Erzincan'ın İliç ilçesinde meydana gelen toprak kayması felaketiyle ilgili soruşturma devam ederken, istasyon sahibinin ifadesi ortaya çıktı. İstasyonda çalışanların ifadelerine göre, kaymanın yaşandığı bölgede çatlaklar olduğu daha önceden fark edilmiş ancak gerekli önlemler alınmamış.

İstasyon sahibi ifadesinde, “Olay günü vardiya sorumlusu beni arayarak toprakta kayma olduğunu söyledi. Ben de durumu hemen şirketin yetkililerine bildirdim. Ancak herhangi bir önlem alınmadı” dedi. Bu ifade, felaketin sadece doğal bir olay değil, aynı zamanda ihmal sonucu meydana geldiği iddialarını güçlendiriyor.

Ayrıca, istasyon çalışanlarının da benzer ifadeler verdiği öğrenildi. Çalışanlar, kaymanın yaşandığı bölgede daha önceden çatlaklar olduğunu ve bu durumu yetkililere bildirdiklerini ancak herhangi bir önlem alınmadığını belirttiler. “Çatlakları gördük, söyledik ama dinleyen olmadı” şeklinde konuştukları öğrenildi.

Felaket sonrası başlatılan soruşturma kapsamında, şirketin yetkililerinin de ifadeleri alınacak. İhmal olup olmadığı konusunda detaylı bir inceleme yapılacak. Toprak kaymasının nedenleri ve sorumluları belirlenmeye çalışılacak.

Arama kurtarma çalışmaları ise aralıksız devam ediyor. Toprak altında kalan işçilere ulaşmak için yoğun çaba sarf ediliyor. Uzman ekipler, bölgedeki riskleri de göz önünde bulundurarak çalışmalarını sürdürüyor.

İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından yapılan duyuruya göre, tıbbi cihaz ve tıbbi sarf malzeme alımı için ihaleye çıkılacaktır. İhale, Açık İhale Usulü ile gerçekleştirilecektir.

İhaleye ilişkin detaylı bilgiler aşağıdaki gibidir:

• İhale Kayıt Numarası: 2024/658947
• İdare Adı ve Adresi: İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Adnan Menderes Bulvarı, Vatan Caddesi, Fatih/İstanbul
• İhale Usulü: Açık İhale Usulü
• İhale Konusu: Tıbbi Cihaz ve Tıbbi Sarf Malzeme Alımı

Tekliflerin Sunulacağı Yer: İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi İhale Komisyonu Başkanlığı, Adnan Menderes Bulvarı, Vatan Caddesi, Fatih/İstanbul

İhale (Son Teklif Verme) Tarih ve Saati: 17.07.2024 - 10:00

İhale İlanının Yayınlandığı Tarih: 17.06.2024

İhaleye katılmak isteyenlerin, ihale dokümanını EKAP (Elektronik Kamu Alımları Platformu) üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. İhale dokümanı hastaneden de temin edilebilir.

İlgilenenlerin belirtilen tarih ve saatte tekliflerini sunmaları gerekmektedir.

Danimarka Kralı 5. Frederik, Donald Trump'ın olası devralma tehditleri arasında Grönland'a bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret, Grönland'ın Danimarka Krallığı için stratejik önemini vurgularken, aynı zamanda ABD'nin bölgeye olan ilgisini de gündeme getiriyor.

Kral Frederik'in ziyareti sırasında yerel halkla temas kurması ve Grönland'ın kültürel ve ekonomik yapısını yakından incelemesi bekleniyor. Ziyaretin, Grönland ile Danimarka arasındaki ilişkileri güçlendirmesi ve bölgedeki Danimarka varlığını pekiştirmesi amaçlanıyor.

Grönland, Arktik bölgesindeki stratejik konumu nedeniyle büyük güçlerin ilgisini çekiyor. Özellikle iklim değişikliğiyle birlikte buzulların erimesi, bölgedeki doğal kaynaklara erişimi kolaylaştırırken, yeni deniz yollarının açılmasına da olanak tanıyor. Bu durum, Grönland'ı jeopolitik açıdan daha da önemli hale getiriyor.

Donald Trump'ın daha önce Grönland'ı satın alma fikrini gündeme getirmesi, Danimarka ile ABD arasında gerginliğe neden olmuştu. Bu türden açıklamalar, Grönland'ın geleceği ve egemenliği konusundaki tartışmaları alevlendirmişti. Kral Frederik'in ziyareti, Danimarka'nın Grönland üzerindeki haklarını ve sorumluluklarını bir kez daha vurgulama niteliği taşıyor.

Ziyaretin detayları ve Kral'ın programı hakkında henüz tüm bilgiler kamuoyuyla paylaşılmadı. Ancak, ziyaretin Grönland'ın kalkınmasına ve Danimarka ile olan bağlarının güçlenmesine katkı sağlaması bekleniyor. Ayrıca, ziyaretin uluslararası kamuoyunun dikkatini Grönland'a çekerek, bölgedeki gelişmeleri yakından takip etmelerine olanak tanıması da hedefleniyor.

Sonuç olarak, Kral Frederik'in Grönland ziyareti, hem Danimarka Krallığı'nın bölgeye verdiği önemi gösteriyor, hem de Grönland'ın jeopolitik önemini bir kez daha hatırlatıyor. Ziyaretin, bölgedeki dengeleri nasıl etkileyeceği ve gelecekteki gelişmelere nasıl yön vereceği merakla bekleniyor.

Avrupa'daki oy verme eğilimleri üzerine yapılan yeni bir araştırma, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın kıtadaki seçmenler üzerindeki etkisinin beklenenden daha az olduğunu ortaya koyuyor. Araştırma sonuçlarına göre, Trump'ın söylemleri ve politikaları Avrupa kamuoyunda yankı uyandırmış olsa da, bu durum seçmen davranışlarına doğrudan ve önemli bir etki yapmamıştır.

Araştırmacılar, Avrupa'daki siyasi partilerin ve liderlerin söylemlerinin, ekonomik koşulların ve sosyal meselelerin seçmenlerin tercihlerini şekillendirmede daha belirleyici olduğunu vurguluyor. Trump'ın popülist söylemleri bazı kesimler tarafından desteklense de, Avrupa'daki genel oy verme eğilimleri üzerinde kalıcı bir etki bırakmamıştır.

Anketler ve seçmen davranışları analiz edilerek yapılan çalışmada, Avrupa'daki seçmenlerin büyük çoğunluğunun yerel siyasi dinamiklere ve kendi ülkelerindeki sorunlara odaklandığı görülmüştür. Avrupa'daki seçmenler, ulusal politikacılarının ve partilerinin sunduğu çözümlere öncelik vermektedir.

Araştırmacılar, Trump'ın Avrupa'daki etkisinin sınırlı kalmasının nedenleri arasında, Avrupa'daki siyasi kültürün farklılığı ve seçmenlerin yerel meselelere daha fazla odaklanması gibi faktörleri gösteriyor. Avrupa'daki siyasi partiler ve liderler, Trump'ın söylemlerine karşı kendi argümanlarını geliştirerek seçmenleri etkilemeyi başarmışlardır.

Sonuç olarak, araştırma, Donald Trump'ın Avrupa'daki oy verme eğilimleri üzerindeki etkisinin abartılmaması gerektiğini ve Avrupa siyasetinin kendi dinamikleri içinde değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Avrupa'daki seçmenlerin tercihlerini anlamak için yerel faktörlerin ve siyasi aktörlerin rolünün daha dikkatli incelenmesi gerekmektedir.

Türkiye'de faaliyet gösteren büyük bir lojistik firması, operasyonel verimliliği artırmak ve maliyetleri düşürmek amacıyla önemli bir yeniden yapılandırma sürecine giriyor. Bu kapsamda şirket, 20 bin çalışanını işten çıkarma kararı aldı.

İşten çıkarma kararının gerekçesi olarak, küresel ekonomik belirsizlikler ve lojistik sektöründeki rekabetin artması gösteriliyor. Şirket yetkilileri, bu zorlu kararın, şirketin uzun vadeli sürdürülebilirliğini sağlamak adına gerekli olduğunu belirtiyor.

Şirket, işten çıkarılacak çalışanlara kıdem tazminatları ve diğer yasal haklarının eksiksiz olarak ödeneceğini açıkladı. Ayrıca, işten çıkarılan personelin yeni iş bulma süreçlerinde destek olmak amacıyla çeşitli danışmanlık hizmetleri sunulacağı da belirtildi.

Bu karar, Türkiye lojistik sektöründe büyük yankı uyandırdı. Sektör temsilcileri, benzer durumların diğer şirketler için de geçerli olabileceği konusunda endişelerini dile getiriyor.

İşten çıkarmaların önümüzdeki aylarda kademeli olarak gerçekleştirilmesi planlanıyor. Şirket, bu süreçte çalışanlarla şeffaf bir iletişim içinde olmayı ve gerekli tüm desteği sağlamayı hedefliyor.

• Şirket, operasyonel verimliliği artırmayı hedefliyor.
• Maliyetleri düşürmek amaçlanıyor.
• Küresel ekonomik belirsizlikler gerekçe olarak gösteriliyor.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'da yapılması gerekeni yaptığını ifade etti. Peskov, Rus basınına yaptığı açıklamada, Ukrayna'daki durum ve Rusya'nın hedefleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Peskov, "Putin, Ukrayna konusunda yapılması gerekeni yaptı. Ülkenin güvenliğini sağlamak, Rusya'yı tehdit eden unsurları ortadan kaldırmak ve Rus halkının çıkarlarını korumak için gerekli adımları attı" dedi. Ukrayna'daki askeri operasyonun planlandığı gibi ilerlediğini ve tüm hedeflere ulaşılacağını savundu.

Peskov, Batı ülkelerinin Rusya'ya uyguladığı yaptırımların etkisini de değerlendirdi. Yaptırımların Rus ekonomisini zorladığını kabul etmekle birlikte, Rusya'nın bu zorlukların üstesinden gelebilecek güce sahip olduğunu belirtti. Peskov, "Yaptırımlar bizi durduramaz. Rusya, kendi kaynaklarına ve potansiyeline güvenerek yoluna devam edecektir" şeklinde konuştu.

Ukrayna ile müzakereler konusunda da açıklamalarda bulunan Peskov, Rusya'nın müzakereye açık olduğunu ancak müzakerelerin Rusya'nın çıkarlarını koruyacak şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

Peskov’un açıklamaları, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonuna ilişkin tutumunun değişmediğini ve Rusya'nın hedeflerine ulaşana kadar operasyona devam edeceğini gösteriyor.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TBMM Genel Kurulu'nda süren 8. Yargı Paketi görüşmeleri sırasında DEM Parti'nin sergilediği tutuma sert tepki gösterdi. Tunç, DEM Parti milletvekillerinin sürekli olarak söz alıp görüşmeleri tıkamaya çalıştığını belirterek, Meclis'in bir oyun yeri olmadığını ve milletvekillerinin anayasal sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.

Bakan Tunç, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Burada top oynamıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeyiz. Anayasal sorumluluğumuz var. Herkes anayasal sorumluluğunu bilecek. Sürekli söz alıp Genel Kurulu tıkamaya çalışmak doğru bir yaklaşım değil."

Tunç, DEM Parti'nin Meclis çalışmalarını engellemeye yönelik girişimlerinin kabul edilemez olduğunu ve bu tür davranışların Meclis'in itibarını zedelediğini ifade etti. Adalet Bakanı, milletvekillerinin seçmenlerine karşı sorumlulukları bulunduğunu ve Meclis'in asli görevinin ülke sorunlarına çözüm üretmek olduğunu hatırlattı.

8. Yargı Paketi görüşmelerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve yasalaşması için tüm partilerin yapıcı bir tutum sergilemesi gerektiğini belirten Tunç, DEM Parti'yi de sorumlu davranmaya davet etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin milletvekilleriyle yaptığı toplantıda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, konuşmasında hırsızlık ve yolsuzluk konularına dikkat çekerek, "Hırsızlığın, yolsuzluğun partisi olmaz" ifadelerini kullandı. Bu tür olumsuzlukların bir partiye atfedilemeyeceğini belirtti.

Erdoğan, milletvekillerine yönelik yaptığı konuşmada, Türkiye'nin içinden geçtiği süreçlere değinerek, partisinin sorumluluğunun büyük olduğunu vurguladı. Türkiye'nin büyüme ve kalkınma hedeflerine ulaşması için birlik ve beraberlik içinde çalışmanın önemine dikkat çekti.

Konuşmasında ekonomik gelişmelere de yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığını güçlendirme yolunda atılan adımların devam edeceğini belirtti. Enflasyonla mücadele konusundaki kararlılıklarını yineleyerek, vatandaşların refah düzeyini artırmaya yönelik çalışmaların sürdürüleceğini ifade etti.

Erdoğan ayrıca, dış politikadaki gelişmelere de değinerek, Türkiye'nin bölgesindeki etkin rolünü vurguladı. Uluslararası arenada Türkiye'nin çıkarlarını koruma konusundaki kararlılıklarını dile getirerek, barış ve istikrarın sağlanması için diplomatik çabaların sürdürüleceğini söyledi.

Toplantıda, milletvekillerinin de görüş ve önerilerini dinleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin tüm kademeleriyle sürekli iletişim halinde olacaklarını ve ortak akılla hareket edeceklerini belirtti.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, 30 Nisan'da TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, mevcut siyasi gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Dervişoğlu, özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarına sert tepki gösterdi.

Dervişoğlu konuşmasında, "Türkiye'nin her köşesinde farklı sorunlar yaşandığını, ancak iktidarın bu sorunlara çözüm üretmek yerine, algı yönetimiyle meşgul olduğunu" ifade etti. Ayrıca, ekonomik sıkıntıların derinleştiğini ve vatandaşların geçim derdinin arttığını vurguladı.

Müsavat Dervişoğlu, Devlet Bahçeli'nin İYİ Parti'ye yönelik eleştirilerine de cevap verdi. "Bahçeli'nin İYİ Parti'yi hedef alan sözlerinin kabul edilemez olduğunu" belirten Dervişoğlu, "Bunların pişirdiği aş zehirdir zehir! İncinmişsin..." şeklinde konuştu. Bu sözler, salonda büyük alkış aldı.

Dervişoğlu, konuşmasının devamında, İYİ Parti'nin Türkiye'nin sorunlarına çözüm üretme konusunda kararlı olduğunu ve milletin menfaatlerini her zaman ön planda tutacağını vurguladı. Ayrıca, yaklaşan yerel seçimler öncesinde partililere birlik ve beraberlik çağrısında bulundu.

Toplantıda, İYİ Parti'nin ekonomi, eğitim ve dış politika alanlarındaki çözüm önerileri de detaylı bir şekilde ele alındı. Partililer, Dervişoğlu'nun konuşmasını büyük bir dikkatle dinledi ve desteklerini ifade ettiler.

Sonuç olarak, İYİ Parti TBMM Grup Toplantısı, hem gündeme dair önemli mesajlar verilmesi hem de partililerin moral ve motivasyonunun artırılması açısından önemli bir platform oldu.