Avrupa Birliği Adalet Divanı, para karşılığı vatandaşlık uygulamalarının AB hukukuna aykırı olduğuna ve son bulması gerektiğine karar verdi.

Avrupa Birliği Adalet Divanı, bazı üye ülkelerin uyguladığı para karşılığı vatandaşlık programlarının AB hukukuna aykırı olduğuna hükmetti. Karar, bu tür uygulamaların sona ermesi gerektiği yönünde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Lüksemburg'da görülen davada, Avrupa Komisyonu'nun bu uygulamalara karşı açtığı davalar birleştirildi. Kararda, AB üyesi ülkelerin vatandaşlık verme yetkisinin olmasına rağmen, bu yetkinin AB hukukuna uygun olarak kullanılması gerektiği vurgulandı.
Mahkeme, özellikle yatırım karşılığında vatandaşlık verilmesinin AB vatandaşlığının değerini düşürdüğüne ve AB hukukunun temel prensiplerine aykırı olduğuna dikkat çekti. Bu tür uygulamaların, terörizm, kara para aklama ve vergi kaçakçılığı gibi riskleri artırabileceği belirtildi.
Kararda, AB üyesi ülkelerin vatandaşlık verirken şeffaflık, ayrımcılık yapmama ve orantılılık ilkelerine uyması gerektiği ifade edildi. Ayrıca, vatandaşlık başvurusunda bulunan kişilerin AB ile gerçek bir bağının olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
Mahkemenin bu kararı, Malta ve Kıbrıs gibi yatırım karşılığında vatandaşlık veren ülkeler üzerinde büyük bir baskı oluşturması bekleniyor. Avrupa Komisyonu, bu ülkelerin uygulamalarını yakından takip edeceğini ve gerekli adımları atacağını açıkladı.
Özetle, AB Adalet Divanı'nın kararı, para karşılığı vatandaşlık uygulamalarına karşı önemli bir hukuki zafer olarak nitelendirilebilir. Bu karar, AB vatandaşlığının değerini koruma ve AB hukukunun temel prensiplerini uygulama açısından kritik bir öneme sahip.