Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri'nin (ADSM) yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, merkezlerin çürümeye terk edilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. TDB'nin açıklamasına göre, 2024 yılı bütçesiyle birlikte artan maliyetler ve personel eksiklikleri, ADSM'lerin işleyişini olumsuz etkiliyor.

TDB'nin açıklamasına göre, ADSM'lerdeki döner sermaye ödemelerinin düşük kalması, hekimlerin ve diğer sağlık personelinin motivasyonunu düşürüyor ve bu durum, hizmet kalitesini de etkiliyor. Artan enflasyon ve malzeme fiyatlarındaki yükselişler de ADSM'lerin mali yükünü artırıyor.

Açıklamada, ADSM'lerde kullanılan malzemelerin büyük ölçüde ithal edildiği ve döviz kurundaki artışların maliyetleri daha da yükselttiği vurgulanıyor. Ayrıca, personel eksikliği nedeniyle hekimlerin üzerindeki iş yükünün arttığı ve bu durumun hasta memnuniyetini olumsuz etkilediği belirtiliyor.

TDB, yetkililere çağrıda bulunarak, ADSM'lerin sorunlarına acil çözüm bulunmasını ve gerekli düzenlemelerin yapılmasını talep etti. Aksi takdirde, ADSM'lerin hizmet veremez hale gelme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı ve vatandaşların ağız ve diş sağlığı hizmetlerine erişiminde ciddi sorunlar yaşanabileceği uyarısında bulundu.

TDB, çözüm önerileri arasında döner sermaye ödemelerinin iyileştirilmesi, personel sayısının artırılması ve malzeme alımında kolaylık sağlanması gibi adımların atılmasını öneriyor.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, bel fıtığı tedavisinde ameliyatsız yöntemlerin etkinliğine dikkat çekerek, birçok hastanın bu yöntemlerle sağlığına kavuşabileceğini ifade etti. Şahabettinoğlu, bel fıtığının toplumda sıkça görülen bir sağlık sorunu olduğunu ve genellikle yanlış duruş, ağır kaldırma gibi nedenlerle ortaya çıktığını belirtti.

Bel fıtığının belirtileri arasında bel ağrısı, bacak ağrısı, uyuşma ve güç kaybı yer almaktadır. Şahabettinoğlu, bu belirtileri yaşayan kişilerin vakit kaybetmeden bir uzmana başvurması gerektiğini vurguladı.

Ameliyatsız tedavi yöntemleri arasında fizik tedavi, egzersiz, ilaç tedavisi ve enjeksiyonlar bulunmaktadır. Fizik tedavi ve egzersizler, bel kaslarını güçlendirerek ve esnekliği artırarak fıtığın neden olduğu baskıyı azaltmaya yardımcı olur. İlaç tedavisi ise ağrıyı kontrol altına almak için kullanılır. Enjeksiyonlar, doğrudan fıtık bölgesine uygulanarak iltihabı azaltmayı ve ağrıyı hafifletmeyi amaçlar.

Dr. Şahabettinoğlu, ameliyatsız tedavi yöntemlerinin başarı oranının yüksek olduğunu ve hastaların büyük bir kısmının bu yöntemlerle iyileşebildiğini belirtti. Ancak, bazı durumlarda ameliyat gerekebilir. Ameliyat, genellikle şiddetli ağrı, ilerleyici güç kaybı veya idrar ve dışkı kontrolünde sorun yaşanması durumunda düşünülür.

Bel fıtığından korunmak için dikkat edilmesi gerekenler arasında doğru duruş, ağır kaldırmaktan kaçınma, düzenli egzersiz yapma ve sağlıklı kilo koruma yer almaktadır. Şahabettinoğlu, bu önlemlerin bel fıtığı riskini azaltmaya yardımcı olacağını söyledi.

Sonuç olarak, bel fıtığı tedavisinde ameliyatsız yöntemler önemli bir yer tutmaktadır. Hastaların büyük bir kısmı bu yöntemlerle iyileşebilirken, bazı durumlarda ameliyat gerekebilir. Bel fıtığından korunmak için ise doğru duruş, düzenli egzersiz ve sağlıklı kilo koruma gibi önlemlere dikkat etmek önemlidir.

Avustralya'da 2020 yılında, Victor Harbor bölgesinde yüzlerce koalanın helikopterden vurularak öldürüldüğü ortaya çıktı. Olay, Güney Avustralya eyalet hükümeti tarafından hazırlanan ve gizli tutulan bir raporun sızdırılmasıyla kamuoyuna yansıdı.

Raporda, 2020 yılında yaklaşık 473 ila 637 koalanın öldürüldüğü belirtiliyor. Koalaların, ağaçlık alanlarda aşırı popülasyon nedeniyle çevreye zarar verdiği gerekçesiyle itlaf edildiği ifade ediliyor. İtlaf operasyonunun, koalaların acı çekmesini önlemek amacıyla helikopterden profesyonel avcılar tarafından gerçekleştirildiği kaydedildi.

Olay, hayvan hakları savunucularının büyük tepkisini çekti. Avustralya Koala Vakfı, itlafın kabul edilemez olduğunu ve koalaların korunması için daha iyi çözümler bulunması gerektiğini savundu. Vakıf, koala popülasyonunun korunması için yaşam alanlarının korunması, ağaçlandırma çalışmaları ve hastalıklarla mücadele gibi önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.

Güney Avustralya Çevre ve Su Bakanlığı ise, itlafın son çare olduğunu ve koala popülasyonunu kontrol altında tutmak için gerekli olduğunu savundu. Bakanlık, koala popülasyonunun bazı bölgelerde aşırı yoğunlaştığını ve bu durumun hem koalaların sağlığı hem de çevre için tehdit oluşturduğunu belirtti.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Soruşturma sonucunda, itlafın yasalara uygun olup olmadığı ve itlafın gerekçeleri değerlendirilecek. Hayvan hakları savunucuları, itlafın sorumlularının cezalandırılmasını talep ediyor.

Koala popülasyonu, Avustralya'da uzun yıllardır azalma gösteriyor. Yaşam alanlarının tahrip edilmesi, orman yangınları, hastalıklar ve iklim değişikliği, koala popülasyonunu tehdit eden başlıca faktörler arasında yer alıyor. Bu nedenle, koalaların korunması için daha kapsamlı ve etkili önlemler alınması gerektiği vurgulanıyor.

Bayern Münih, Galatasaray'ın sağ beki Sacha Boey'i transfer etme kararından vazgeçti. Alman devi, bir süredir yakından takip ettiği Boey için girişimlerde bulunmuş ancak transfer gerçekleşmeyecek. Sky Sports'un haberine göre, Bayern Münih, Sacha Boey transferinden çekildi. Teknik direktör Thomas Tuchel'in, Boey'in transferine onay vermediği belirtildi. Tuchel'in, Boey yerine daha tecrübeli bir ismi kadrosuna katmak istediği öğrenildi.

Galatasaray, Sacha Boey için Bayern Münih'ten 20 milyon Euro bonservis bedeli talep etmişti. Alman ekibi ise bu rakamı yüksek bulmuş ve pazarlıklar sonuçsuz kalmıştı. Sacha Boey, bu sezon Galatasaray formasıyla Süper Lig'de 19 maçta forma giydi ve 1 asist yaptı. Şampiyonlar Ligi'nde ise 6 maçta görev aldı.

Bayern Münih'in Boey transferinden vazgeçmesi, Galatasaray cephesinde memnuniyetle karşılandı. Sarı-kırmızılılar, Boey'i devre arasında satmayı düşünmüyordu. Boey'in takımda kalması, Galatasaray'ın sağ bek rotasyonunu güçlendirecek.

Galatasaray, Sacha Boey'i 2021 yazında Rennes'den 1.15 milyon Euro bonservis bedeliyle transfer etmişti. Boey'in Galatasaray ile 2025 yılına kadar sözleşmesi bulunuyor.

Denizli'de beklenen yağışların gerçekleşmemesi, kuraklık tehlikesini beraberinde getirdi. Denizli Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı Hamdi Gemici, çiftçilerin sulama konusunda büyük sıkıntı yaşadığını ve bu durumun tarımsal üretimi olumsuz etkileyebileceğini belirtti.

Gemici, barajlardaki su seviyesinin kritik seviyelerde olduğunu vurgulayarak, sulama birliklerinin çiftçilere su dağıtımında zorlandığını ifade etti. Özellikle pamuk ve mısır gibi su ihtiyacı yüksek ürünlerin üretiminde ciddi aksamalar yaşanabileceği öngörülüyor.

Denizli'de son yıllarda yağış miktarında gözle görülür bir azalma yaşandığına dikkat çeken Gemici, yetkililerden bu konuda acil önlemler alınmasını talep etti. Su kaynaklarının daha verimli kullanılması, sulama sistemlerinin modernizasyonu ve kuraklığa dayanıklı ürünlerin teşvik edilmesi gibi çözümlerin hayata geçirilmesi gerektiği vurgulandı.

Çiftçiler, sulama suyu sıkıntısının yanı sıra artan maliyetlerle de mücadele ediyor. Gübre, ilaç ve enerji fiyatlarındaki yükseliş, tarımsal üretimi daha da zorlaştırıyor. Üreticiler, devletin bu konuda desteklerini artırmasını ve girdi maliyetlerini düşürecek önlemler almasını bekliyor.

Kuraklık tehlikesinin Denizli ekonomisi üzerindeki etkileri de değerlendiriliyor. Tarım sektöründeki olası kayıpların, gıda fiyatlarını artırabileceği ve bölgedeki istihdamı olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor. Uzmanlar, kuraklığın uzun vadeli etkilerini en aza indirmek için kapsamlı bir strateji oluşturulması gerektiğini vurguluyor.

Jeolog Celal Şengör, Kanal İstanbul projesine verdiği destekle tekrar tartışma yarattı. Projenin Türkiye için hayati öneme sahip olduğunu savunan Şengör, Kanal İstanbul'a yönelik eleştirilere karşı çıkarak projenin bilimsel gerekliliğini vurguladı.

Şengör, projenin Marmara Denizi'ni rahatlatacağını ve olası bir depremde İstanbul'u daha güvenli hale getireceğini iddia etti. Ayrıca, projenin ekonomik faydalarına da değinen Şengör, Kanal İstanbul'un Türkiye'ye önemli gelir kaynakları sağlayacağını öne sürdü.

Celal Şengör, Kanal İstanbul'u destekleyen bir diğer ismin de tarihçi İlber Ortaylı olduğunu belirtti. Ortaylı'nın da projenin stratejik önemine inandığını ve desteklediğini ifade etti.

Ancak, Kanal İstanbul projesi başından beri birçok tartışmaya neden oldu. Projeye karşı çıkanlar, çevresel etkileri, maliyeti ve deprem riskini artırabileceği gibi konularda endişelerini dile getiriyorlar. Projenin İstanbul'un su kaynaklarına zarar vereceği ve bölgedeki ekosistemi olumsuz etkileyeceği de sıklıkla dile getirilen eleştiriler arasında yer alıyor.

Özetle: Celal Şengör, Kanal İstanbul'u savunarak projenin gerekliliğini ve faydalarını vurgularken, projeye yönelik eleştirilere de cevap verdi. İlber Ortaylı'nın da projeyi desteklediğini belirten Şengör, projenin Türkiye için stratejik bir öneme sahip olduğunu savundu. Ancak, projenin çevresel etkileri ve riskleri konusundaki tartışmalar devam ediyor.

CHP'de olağanüstü kurultay tartışmaları devam ederken, Ankara 25. İlçe Seçim Kurulu'nun delege seçimlerinde usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla seçimlerin iptali için mahkemeye başvuru yapıldı. Avukatlar, Ankara 25. İlçe Seçim Kurulu'nun 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde yetkisiz bir şekilde oy kullanmasına izin verdiği ve bunun sonucunda kurultay delegelerinin seçim sonuçlarını etkilediğini öne sürdü.

Avukatlar tarafından yapılan başvuruda, Ankara 25. İlçe Seçim Kurulu'nun yetkisiz oy kullandırdığı iddia edilerek, bu durumun tüzüğe aykırı olduğu belirtildi. Başvuruda, "Kurultay delegelerinin seçim sonuçlarını etkileyecek mahiyette usulsüzlük yapılmıştır." ifadesi yer aldı. Ayrıca, bu durumun sadece Ankara özelinde değil, tüm Türkiye genelindeki CHP delegelerini etkilediği vurgulandı.

Mahkemeye sunulan dilekçede, Ankara 25. İlçe Seçim Kurulu'nun yetkisiz oy kullandırması nedeniyle delege seçimlerinin iptali ve yeniden yapılması talep edildi. Bu başvuru, CHP içinde kurultay tartışmalarının yaşandığı bir dönemde yapılması sebebiyle önem taşıyor. CHP yönetiminin ve genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu başvuruya nasıl bir yanıt vereceği merak konusu.

Özetle:

• CHP'de olağanüstü kurultay tartışmaları sürerken, delege seçimlerinin iptali için mahkemeye başvuru yapıldı.
• Başvurunun nedeni, Ankara 25. İlçe Seçim Kurulu'nun yetkisiz oy kullandırması iddiası.
• Avukatlar, bu durumun kurultay delegelerinin seçim sonuçlarını etkilediğini savunuyor.
• Mahkemeden, delege seçimlerinin iptali ve yeniden yapılması talep edildi.

Aile Destek Programı ödemelerinin sona erip ermediği ve programın uzatılıp uzatılmadığı, kamuoyunun merak ettiği konuların başında geliyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülen bu program, ihtiyaç sahibi ailelere yönelik önemli bir destek sağlıyor.

Aile Destek Programı Nedir?

Aile Destek Programı, Türkiye'deki dar gelirli ve ihtiyaç sahibi ailelerin yaşam standartlarını iyileştirmeyi amaçlayan bir sosyal yardım programıdır. Program kapsamında, ailelerin gelir düzeylerine göre belirlenen miktarlarda aylık ödemeler yapılmaktadır. Bu ödemeler, ailelerin temel ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olmayı hedeflemektedir.

Ödemeler Bitti mi, Uzatıldı mı?

Aile Destek Programı ödemelerinin akıbeti hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmamıştır. Programın sona erip ermediği veya uzatılıp uzatılmadığı konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın bu konuda bir açıklama yapması beklenmektedir. Programın geleceğiyle ilgili kararın, ekonomik koşullar ve bütçe imkanları göz önünde bulundurularak verileceği tahmin edilmektedir.

2025 Aile Destek Ödemesi Son Durum

2025 yılı için Aile Destek Programı ödemeleriyle ilgili henüz bir planlama veya bütçe ayrılması söz konusu değildir. Programın devam edip etmeyeceği ve edeceği ise, yapılacak değerlendirmeler sonucunda belirlenecektir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın konuyla ilgili açıklamaları yakından takip edilmektedir.

Vatandaşların Beklentileri

Aile Destek Programı'ndan faydalanan vatandaşlar, programın devam etmesini ve ödemelerin düzenli olarak yapılmasını umut etmektedirler. Özellikle ekonomik zorlukların arttığı bu dönemde, bu tür sosyal yardım programlarının önemi daha da artmaktadır. Vatandaşlar, programın geleceğiyle ilgili belirsizliğin bir an önce giderilmesini ve yetkililerden net bir açıklama beklemektedirler.

Kırklareli'de yaşayan öğrenciler ve veliler, 24 Nisan Perşembe günü okulların tatil olup olmadığını merak ediyor. Özellikle son günlerdeki hava durumu ve resmi açıklamalar, bu konudaki beklentileri artırmış durumda. Ancak, Kırklareli Valiliği veya Milli Eğitim Müdürlüğü'nden henüz resmi bir tatil açıklaması yapılmadı.

24 Nisan Perşembe günü Kırklareli'de okullar normal eğitim-öğretim faaliyetlerine devam edecek. Herhangi bir tatil kararı bulunmuyor. Öğrencilerin derslerine sorunsuz bir şekilde devam etmeleri bekleniyor.

Veliler ve öğrencilerin, Kırklareli Valiliği'nin veya Milli Eğitim Müdürlüğü'nün resmi internet sitelerini ve sosyal medya hesaplarını takip ederek güncel duyuruları takip etmeleri önemlidir. Herhangi bir değişiklik olması durumunda bu kanallar aracılığıyla bilgilendirme yapılacaktır.

Şu an itibarıyla Kırklareli'de okulların tatil olduğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır. Öğrenciler ve öğretmenler, normal ders programına göre hareket edebilirler.

Haberin güncelliği ve teyidi için Kırklareli Valiliği ve Milli Eğitim Müdürlüğü'nün açıklamaları takip edilmelidir.