Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), 2023-2024 sezonu Türkiye Kupası finalinin nerede oynanacağını resmen duyurdu. Buna göre, final müsabakası 29 Mayıs 2024 Çarşamba günü saat 20.45'te Bursa Büyükşehir Belediye Stadyumu'nda gerçekleştirilecek.

TFF'nin internet sitesinden yapılan açıklamada, final maçının Bursa'da oynanmasına karar verildiği belirtildi. Bu karar, futbolseverler ve spor camiası tarafından ilgiyle karşılandı. Bursa Büyükşehir Belediye Stadyumu, modern yapısı ve yüksek kapasitesiyle önemli spor organizasyonlarına ev sahipliği yapmaya uygun bir stadyum olarak biliniyor.

Türkiye Kupası'nda heyecan dorukta yaşanırken, yarı final eşleşmeleri de büyük bir merakla bekleniyor. Yarı finalde Trabzonspor ile Fatih Karagümrük ve Sivasspor ile Kayserispor karşı karşıya gelecek. Bu dört takımdan galip gelen iki ekip, finalde kozlarını paylaşacak ve kupayı müzesine götürmek için mücadele edecek.

Final maçının Bursa'da oynanacak olması, şehirde büyük bir heyecan yaratmış durumda. Bursa'daki futbolseverler, bu önemli karşılaşmaya ev sahipliği yapacak olmaktan dolayı memnuniyet duyuyor. Stadyumun hazırlıkları ve organizasyon detayları önümüzdeki günlerde netleşecek.

Türkiye Kupası finalinin Bursa'da oynanması kararı, futbolseverlere unutulmaz bir deneyim yaşatacak gibi görünüyor. Maçın bilet satışları ve diğer detayları TFF tarafından ilerleyen günlerde duyurulacak.

Japonya'da, özellikle yaşlıları hedef alan ve ATM'ler aracılığıyla gerçekleştirilen dolandırıcılık vakalarındaki artış üzerine, yeni bir önlem hayata geçirildi. Ülke genelinde, yaşlıların ATM'lerde telefon görüşmesi yapması yasaklandı.

Bu kararın alınmasında, dolandırıcıların telefonla arayarak yaşlıları yönlendirmesi ve ATM'lerden para çekmelerini sağlaması etkili oldu. Dolandırıcılar, genellikle polis veya banka görevlisi gibi davranarak yaşlıları korkutmakta ve acil para transferi yapmaya ikna etmektedir.

Yeni düzenleme ile bankalar, ATM'lerin bulunduğu alanlara uyarı levhaları yerleştirecek ve müşterileri bu konuda bilgilendirecek. Ayrıca, banka görevlileri de ATM'lerde telefonla konuşan yaşlıları uyaracak ve şüpheli durumlarda polise haber verecek.

Bu yasağın amacı, yaşlıların dolandırıcılık mağduru olmasının önüne geçmek ve ATM'lerde daha güvenli bir ortam sağlamaktır. Japonya'da yaşlı nüfusun yüksek olması ve dolandırıcılık vakalarının artması, bu tür önlemlerin alınmasını zorunlu kılmıştır.

Yetkililer, bu uygulamanın dolandırıcılık vakalarını azaltmada etkili olacağını umuyor. Ayrıca, vatandaşları bu tür dolandırıcılık girişimlerine karşı daha dikkatli olmaya ve şüpheli durumlarda polise başvurmaya çağırıyor.

Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, ABD'li iş insanı Michael Witkoff'un Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştirdiği görüşmeye dair açıklamalarda bulundu. Peskov, Witkoff'un Putin'e çeşitli mesajlar getirerek geldiğini ve görüşme sonrasında Rus liderden ABD başkanına iletilmek üzere mesajlarla ayrıldığını ifade etti.

Peskov, gazetecilere yaptığı açıklamada, Witkoff'un ziyaretinin ve Putin ile olan görüşmesinin detaylarına değindi. Görüşmenin içeriği hakkında net bilgiler vermemekle birlikte, Witkoff'un hem kendi ülkesinden hem de farklı kaynaklardan getirdiği mesajları Putin'e ilettiğini belirtti. Ayrıca, Putin'in de ABD başkanına yönelik bazı mesajları Witkoff aracılığıyla ilettiği anlaşıldı.

Peskov'un açıklamaları, bu türden aracıların, özellikle diplomatik ilişkilerin zayıfladığı veya kesildiği dönemlerde, önemli bir rol üstlenebileceğine işaret ediyor. İş insanı Witkoff'un, her iki ülke lideri arasındaki iletişimi sağlama potansiyeli taşıdığı vurgulanıyor.

Görüşmenin tam olarak hangi konuları kapsadığı ve iletilen mesajların içeriği hakkında ayrıntılı bilgi verilmezken, Kremlin'in bu türden temasları önemsediği ve farklı kanallardan iletişimi sürdürme çabasında olduğu anlaşılıyor.

Bu ziyaret, Rusya ve ABD arasındaki ilişkilerde bir yumuşama sinyali olarak değerlendirilebilir mi? Sorusuna ise henüz net bir yanıt bulunmuyor. Ancak, iki ülke arasındaki mevcut gergin ortamda, bu türden aracıların devreye girmesi, diyalog kanallarının tamamen kapanmadığının bir göstergesi olarak yorumlanabilir.

Peskov'un açıklamaları, uluslararası kamuoyunda merak uyandırdı ve Witkoff'un bu misyonunun gelecekteki olası etkileri yakından takip ediliyor.

İstanbul'da 25 Nisan 2024 tarihinde saat 09:09'da 4.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin merkez üssü Marmara Denizi - Silivri açıkları olarak belirlendi. Kandilli Rasathanesi, depremin derinliğini 7.0 km olarak ölçtü.

Deprem, İstanbul'un birçok ilçesinde hissedildi. Şu ana kadar herhangi bir can veya mal kaybı bildirilmedi. Yetkililer, deprem sonrası olası artçı sarsıntılara karşı vatandaşları uyardı.

Depremin Detayları:

• Büyüklük: 4.3
• Merkez Üssü: Marmara Denizi - Silivri açıkları
• Saat: 09:09
• Derinlik: 7.0 km

Deprem sonrasında herhangi bir olumsuz durum yaşanmaması için yetkililer tarafından gerekli incelemeler başlatıldı. Vatandaşların panik yapmaması ve resmi açıklamaları takip etmesi önemle vurgulandı.

Olası gelişmeler ve artçı sarsıntılar hakkında güncel bilgiler takip edilmektedir.

Slovenya'da, İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma bir bombanın infilak etmesi sonucu iki işçi ağır yaralandı. Olay, ülkenin kuzeydoğusundaki Stajerska bölgesinde meydana geldi. Maribor Polis Departmanı'ndan yapılan açıklamaya göre, işçiler, gas boru hattı döşeme çalışmaları sırasında bombayı fark etmeyerek kazara patlattılar.

Patlama, yerel saatle sabah saatlerinde gerçekleşti. Ağır yaralanan iki işçi, derhal Maribor Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı. İlk belirlemelere göre, bombanın, İkinci Dünya Savaşı sırasında bölgeye atılan ve patlamamış halde kalan bir mühimmat olduğu düşünülüyor.

Yetkililer, bölgede benzeri patlamamış bombaların bulunma olasılığına karşı uyarıda bulundu ve inşaat çalışmalarında daha dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma patlamamış mühimmatın, Slovenya genelinde hala bir tehlike oluşturduğu belirtildi. Bu türden olayların önüne geçmek için düzenli olarak arama tarama faaliyetlerinin yürütüldüğü ifade edildi.

Olayın ardından yapılan açıklamalar:

• Maribor Polis Departmanı, soruşturmanın sürdüğünü ve kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceklerini bildirdi.
• Hastane yetkilileri, yaralı işçilerin durumunun ciddiyetini koruduğunu açıkladı.
• Bölge belediyesi, benzer olayların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınacağını duyurdu.

Slovenya, coğrafi konumu nedeniyle İkinci Dünya Savaşı sırasında yoğun çatışmalara sahne olmuş ve bu nedenle topraklarında çok sayıda patlamamış mühimmat bulunuyor. Yetkililer, bu türden tehlikelere karşı halkı bilinçlendirme çalışmalarına devam ediyor.

Sosyal medyada hızla yayılan ve büyük tepkilere neden olan görüntüler, hayvanlara yönelik şiddetin boyutunu gözler önüne serdi. İddialara göre, görüntülerde bir kedinin iple asılarak öldürüldüğü ve bir köpeğin ise kurşunlanarak can verdiği belirtiliyor.

Olayın nerede ve ne zaman gerçekleştiği henüz netlik kazanmazken, sosyal medya kullanıcıları olaya büyük tepki gösterdi. Hayvan hakları savunucuları ve hayvanseverler, sorumluların bulunup cezalandırılması için yetkililere çağrıda bulundu. Görüntülerin yayılmasıyla birlikte, hayvanlara yönelik şiddete karşı farkındalık oluşturulması ve caydırıcı cezaların uygulanması gerektiği yönündeki talepler de arttı.

Sosyal medyada yapılan yorumlarda, bu tür vahşetin kabul edilemez olduğu ve faillerin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, hayvan haklarının korunması ve hayvanlara yönelik şiddetin önlenmesi için daha etkin yasal düzenlemeler yapılması gerektiği de dile getirildi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmazken, yetkililerin konuyla ilgili soruşturma başlattığı öğrenildi. Hayvanseverler, soruşturmanın titizlikle yürütülmesini ve sorumluların en kısa sürede adalete teslim edilmesini bekliyor.

Bu tür olayların tekrarlanmaması için toplumun her kesiminin duyarlı olması ve hayvan haklarına saygı göstermesi gerektiği belirtiliyor. Hayvanlara yönelik şiddetin önlenmesi için eğitim çalışmalarının yapılması ve farkındalık kampanyalarının düzenlenmesi de büyük önem taşıyor.

Marmara Denizi'nde artçı depremler devam ediyor. Kandilli Rasathanesi'nin verilerine göre, bugün saat 09:28'de Marmara Denizi'nde 3.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Depremin merkez üssü Marmara Denizi olarak belirlendi. Yerin 5.0 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem, İstanbul'da da hissedildi. Herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.

İstanbul'da hissedilen deprem sonrası vatandaşlar kısa süreli panik yaşadı.

Kandilli Rasathanesi'nin verilerine göre, Marmara Denizi'nde meydana gelen depremin büyüklüğü 3.5 olarak ölçüldü. Depremin derinliği ise 5.0 kilometre olarak belirlendi.

Marmara Denizi'nde 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından artçı sarsıntılar devam ediyor.

Deprem Uzmanlarından Açıklama

Deprem uzmanları, Marmara Denizi'nde meydana gelen depremlerin normal olduğunu ve artçı sarsıntıların bir süre daha devam edebileceğini belirtiyor.

Vatandaşların panik yapmaması ve yetkililerin açıklamalarını takip etmesi gerektiği vurgulanıyor.

CHP eski Milletvekili Barış Yarkadaş, Ankara'da görev yapan milletvekillerinin konaklama sorununa çözüm getirmek amacıyla harekete geçti. Yarkadaş, kurduğu kooperatif aracılığıyla vekillere uygun fiyatlı rezidans imkanı sunmayı hedefliyor.

Yarkadaş'ın açıklamasına göre, Ankara'da ev sahibi olmayan ya da lojman imkanı bulamayan milletvekilleri için yaşam alanları oluşturulacak. Kooperatifin amacı, Ankara'daki konut fiyatlarının yüksekliği ve kiralık daire bulmanın zorluğu göz önüne alındığında, milletvekillerine makul fiyatlarla konforlu ve güvenli bir yaşam alanı sunmak. Proje kapsamında, TBMM'ye yakın lokasyonlarda rezidanslar inşa edilecek veya mevcut yapılar kooperatif bünyesine dahil edilerek düzenlenecek.

Kooperatifin, milletvekillerinin yanı sıra TBMM çalışanları ve diğer kamu görevlilerine de hizmet vermesi planlanıyor. Yarkadaş, projenin detaylarını önümüzdeki günlerde düzenleyeceği bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklayacağını belirtti.

Projenin finansmanı ve uygulanmasıyla ilgili detaylar henüz netleşmezken, Yarkadaş'ın bu girişimi, Ankara'daki konut sorununa dikkat çekmesi ve milletvekillerine yönelik bir çözüm önerisi sunması açısından önem taşıyor.

İstanbul merkezli bir yayınevinde çalışan M.O. ve S.A. adlı iki şüphelinin, yayınevinin piyasaya sürmediği kitapları sahte faturalar düzenleyerek çeşitli firmalara sattığı tespit edildi. Yayınevi yetkililerinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, şüphelilerin yaklaşık 37 milyon TL'lik vurgun yaptığı belirlendi.

İddialara göre, M.O. ve S.A., yayınevinde görevli oldukları pozisyonları kullanarak, henüz basılmamış veya piyasaya sürülmemiş kitapların siparişlerini oluşturdu. Daha sonra bu siparişler için sahte faturalar düzenleyerek, kitapları farklı firmalara düşük fiyatlarla sattılar. Elde ettikleri gelirleri ise kendi hesaplarına aktardılar.

Yayınevi yetkilileri, durumdan şüphelenerek yaptıkları incelemede, kitap stoklarında tutarsızlıklar olduğunu ve bazı siparişlerin gerçek dışı olduğunu tespit etti. Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundular.

Soruşturma kapsamında, şüphelilerin banka hesapları ve mali kayıtları incelendi. Yapılan incelemelerde, M.O. ve S.A.'nın yayınevini yaklaşık 37 milyon TL dolandırdığı belirlendi. Şüpheliler hakkında yakalama kararı çıkarıldı ve başlatılan operasyonla gözaltına alındılar. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilecekler.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Yayınevi yetkilileri, zararlarının karşılanması için hukuki süreç başlattıklarını bildirdi.