri sınırındaki Bestler Dereler bölgesi
• Merkez, Silopi ve Uludere ilçeleri sınırındaki Altın Dağları bölgesi
• Merkez ve Uludere ilçeleri sınırındaki Kureşin bölgesi
• Merkez ve Uludere ilçeleri sınırındaki Kel Tepe bölgesi
• Beytüşşebap ve Uludere ilçeleri sınırındaki Herki bölgesi
• Beytüşşebap ilçesi sınırındaki Beljiyan Vadisi bölgesi
• Beytüşşebap ilçesi sınırındaki Mezra bölgesi
• Merkez ilçe sınırlarındaki Soru Tepe bölgesi
• Merkez ilçe sınırlarındaki Düğün Dağı bölgesi
• Merkez ilçe sınırlarındaki Besta Boğazı bölgesi
• Merkez ilçe sınırlarındaki Kumçatı bölgesi

Valilik açıklamasında, söz konusu bölgelerde belirtilen tarihler arasında özel güvenlik önlemlerinin uygulanacağı ve vatandaşların bu bölgelere giriş çıkışlarının kısıtlanabileceği ifade edildi. Ayrıca, vatandaşların can ve mal güvenliği için bu bölgelerde bulunmamaları önemle rica edildi.

Bu uygulamanın, bölgedeki terörle mücadele faaliyetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi ve vatandaşların güvenliğinin en üst düzeyde sağlanması amacıyla yapıldığı vurgulandı.