İzmir'de meydana gelen olayda, alkollü olduğu tespit edilen bir sürücü, trafik polisinin 'dur' ihtarına uymayarak kaçmaya çalıştı. Bu sırada, polis memuru A.K.'yi aracıyla sürükleyen sürücü, daha sonra yakalanarak gözaltına alındı.

Olay, Konak ilçesi Alsancak semtinde gerçekleşti. Edinilen bilgilere göre, sürücü B.E., 35 AAE 743 plakalı aracıyla seyir halindeyken trafik polislerinin dikkatini çekti. Polis ekipleri, sürücüyü durdurmak istedi. Ancak B.E., polisin ihtarına rağmen aracı sürmeye devam etti. Bu esnada, polis memuru A.K. araca tutunarak durdurmaya çalıştı ancak sürüklenmekten kurtulamadı.

Sürücü B.E., olay yerinden kaçtıktan sonra polis ekipleri tarafından kısa sürede yakalandı. Yapılan alkol testinde, sürücünün 1.42 promil alkollü olduğu tespit edildi. Yaralanan polis memuru A.K. ise olay yerine çağrılan sağlık ekipleri tarafından tedavi altına alındı. A.K.'nin hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.

Gözaltına alınan B.E., emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Savcılık sorgusunun ardından nöbetçi mahkemeye çıkarılan B.E., 'kasten yaralama' ve 'görevli memura mukavemet' suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Sakarya'nın Adapazarı ilçesinde, 2 gündür kayıp olan 57 yaşındaki Hasan Akın, Sakarya Nehri'ne akan bir derede ölü olarak bulundu. Arama çalışmaları sonucunda Akın'ın cansız bedenine ulaşıldı.

Edinilen bilgilere göre, Adapazarı ilçesi Karaosman Mahallesi'nde yaşayan Hasan Akın'dan iki gündür haber alınamıyordu. Yakınları, durumu yetkililere bildirdi. İhbar üzerine jandarma, AFAD ve diğer arama kurtarma ekipleri harekete geçti. Kayıp şahsın bulunması için geniş çaplı bir arama çalışması başlatıldı.

Arama çalışmaları, Akın'ın en son görüldüğü Karaosman Mahallesi ve çevresinde yoğunlaştırıldı. Ekipler, bölgedeki ormanlık alanları ve su kanallarını didik didik aradı. Dalgıç polisler de Sakarya Nehri'ne akan derelerde arama yaptı.

Yapılan arama çalışmaları sonucunda, Hasan Akın'ın cansız bedeni, Karaosman Mahallesi yakınlarındaki bir dere yatağında bulundu. Akın'ın cesedi, olay yerindeki incelemelerin ardından Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SEAH) morguna kaldırıldı.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Hasan Akın'ın ölüm nedeni, yapılacak otopsi sonucunda belirlenecek. Jandarma, olayla ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlattı.

Hasan Akın'ın kaybolması ve bulunması süreci:

• Hasan Akın, Adapazarı'nda yaşıyordu.
• Kendisi 2 gündür kayıptı.
• Arama çalışmaları jandarma, AFAD ve dalgıç polisler tarafından yürütüldü.
• Akın'ın cesedi, bir dere yatağında bulundu.

Olayla ilgili detaylı soruşturma devam ediyor.

CHP'li belediyelerde yaşanan tartışmalar ve skandallar devam ediyor. Son olarak bir belediyede düzenlenen direk dansı gösterisi büyük tepkilere yol açtı. Daha önce de benzer şekilde erotik dans kursları düzenlendiği iddiaları gündeme gelmişti.

Belediyenin organizasyonuyla gerçekleşen etkinlikte, direk dansı yapan bir dansçının performansı sosyal medyada hızla yayıldı. Gösteriye özellikle muhafazakar kesimden yoğun eleştiriler geldi. Vatandaşlar, belediyelerin bu türden etkinliklere kaynak ayırmasını ve desteklemesini ahlaki değerlere aykırı bulduklarını dile getirdiler.

Olayın ardından belediye yetkililerinden henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak sosyal medyada yapılan yorumlarda, belediyenin sanatsal faaliyetleri destekleme amacı taşıdığı ancak seçilen gösterinin uygunsuz olduğu yönünde görüşler de belirtildi.

Daha önce de benzer iddialar gündeme gelmişti: Bir başka CHP'li belediyede erotik dans kursları düzenlendiği yönündeki haberler de tartışma yaratmıştı. Bu iddialara belediye yetkilileri tarafından yalanlama gelmiş olsa da, konu uzun süre kamuoyunun gündeminde kalmıştı.

Bu türden olaylar, CHP'li belediyelerin yönetim anlayışı ve değerleri hakkında soru işaretleri oluştururken, yerel seçimler öncesinde partiye yönelik eleştirilerin artmasına neden oluyor.

Vatandaşların tepkileri: Sosyal medyada yapılan yorumlarda, vatandaşlar belediyelerin önceliklerinin farklı olması gerektiğini, bu türden gösteriler yerine altyapı sorunlarına, eğitime ve sosyal yardımlara daha fazla kaynak ayrılması gerektiğini vurguladılar.

Bolu'da meydana gelen olayda, merkeze bağlı Karacaağaç köyünde bulunan yayla evinde yalnız yaşayan 64 yaşındaki Halil İbrahim Demir, gece saatlerinde kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerin saldırısına uğradı. Edinilen bilgiye göre, Demir uyuduğu sırada içeriye giren saldırganlar tarafından çift bıçakla yaralandı.

Olay, sabah saatlerinde Demir'in yakınları tarafından fark edildi. Yaylaya gelen yakınları, Demir'i kanlar içinde buldu. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirilmesi üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan yaralı, ambulansla Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi'ne kaldırıldı.

Jandarma ekipleri, olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı. Saldırının nedeni ve failleri hakkında henüz bir bilgiye ulaşılamadı. Halil İbrahim Demir'in sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

ABD, 1915 olaylarının yıl dönümünde yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, 'Meds Yeghern' ifadesinin kullanıldığı belirtildi, bu ifadenin 'büyük felaket' anlamına geldiği vurgulandı.

ABD Başkanı Joe Biden, 2021 yılında yaptığı açıklamada 1915 olayları için 'soykırım' ifadesini kullanmıştı. Bu durum Türkiye tarafından sert bir şekilde eleştirilmişti. Ancak bu yılki açıklamada 'soykırım' ifadesine yer verilmemesi dikkat çekti.

Yapılan açıklamada, hayatını kaybedenlerin anıldığı ve bu acıların paylaşıldığı belirtildi. Ayrıca, gelecekte bu tür olayların yaşanmaması için çaba gösterileceği ifade edildi.

ABD'nin bu tutumu, Türkiye-ABD ilişkileri açısından önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor. Geçtiğimiz yıllarda 'soykırım' ifadesinin kullanılması iki ülke arasında gerginliğe neden olmuştu. Bu yılki açıklamada bu ifadenin kullanılmaması, ilişkilerin normalleşmesi yönünde bir adım olarak yorumlanabilir.

Açıklamanın tamamında, 1915 olaylarının acı sonuçlarına vurgu yapılırken, gelecekte benzer trajedilerin yaşanmaması için uluslararası işbirliğinin önemi vurgulandı. Ayrıca, farklı etnik ve dini grupların bir arada barış içinde yaşaması için çaba gösterilmesi gerektiği belirtildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki (İBB) yolsuzluk soruşturması kapsamında yeni bir gelişme yaşandı. Soruşturmada adı geçen iki kritik ismin avukatları, müvekkillerinin tutuklanması talebiyle mahkemeye başvurdu.

Soruşturma, İBB'deki bazı ihalelerde usulsüzlük yapıldığı iddiaları üzerine başlatılmıştı. Savcılık, iddiaları değerlendirerek bir soruşturma başlatmış ve çok sayıda kişinin ifadesine başvurmuştu. İfade verenler arasında İBB'de görevli bazı üst düzey yöneticiler de bulunuyordu.

Avukatların tutuklama talebinde bulunduğu kişilerin, soruşturmanın seyrini değiştirebilecek önemli bilgilere sahip oldukları belirtiliyor. Bu kişilerin ifadeleri doğrultusunda, soruşturmanın daha da derinleşebileceği ifade ediliyor.

Konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, avukatların tutuklama talebinin mahkeme tarafından değerlendirilmesi bekleniyor. Mahkemenin vereceği karar, soruşturmanın geleceği açısından büyük önem taşıyor.

Soruşturma kapsamında daha önce de bazı kişiler gözaltına alınmış, ancak daha sonra serbest bırakılmıştı. Soruşturmanın ne zaman tamamlanacağı ve iddianamenin ne zaman hazırlanacağı ise henüz belirsiz.

İBB yetkilileri ise soruşturmayla ilgili herhangi bir yorum yapmaktan kaçınıyor. Ancak, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu daha önce yaptığı açıklamalarda, soruşturmanın şeffaf bir şekilde yürütülmesini ve suçluların cezalandırılmasını istediğini belirtmişti.

Gelişmeler yakından takip ediliyor.

Amasya'da meydana gelen deprem, bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin etti. AFAD'ın (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) açıklamasına göre, depremin büyüklüğü 4.0 olarak ölçüldü. Depremin merkez üssü Amasya ili olarak belirlendi. Deprem, yerin yaklaşık 7 kilometre derinliğinde meydana geldi.

Depremin hissedildiği iller arasında Tokat ve çevre bölgeler de bulunuyor. Vatandaşlar, depremin ardından kısa süreli panik yaşadı. Şu ana kadar herhangi bir can kaybı veya yaralanma bilgisi ulaşmadı. Ancak, bazı binalarda hafif hasarların meydana geldiği belirtiliyor.

AFAD, depremin hemen ardından bölgede incelemeler başlattı. Ekipler, hasar tespit çalışmaları için sahada görev yapıyor. Ayrıca, vatandaşlara yönelik bilgilendirme çalışmaları da sürdürülüyor. AFAD yetkilileri, artçı depremlerin olabileceği konusunda uyarıda bulundu ve vatandaşların dikkatli olmalarını istedi.

Amasya Valiliği de bir açıklama yaparak, depremin etkilerini yakından takip ettiklerini bildirdi. Valilik, gerekli tüm önlemlerin alındığını ve vatandaşların her türlü yardım taleplerini karşılamak için hazır olduklarını duyurdu. Ayrıca, vatandaşların panik yapmaması ve yetkililerin açıklamalarını dikkate alması gerektiği vurgulandı.

Deprem sonrasında, sosyal medyada da çok sayıda paylaşım yapıldı. Amasya ve çevre illerde yaşayan vatandaşlar, deprem anını ve sonrasını anlatan mesajlar paylaştılar. Bazı vatandaşlar, depremin şiddetini ve korkusunu dile getirirken, bazıları ise yetkililerden daha fazla bilgi beklediklerini ifade ettiler.

Uzmanlar, Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığını ve bu nedenle sık sık depremlerin yaşanabileceğini belirtiyorlar. Vatandaşların, deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda bilinçli olmaları gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, binaların depreme dayanıklı olması ve düzenli olarak kontrol edilmesi de büyük önem taşıyor.

İstanbul'da yaşanan depremin ardından, vatandaşlar hasar tespit çalışmalarının bir an önce yapılması için çağrıda bulundu. Özellikle bazı ilçelerden yoğun hasar ihbarları geldiği belirtildi.

CNN Türk'ün aktardığı bilgilere göre, İstanbul'da en çok hasar ihbarı gelen ilçeler Avcılar, Esenler ve Bahçelievler oldu. Bu ilçelerde yaşayan vatandaşlar, binalarında meydana gelen hasarların tespiti için yetkililere başvurdu.

Hasar tespitleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri tarafından yapılıyor. Yapılan incelemeler sonucunda binaların hasar durumları belirlenerek, gerekli önlemler alınıyor.

Deprem sonrası hasar ihbarlarının yoğunlaştığı diğer ilçeler ise şöyle sıralandı:

• Küçükçekmece
• Zeytinburnu
• Fatih
• Bakırköy

Yetkililer, hasarlı binalara girilmemesi konusunda uyarılarda bulunurken, hasar tespit çalışmalarının titizlikle yürütüldüğünü ve vatandaşların güvenliği için gerekli tüm önlemlerin alındığını belirtti.

İstanbul'da yaşayan vatandaşların, binalarında herhangi bir hasar tespit etmeleri durumunda ALO 181 hattını arayarak veya e-Devlet üzerinden başvuruda bulunmaları gerekiyor.

Deprem bölgesinde hasar tespit çalışmalarının tamamlanmasının ardından, hasarlı binaların yıkım ve yeniden yapım süreçleri başlayacak. Bu süreçte, vatandaşların mağdur olmaması için gerekli tüm desteklerin sağlanacağı ifade edildi.

Türkiye'nin deprem kuşağında yer alması ve son yaşanan depremler, yapıların güvenliği konusunu ön plana çıkardı. Riskli yapıların tespiti ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşıyor. Peki, bir yapının riskli olup olmadığı nasıl anlaşılır? İşte dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar:

Binanın Yaşı: Binaların yapım yılı, taşıyıcı sisteminin dayanıklılığı hakkında önemli ipuçları verir. Özellikle 2000 yılından önce inşa edilmiş binaların, günümüzdeki deprem yönetmeliklerine uygunluğu daha düşük olabilir.

Kolon ve Kirişlerdeki Hasarlar: Taşıyıcı sistemdeki kolon ve kirişlerde çatlaklar, kırılmalar veya deformasyonlar varsa, bu durum binanın riskli olduğuna işaret edebilir. Özellikle yatay çatlaklar, binanın taşıma kapasitesinin azaldığını gösterebilir.

Beton Kalitesi: Betonun kalitesi, binanın dayanıklılığı için kritik öneme sahiptir. Betonun mukavemeti düşükse, bina depremde daha kolay hasar görebilir. Beton kalitesini anlamak için karot örnekleri alınarak laboratuvar testleri yapılabilir.

Zemin Etüdü: Binanın inşa edildiği zeminin özellikleri de binanın depreme dayanıklılığını etkiler. Zemin etüdü yapılmamış veya uygun olmayan zemine inşa edilmiş binalar, depremde daha fazla risk taşır.

Ruhsat ve Proje Uygunluğu: Binanın ruhsatının olup olmaması ve projesine uygun inşa edilip edilmediği de önemlidir. Ruhsatsız veya projeye aykırı yapılar, genellikle daha risklidir.

Bina Oturumundaki Değişiklikler: Binanın taşıyıcı sistemine zarar verecek şekilde yapılan değişiklikler (örneğin, kolon kesilmesi), binanın dayanıklılığını olumsuz etkileyebilir.

Riskli yapı tespiti için yetkili kuruluşlara başvurmak ve uzman görüşü almak en doğru yöntemdir.

Özetle, bir binanın riskli olup olmadığını anlamak için yapım yılı, kolon ve kirişlerdeki hasarlar, beton kalitesi, zemin etüdü, ruhsat durumu ve bina oturumundaki değişiklikler gibi faktörlere dikkat etmek gerekir.